ويكيبيديا

    "altyapısı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التحتية
        
    • بنية تحتية
        
    Çünkü tabiat ananın ancak bu kadar ekolojik altyapısı ve doğal sermayasi var, ötesi yok. TED لان الطبيعة الام لديها فقط ذلك القدر في البنية التحتية الايكولوجية وذلك القدر من راس المال الطبيعي
    Kesinlikle. Örneğin bunlar enerji sektörü altyapısı, yollar, köprüler, limanlar. TED من الممكن أن تكون في مجال البنية التحتية لإنتاج الطاقة، أو بناء الطرق، أو الجسور، أو الموانئ.
    İlk olarak, büyük ölçüde yapılan kamu yatırımlarıyla geniş bir şebeke altyapısı kurulmuştur. TED أولًا، وضع شبكة البنية التحتية على نطاق واسع عادةً باستثمار عامّ كبير
    Bankacılık altyapısı olmayan yerlere, temel bankacılık hizmetlerini götürüyor. TED هذه العملية توفر خدمات مصرفية بدائية إلى أماكن لا يوجد فيها بنية تحتية مصرفية.
    Eğer etrafımıza bakarsak çevremizde birçok LED görebiliriz. Yani çevremizde Li-Fi vericisinin zengin bir altyapısı mevcuttur. TED لو نظرنا حولنا لوجدنا العديد من لمبات الليد اذا هناك بنية تحتية غنية بموصلات الليد
    Peki, babamın dediğine göre, fabrikalarda yasadışı çalışanlar olmazsa, ülkenin bütün altyapısı çökebilirmiş. Open Subtitles والدنا يقول أنه اذا لم نملك أشخاص غير شرعيين ليعملوا في المصانع، فالبنية التحتية للدولة بأكملها ستنهار.
    Ülkenin bütün elektronik altyapısı tehdit altında olabilir. Open Subtitles البنية التحتية الإلكترونية لبلدنا كلّها يمكن أن تكون في خطر
    İyileştirilmiş insan sağlığı fiziksel ürününün en etkili yöntemleri dağıtım, şehir altyapısı ve benzeri bilim ve teknoloji alanında bulunur politika veya parasal ekonomide değil. Open Subtitles و أفضل الطرق لضمان مثالية الصحة البشرية، الإنتاج المادي، التوزيع، البنية التحتية للمدن وغيرها تنتج من مجال العلم و
    Harika. Elektrikler kesilince, güvenlik altyapısı zayıflar, böyle durumlarda uygulanan bir prosedür vardır. Open Subtitles الكهرباء مقطوعة ما يعني أن كل البنية التحتية معرضة للخطر،
    altyapısı var, bağlantılar var ve yeteneği de var. Open Subtitles لديه البنية التحتية ، والعلاقات، والسيادة.
    Biraz hafif bir tabir oldu. Ama altyapısı sağlam görünüyor. Open Subtitles أنت تخففين من وطأة ذلك لكن يبدو أن بنيته التحتية سليمة
    Bu, organizasyonumun üzerinde çalıştığı şeylerden biri: aynı bölgedeki insanların birbirleriyle iletişim kurmasına ve yardımlaşmasına olanak sağlayacak yerel bazlı iletişim altyapısı. TED وهذه أحد الأشياء التي تعمل عليها مؤسستي الآن، البنية التحتية للاتصالات المحلية القائمة على تحديد المكان، التي تسمح لسكان نفس المنطقة بالتواصل فيما بينهم وتقديم المساعدة لبعضهم البعض.
    NG: Bu ölçeklendirilebilir video altyapısı, azdan aza değil, çoktan çoğa. Yani simetrik video ve içerik paylaşımını tüm dünyada bu siteler üzerinden ölçeklendirir. TED نيل: هذه هي البنية التحتية للفيديو القابل للتحجيم، وليس للقليل نحو القليل بل للكثير نحو الكثير، إنه معد لتشارك متناظر للفيديو ولتشارك المحتويات عبر هذه المواقع حول الكوكب.
    Ulaşım altyapısı açısından bakıldığında gelişmiş ve geri kalmış şehirler arasında gerçekten fark yaratan şey otoyollar ya da metrolar değil kaliteli kaldırımlardır. TED في ما يتعلق بالبنيات التحتية للنقل، الذي يحدث حقاً فرق بين المدن المتقدمة والمتخلفة ليست الطرق السريعة أو انفاق المترو بل أرصفة ذات جودة.
    ["Herhangi bir koruma sistemine bağışıklık Gizli koleksiyon altyapısı"] Tüm ülke çapında konuşlanmış. TED "محمياً ضد أي نظام ومتخفياً بمجموعة من البنى التحتية" تنتشر في جميع أرجاء الدولة.
    Çünkü bütün dünyanın azmiyle bile enerji sistemimizin arz kısmını dekarbonize edeceğimiz, bir an önce halka sunulması gereken geniş ölçekli bir mühendislik altyapısı zamanında oluşmayacak. TED وذلك لأنه مع كل تلك الإرادة في العالم، فإن الهندسة للبنية التحتية على نطاق واسع والتي نحن بحاجة إليها بسرعة لإزالة الكربون من أجهزة نظام الطاقة لن تتم بكل بساطة في الوقت المناسب.
    Bakıldığında, Elizabeth dönemi halk altyapısı ile modern endüstriyel metropol hayatı yaşayan bir şehirdi. TED كانت في الأساس عبارة عن معيشة مدنية تتوافر فيها أحدث أنواع الصناعة الحضرية مصحوبة بالبنى التحتية العامة التي أحدثها اليزابيثيون.
    Bağış kaynağı yok, altyapısı yok. Open Subtitles ليس هنالك قاعدة تبرعات. لا بنية تحتية.
    Bu, en sağlam, ileri teknolojili, merkezi olmayan depolama altyapısı. Open Subtitles بنية تحتية متطورة لتخزين اللامركزية
    Evet, savaştan önce Suriye nüfusunun neredeyse yarısı gecekondu mahallelerinde ve düzgün bir altyapısı olmayan, genelde dinlerine, zümrelerine, kökenlerine ya da tamamına bağlı olarak aynı kesimden insanları barındıran, sayısız sırada tek bloklardan oluşan sınır bölgelerinde yaşıyordu. TED نعم، قبل الحرب، كان يعيش ما يقرب من نصف سكان سوريا في الأحياء الفقيرة، في مناطق دون بنية تحتية ملائمة، مصنوعة من صفوف لامتناهية من صناديق خرسانية تقطنها شريحة من السكان، ينتمون في الغالب إلى نفس الشريحة المجتمعية، سواء بناء على الدين أو الطبقة أو الأصل، أو جميعها معا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد