| Wraith kuşatması altındayken kaçıp, Dünya'ya dönen Eskiler'in isimlerine ait bir kayıt. | Open Subtitles | إنها أسماء القدماء الذين رحلوا عندما كانت تحت الحصار ورجعوا إلى الأرض |
| Sorun şu ki diğerleri de hipnoz altındayken aynı şekilde mi hissedecek? | Open Subtitles | :السؤال هو إذا كان تحت التنويم المغناطيسى فإن الأخرين سيشعرون بنفس الطريقة؟ |
| Bir adam baskı altındayken, yalanlar daha kolay çıkar ağızdan. | Open Subtitles | عندما يكون الرجل تحت الضغط، الأكاذيب تَتدفّقُ منه بسهولة اكبر |
| Yüksek basınç altındayken, kandaki her şey korkup paniğe kapılır ve saklanır. | Open Subtitles | تحت الضغط العالي، يصاب كلّ شيء بالدّم بالذعر والهلع ويسارع بالفرار والاختباء |
| Stres altındayken daha kötü oluyor. Daha az daha güçlükle aklımızı verebiliyoruz. | TED | ويكون الوضع أسوء تحت الضغط العصبي. حيث يتشتت الذهن بشكل أقوى، وبصورة أكثر تكرارََا |
| Fakat anestezi altındayken ya da derin uykudayken kaybetmiş olduğumuz gerçekte nedir? | TED | ولكن ما هي بالضبط الاشياء التي نفقدها تحت تأثير التخدير، او عندما نمكث في نوم عميق بلا احلام |
| Baskı altındayken bazılarımız neden yapabilecekken yapamıyor? | TED | لماذا نفشل أحيانًا في تأدية ما نحن قادرين عليه عندما نكون تحت الضغط؟ |
| Şuan sinirbilimi eğitimi alıyorum ve beynin stres altındayken nasıl davrandığını birazcık biliyorum. | TED | أنا عالم أعصاب متدرب وأعرف قليلا عن كيفية عمل المخ تحت الضغط |
| Unutmayın, stres altındayken, beyin kortizol salgılar. | TED | تذكروا، عندما تكونون تحت الضغط، يقوم المخ بإفراز هرمون الكورتيزول |
| Bir hasta genel anestezi altındayken elektrotlar beyne bir dizi hafif elektrik titreşimleri gönderir. | TED | فعندما يكون المريض تحت تأثير التخدير العام، فإن المسربين الكهربائيين يُوصِلان نبضات كهربائية خفيفة إلى الدماغ. |
| Derken benim ve çevirmenimin kolunu yakalıdı, ördekler çalının altındayken "Seyret." | TED | واذا به يمسك بيدي والمترجم يقول لي وهو يخفينا تحت العشب ويقول شاهد هذا |
| Bu, su altındayken sanal gerçeklikle gördükleri şey. Flora ve faunaları gözlemliyorlar. | TED | هذا هو الواقع الافتراضي عندما يكونون تحت الماء يراقبون النباتات والحيوانات. |
| Ve evin altındayken, kendisini çok küçük hissettiğini söyledi. | Open Subtitles | و حين أصبحت تحت البيت كان لديها شعور أنها صغيرة جداً |
| Evin altındayken başına gelen özel bir şey özel bir an hatırlıyor musun? | Open Subtitles | الآن ، هل يمكنك أن تتذكرى مرة معينة قد حدث شئ لك أثناء وجودك تحت البيت ؟ |
| Tam bir müsriflik, sonbaharın başından ilkbaharın sonuna kadar Leydi cam altında tutulmalı ve o cam altındayken aşırı külfete katlanarak uçan sinekler tedarik etmeliyiz. | Open Subtitles | لا بد أن تحفظ السيدة تحت الزجاج و علينا أن نوفر لها الذباب بوفرة بتكاليف باهظة |
| Size burada ve yemin altındayken tekrar soruyorum bayım, | Open Subtitles | لذا سأسألك ثانية الأن و أنت تحت القسم بقول الحقيقة |
| Cinsel stres altındayken genellikle İsa'yı... ve haça gerilmeyi mi düşünürsün? | Open Subtitles | في طبيعة الحال هل أنت معتاد على رؤية المسيح وعملية الصلب تحت تأثير الضعط الجنسي ؟ |
| Ama suyun altındayken, gördüğüme yemin edebilirim ki... | Open Subtitles | لكن متى كُنْتُ تحت الماءَ، أنا كان يُمكنُ أنْ أُقسمَ بأنّني رَأيتُ. |
| Sen çok bencilsin, ve sadece onun altındayken değil. | Open Subtitles | انتي في غاية الأنانية وليس فقط تحت الغطاء |
| elindeyse, sadece, ceviz ağacının altındayken seni hiç rahatsız etmeyen ... sivrisineklerden oradan geçen büyükler yüksek sesle şikayet ettiğinde... dans ettirdiğin bir küçük kukla olurdu. | Open Subtitles | وحيث كنت تحمل دمية صغيرة وتجعلها ترقص حينما مر رجل بالغ يتذمر من البعوض الذي لم يكن ليزعجك تحت الشجرة |
| CTU saldırı altındayken, bu lanet olası yatakta oturacak değilim, tamam mı? | Open Subtitles | لن أبقى في هذا الفراش بينما الوحدة تتعرض للهجوم، هل تفهمني؟ |
| Bu büyü altındayken hiç bakmadan kartın siyah veya kırmızı olduğunu anlayabileceksin. | Open Subtitles | وتحت التعويذة بدون النظر ساكون قادر على تحديد ما اذا كانت الورقة حمراء او سوداء |
| Bazıları nesli tehlike altındayken bazıları yok oldu. | TED | البعض انقرض فعلًا والباقي مهدد بالخطر. |