Bu anlaşmada, hepimizin aynı güvertede olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتأكد أننا جميعاً على وفاق فى هذه الصفقة |
- Sana hiç ulaşmaması yazık olmuş. - O anlaşmada yakalandın. | Open Subtitles | من السيىء جداً لم يتوصلوا إليك، لقد قمت بحرق تلك الصفقة. |
Yani iki şirketten birinin hissedarı değilseniz ya da şüphesiz bu çok karlı anlaşmada anlaşmayı sağlayanlardan biri veya avukatlardan birisi değilseniz çok büyük bir şekilde kimseye hiç bir şey ifade etmeyen bir şey yaşıyorsunuz demektir. | TED | إذاً مالم تكون صاحب أسهم في أحدى أو مؤسسة أخرى أو أحد صانعي الصفقة أو المحامين المشاركين في النشاط الذي يدر الربح بلا شك فأنت في الواقع مشارك في جزء ضخم من النشاط الذي يعني شيئاً تافهاً للجميع. |
İran'ın nükleer anlaşmada hile yaptığına dair dostlarımızdan istihbarat aldık. | Open Subtitles | لدينا معلومة استخباراتية من شركائنا أن الإيرانيين يخونون الاتفاق النووي |
Kimse anlaşmada birini öldürmekle ilgili bir şey söylemedi. | Open Subtitles | لم يذكر أحد أيُ شيءٍ فى الإتفاق بشأن قتل أحد. |
Bu anlaşmada hala kızın daha karlı çıktığını düşünüyorum. | Open Subtitles | ما زلت أعتقد أنها قد ربحت أفضل ما لديه في هذه الصفقة |
- Hayır. - Bu oruspu çocuğunu vuracağım. - anlaşmada böyle bir şey yok. | Open Subtitles | ،أريد أن اقتل أبن العاهرة ..هذا ليس جزء من الصفقة |
Hayır, hayır. İşaret vermediler. anlaşmada daha yapılmadı. | Open Subtitles | كلاّ، ليس هنالك أيّ أشارة بأنّ الصفقة فشلت. |
Çünkü bu anlaşmada istediğin 200 milyon'un %10'unu ...peşin olarak garanti edebilirim. | Open Subtitles | لأنى استطيع ضمان 200 مليون مقدماً و هو عُشر هذه الصفقة |
Patronunun yaptıklarından sonra bu anlaşmada iyi niyetli olmaya mecbur değilim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ، بأنّ الحدود لن يكون لها معنى في هذه الصفقة بعد مافعله رئيسكِ |
Bunun, operasyona kabul edilmesi için adamınızla yaptığınız anlaşmada anlaşılması gerken bir husus olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | انا اعتقد ان هذا جزء من من التفاهم في الصفقة التي اجريتها لتأتي على رأس هذه المهمه |
Patronunun yaptıklarından sonra bu anlaşmada iyi niyetli olmaya mecbur değilim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ، بأنّ الحدود لن يكون لها معنى في هذه الصفقة بعد مافعله رئيسكِ |
Biz anlaşmada bize düşen paydan tatmin olduk. | Open Subtitles | لدينا العزم الكامل لإتمام ماعلينا من الاتفاق. |
Hayır değil ama bu anlaşmada bazılarımızın istediğini pek elde edemediğini de görmezden gelemezsin. | Open Subtitles | كلا، ولكن لا يمكنك تجاهل حقيقة أن بعضنا لا يستفيد من هذا الاتفاق جيدا |
Hakemliğimde imzalayacağınız bu anlaşmada, ben hem sizi hem de Bay Harris'i temsil ediyorum. | Open Subtitles | الاتفاق ينص على ان أفصل أنا فى النزاع بينكما |
anlaşmada bu yok. Kapa çeneni. | Open Subtitles | لا يسعكَ أنّ تقتلني يا رجل، هذا ليس جزءاً من الإتفاق. |
Beni öldüremezsin. anlaşmada bu yok. | Open Subtitles | لا يسعكَ أنّ تقتلني يا رجل هذا ليس جزءاً من الإتفاق |
Bu anlaşmada yoktu, siz bu hale getirdiniz. | Open Subtitles | لم يكن جزء من أتفاقنا عبثكماالمرةتلوالمرة. |
Eğer tüm parayı alırlarsa yaptığımız anlaşmada değişiklik olmaz, değil mi? | Open Subtitles | حتى لو حصلت على كل المال ، فلن يشكّل ذلك فارقا حول إتفاقنا لا يمكن أن ترجع عن كلمتها |
Geçmişte, Fry bir iki anlaşmada Isaiah'ı kazıkladı. | Open Subtitles | من فترة كبيرة ، عندما قام فراي ببيع شارته لأيزياه مقابل بعض الصفقات |
Onu başka zaman başka bir anlaşmada yakalayacağım. | Open Subtitles | سأقبض عليه في وقت آخر وصفقة أخرى |