Yardım edebilmeyi isterdim ama mahremiyet konusunda hassas olduğumu anlamanız gerek. | Open Subtitles | ليت بوسعي المساعدة، لكن عليكما الفهم أتخذ السرية على محمل جاد. |
Yardım edebilmeyi isterdim ama mahremiyet konusunda hassas olduğumu anlamanız gerek. | Open Subtitles | ليت بوسعي المساعدة، لكن عليكما الفهم أتخذ السرية على محمل جاد. |
Ama bizim zararı isteyerek vermediğimizi anlamanız gerek. | Open Subtitles | لكنك يجب ان تفهم اننا لم نكن نقصد ان ان نسبب الضر |
Ama anlamanız gerek, karısı hasta. Ben de üzülürdüm. | Open Subtitles | لاكن يجب ان تفهم زوجته مريضة , وانا ساكون منزعج ايضا |
Bu insanların bunlara alışkın olduğunu anlamanız gerek. | Open Subtitles | يجب أن تفهم أن هؤلاء الناس إعتادوا على ذلك. |
Hepinizin inandığı bir şey için silaha sarılmayı anlamanız gerek. | Open Subtitles | أنت من بين كل الناس يجب أن تفهم ماذا يعني استخدام يديك في شيء أنت مؤمن به |
Şunu anlamanız gerek... en başta o sadece benim kağıt üzerinde kardeşim olan birisiydi. | Open Subtitles | أريدك أن تتفهم أننا عندما بدأنا معاً كان أخي فقط بالإسم |
- Tedavi etmek için öncelikle anlamanız gerek. | Open Subtitles | ـ لتشفى، يجب ان تفهم اولا |
Yapabileceğimiz bir şey var. Bunu anlamanız gerek. | Open Subtitles | هنالك شيء يمكننا فعله يجب أن تفهم |
Bunun nedenini anlamak için, Bay Taylor önce Amerikan İç Savaşı'nı anlamanız gerek. | Open Subtitles | لتفهم السبب يا سيد تيلور ...يجب أن تفهم ...أن الحرب بين الولايات |
Neden burada tutuluyorum? Şunu anlamanız gerek, Memur bey. | Open Subtitles | لماذا أبقيه هنا؟ يجب أن تفهم شىء سيدي |
Bay Friedman, sizin de şunu anlamanız gerek, biz buradayız. Buraya taşındık. | Open Subtitles | يجب أن تفهم أننا هنا |
- Sorun değil. Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu anlamanız gerek. | Open Subtitles | لا بأس، أريدك أن تتفهم كم يعني هذا من أجلي |