Bizi uyarmaya çalıştı ama anlamadık. | Open Subtitles | بقد كانت تحاول أن تحذرنا و نحن لم نفهم هذا حتى |
Başta karışık algoritmayı anlamadık bile. | Open Subtitles | في باديء الأمر حتى لم نفهم لوغاريتماته المعقدة |
Ne olduğunu biz de tam olarak anlamadık. | Open Subtitles | لم نفهم ذلك نحن الآخرين، أيضاً. إنظر، الامر بسيط. |
- Açmamış mı? Öğlene dek soyulduğumuzu anlamadık bile. | Open Subtitles | لم نعرف حتى أنه تم سرقتنا إلا بعد أن انقضى منتصف اليوم |
1 hafta öncesine kadar herşey yolundaydı Sonra ne oldu anlamadık | Open Subtitles | كل شئ كان جيدا حتى الاسبوع الماضى عندما بدا بعضنا يمرض جدا فى البداية لم نعرف ما هو المرض |
İkimiz de yapbozun bazı parçalarının eksik olduğunu anlamadık. | Open Subtitles | "لم يعلم أيّ منا بأنّ هنالك قطعاً ناقصة من الأحجية" |
Jim ve Lyla Brewer'da niye farklı silahlar kullandığını anlamadık. | Open Subtitles | لم ندرك لماذا استخدم سلاحين مختلفين على جم و ليلى بروير |
İki ay sonra geri geldim. Çocuklar toplanarak "Hiçbir şey anlamadık." | TED | عدت بعد شهرين و احتشد على الاطفال و قالوا "لم نفهم اي شيء" |
Kafalarının üstüne atom bombası düşen... insanların hislerini asla anlamadık._BAR_ | Open Subtitles | لم نفهم أبدا مشاعر الناس... الذين سقطت القنبلة الذرية على رؤوسهم، لم نتوقف أبدا للتفكير بذلك |
Mayıs sineğini nasıl çoğaltacağımızı anlamadık. | Open Subtitles | لم نفهم وسيلة تكاثر ذبابات مايو |
Dediklerinden hiçbir şey anlamadık bir kelime hariç. | Open Subtitles | لم نفهم شيئاً يقولونه، عدا كلمة واحدة. |
Ne için?" Şuanda gördüğünüz küçük kız elini kaldırıp kötü bir İngilizce ve Tamil dilinde "Düzensiz DNA molekülü dizilimlerinin hastalığa sebep olmasından başka hiçbir şey anlamadık." | TED | فقامت فتاة صغيرة، سترونها الآن، رفعت يدها و قالت لي في لهجة مكسورة من الانجليزي و التامل، قالت "حسناً، بجانب معلومة ان نسخ الحمض النووي الغير سليم يسبب الامراض، فإننا لم نفهم اي شيء آخر" |
Hiçbir şey anlamadık. | TED | و لكننا لم نفهم شيئاً |
dedim. 12 yaşındaki bir kız elini kaldırdı ve sözel olarak "DNA'nın düzensiz bölünmesinin genetik hastalıklara neden olduğunun dışında hiçbirşey anlamadık." | TED | فرفعت فتاة تبلغ من العمر 12 عاما يدها وقالت : حرفيا ، "بخلاف حقيقة أنّ التّناسخ الخاطئ لِجُزئيّات الحمض النوويّ يُسبّب أمراضا وراثيّة، لم نفهم أيّ شيء آخر". |
Sanırım hepimiz, nasıl oldu da anlamadık diye merak ediyoruz, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أننا جميعا نتسائل كيف لم نعرف,صحيح؟ |
Bize neyin çarptığını anlamadık, değil mi? | Open Subtitles | نحنُ لم نعرف ما الذي أصابنا، أليس كذلك؟ |
- Onun geldiğini hiç anlamadık. | Open Subtitles | لم نعرف أبداً بأنها هي ؟ |
Ne olduğunu anlamadık. | Open Subtitles | لا نعرف ما هذا |
Ona neler olduğunu anlamadık ki. | Open Subtitles | لم نعرف ما الذي كان يجري معه |
İkimiz de yapbozun bazı parçalarının eksik olduğunu anlamadık. | Open Subtitles | "لم يعلم أيّ منا بأنّ هنالك قطعاً ناقصة من الأحجية" |
Hangisi daha kötü bilmiyorum, İnsan davranışlarının en kötü yanları için en uygun hâle getirilmiş gibi görünen bir sistem kurmamız mı yoksa bunu yapıyor olduğumuzun bile farkına varmadan kazara yapmış gibi görünüyor olmamız mı? Çünkü yapmakta olduğumuz bu sistemleri gerçekten anlayamadık, onlarla nasıl daha farklı bir şey yapılacağını da gerçekten anlamadık. | TED | ولا أعرف ما هو الأسوأ، فنبني نظاما يبدو مثاليا بالكامل لأسوأ الجوانب تماما لسلوك الإنسان، أو كما يبدو أننا قمنا بذلك بالصدفة، دون حتى أن ندرك ما كنا نفعله، لأننا لم ندرك تماما الأنظمة التي قمنا بإنشائها، ولم نفهم تماما كيفية فعل أي شيء بصورة مختلفة بها. |