Anlaşmamıza göre, birimiz kız ayarlarsa, üsse kendi dönecekti. | Open Subtitles | في اتفاقنا إذا أحدنا أصبح محظوظا عليه أن يعتمد على نفسه في العودة |
At için Anlaşmamıza uygun şekilde gereken korumayı sağlamıştım. | Open Subtitles | وفّرت حماية معقولة للحصان بموجب اتفاقنا الضمني. |
Albay Yin, Anlaşmamıza göre tutsakların hiçbirini... incitmek zorunda kalmayacaktım. | Open Subtitles | أيها الكولونيل ين, كان إتفاقنا ألا أضطر لإيذاء أي من السجناء الآخرين |
Ödemeyi çıkartacağımızı ve Anlaşmamıza sadık kalacağımızı söyle. | Open Subtitles | أخبرها بأنّنا سنبعد تلك الدفعة ونشرّف صفقتنا |
Anlıyorum ama Anlaşmamıza uymamız önemli. | Open Subtitles | أتفهم هذا، لكن هام جداً أن نحترم الأتفاق |
Şu Anlaşmamıza bir şeyler dahil edip duruyorsun. | Open Subtitles | انت مازلت تضيف اشياء الى الاتفاق الخاص بنا. |
Anlaşmamıza göre oğlumu bu satın almadan vaz geçirmek için buradasın sanıyordum. | Open Subtitles | أفترض أنه طبقاً لاتفاقنا أنت هنا لثني ابني من المضي في عملية الاستحواذ؟ |
Anlaşmamıza göre sorduğun soruları cevaplamama hakkım var. | Open Subtitles | لا أذكر أنّ الإجابة عن أسئلتكِ كان جزءاً من اتفاقنا |
Sağ ol dostum. Anlaşmamıza sadık kalacağım. | Open Subtitles | شكراً يا صاح، ولا تظن أنني نسيت اتفاقنا لقد قمت بدورك |
Hayır Anlaşmamıza göre, cephaneliği araştırdıktan sonra Ben'in peşinden gidecektik. | Open Subtitles | كلا، اتفاقنا بأننا نذهب لإنقاذ بن بعد أن نفحص مستودع الأسلحة |
Söylemek zorundayım, eğer bu referanduma zorlanırsa Anlaşmamıza bağlı kalamayız. | Open Subtitles | يجب عليّ ان اقول لكَ اذا اجبر ذلك علي الاستفتاء لن نستطيع الابقاء علي اتفاقنا |
Her hafta bir damat adayı getirme Anlaşmamıza sadık kalarak. | Open Subtitles | تمشياً مع اتفاقنا بأن أوفر خاطب جديد كل أسبوع. |
Fakat bana inanılmaz bir tutku ile geldiniz, ve şimdi görünüyor ki Anlaşmamıza olan isteğiniz azalıyor.. | Open Subtitles | ولكنك جئتي إلي بحماس شديد ويبدو أن حماسك الآن قد بدأ يفتر نحو إتفاقنا |
Hayır Anlaşmamıza göre, cephaneliği araştırdıktan sonra Ben'in peşinden gidecektik. | Open Subtitles | لا، كان إتفاقنا هو أن نذهب و نبحث عن بِن حالما نستكشف مستودع الأسلحة |
Öldürmez. Anlaşmamıza böyle bir şart koyarım. Tuhaf. | Open Subtitles | لن يفعل، سأجعل هذا شرطاً في إتفاقنا المبرم. |
Ödemeyi çıkartacağımızı ve Anlaşmamıza sadık kalacağımızı söyle. | Open Subtitles | أخبرها بأنّنا سنبعد تلك الدفعة ونشرّف صفقتنا |
Anlaşmamıza köstek olacaktı. | Open Subtitles | و الآن هي كانت على وشك إفشال صفقتنا |
Anlaşmamıza göre dediğimi yapacaktın, hatırladın mı? | Open Subtitles | الأتفاق أن نفعل كما أخبرنا أتذكر؟ |
Anlaşmamıza göre ne dersek yapman gerekiyordu. | Open Subtitles | كان الاتفاق أن تقوم بما نمليه عليك وأقول لك ابقَ هنا |
Aslında Anlaşmamıza göre ekibe liderlik edeceğim. | Open Subtitles | في الواقع سأكون قائد الفريق طبقًا لاتفاقنا |
Anlaşmamıza göre, eğer biz başarır ve o başaramazsa künyesini birliğine teslim edecektim. | Open Subtitles | الإتفاق كان، إن خرجنا نحن وهو لم يخرج، حينها على إعادة أقراصه إلى وحدته. |
Şu artık anlaşıldı ki Anlaşmamıza imkan yok. | Open Subtitles | من الواضح أننا لن نحصل على اتفاقية أفضل. |
Anlaşmamıza sadık kalmanı bekliyorum. | Open Subtitles | أنا ألتزمك بصفقتنا. |
Anlaşmamıza bağlı kalıp işime yarayacağından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أودّ التيقّن أنّكَ مُلتزماً بإتفاقنا وأنّكَ ستكون ذا نفع إليّ |
Sam'le Anlaşmamıza göre, kazancın % 25'ini O alır. | Open Subtitles | اتفاقي مع سام يستمر: يحصل عى 25% من الأرباح. |
Üzgünüm, tatlım. O kısmı Anlaşmamıza dahil değil. | Open Subtitles | -آسف يا عزيزتي، هذا ليس جزءاً مِن اتّفاقنا |
Şiir okumak, bu gezide tanrı ve bilim tartışmayacağımıza dair Anlaşmamıza uymuyor. | Open Subtitles | إنفجار أندرس بالغناء ضد إتفاقيتنا نحن لسنا بصدد مناقشة الدين ، أو العلم أثناء تلك الرحلة |