Sizin her şeyiniz var. Ama Anladığıma göre arkadaşınızın sadece nişanlısı varmış. | Open Subtitles | انت تمتلكين كل شئ, ولكن صديقتك,كما فهمت, لم تكن تملك غيره |
Anladığıma göre, az önce kız kardeşimle hayatına son vermesi konusunda konuşmuşsunuz. | Open Subtitles | كما فهمت ، انت الذي تحّدثت إلى شقيقتي في ايامها الاخيرة . |
Şimdi! Anladığıma göre, anneniz temas kurmaya çalıştı, veya temas kurduğuna sanıyordu... | Open Subtitles | الأن ,انا أفهم أن أمكم كانت تحاول الاتصال به أو تأكدت |
Anladığıma göre,... ..benden başka birisi daha oraya gitmiş. | Open Subtitles | .. أفهم أن شخصاً آخر غيري ذهب إلى هناك أيضاً |
Anladığıma göre, size bir şey bırakılmasını beklemiyormuşsunuz. | Open Subtitles | فهمت أنك كنت لا تتوقع أن يترك لك شئ |
Anladığıma göre şu Armus denen adam bir şeyden korkuyor. | Open Subtitles | مما فهمته هذا الرجل (ارموس) ليس خائفا، لذا |
Anladığıma göre geri dönebileceğin bir işin yok. | Open Subtitles | كما أفهم الأمر . فإنّك لاتملكين عملاً كي تعودي إليه |
Anladığıma göre bu talihsiz biçareyi hapse tıkan korkunç zalim sensin. | Open Subtitles | أفهم بأنك المستبد الفظيع الذي سجن هذا التعيس السيء الحظ |
Krallık için önemli bir iş. Benim Anladığıma göre kraldan sonra en önemli kişi. | Open Subtitles | في المرتبة الثانية بعد الملك نفسه، كما فهمت. |
Anladığıma göre arkadaşıymış... ..ve fena dövülmüş. | Open Subtitles | كما فهمت , انه صديق لها و انه قد ضرب بقوة |
Ama Anladığıma göre, sen sadece onun akademik danışmanı değil aynı zamanda ruhsal danışmanısın. | Open Subtitles | ،ولكن كما فهمت ...أنت لست فقط مستشاره الأكاديمي ...ولكن أنت... مستشاره الروحي أيضاً... |
Anladığıma göre bu adamlarda silah falan yokmuş. | Open Subtitles | كما فهمت هؤلاء الرجال لم يحملوا أسلحة |
Anladığıma göre Paris'te hava bütün hafta oldukça ılık geçecek. | Open Subtitles | أفهم أن الطقس في باريس دافئ طوال الأسبوع |
- Anladığıma göre bu tutuklamanın amacı mevzubahis telefonun müvekkilimin eline nasıl geçtiğini öğrenmekti. | Open Subtitles | أفهم أن الغرض من عملية الأعتقال هو التأكد من أن موكلي بحوزته الهاتف النقال هذا |
Anladığıma göre, adamlarınız tüm kasabada bu resmi dolaştırıyormuş. | Open Subtitles | أفهم أن رجالك ينشرون هذه بالمدينة |
Anladığıma göre, kuzeni ziyaretine gelmiş. | Open Subtitles | أفهم أن هناك قريبة تزوره |
Anladığıma göre yüzücüsün. | Open Subtitles | لقد فهمت أنك سباح |
Anladığıma göre yüzücüsün. | Open Subtitles | لقد فهمت أنك سباح |
Ethan, senin ilişkinden Anladığıma göre sen kendi kendini baltalama sanatında baya tecrübelisin. | Open Subtitles | ايثان)، مما فهمته حول علاقاتك) يجدر بك ان تكون متمكنا في فن التخريب الذاتي |
Ama aynı zamanda yıllık kongrelerinizin de bir reklamını yapıyorsunuz ki Anladığıma göre bunlar büyük bir hızla satılıyor. | Open Subtitles | ولكنكَ أيضًا تعمل على رفع قيمة مؤتمركَ السنوي، والذي يبيع بسرعة قياسية، كما أفهم. |
"Anladığıma göre, kendi kendine oldukça iyi bir pilot olmuşsun." | Open Subtitles | أفهم بأنك أَصبحت طيار جيد نفسك |