Zor anlarda, tehlike, fiziksel uzaklık anlarında, aslında kimse yalnız değil. | TED | إنه في لحظات المعاناة، الخطر والتباعد الاجتماعي، لا أحد وحده أبداً. |
Ama babanın son anlarında söyemek istediği en önemli şey buymuş. | Open Subtitles | ولكن في لحظات والدك الاخيرة كان اهم شيء يريد ان يقوله |
Emma'nın o son anlarında neler hissetmiş olabileceğini hayâl etmeye çalışırım. | Open Subtitles | حاولت ان اتصور ما كانت قد تركته في تلك اللحظات الأخيرة |
İnsanların benden, o özel anlarında yanlarında olmamı istemeleri, bir onur hem de bunun için para alıyorum. | Open Subtitles | إنه لشرف عظيم أن هؤلاء الاشخاص قد طلبوا مني أن أكون هناك في تلك اللحظات وأنا أحصل على أموال مقابل ذلك |
Tek gördüğüm şey son anlarında zayıf görünmek istemeyen bir kadının yakarışlarıydı. | Open Subtitles | ما سمعتُه هو امرأة لا تريد أنْ تبدو ضعيفةً في لحظاتها الأخيرة |
Evet, yine de son anlarında zamanı dursun isteyen de bu adamdı. | Open Subtitles | ومع ذلك كان الرجل الذي أراد في لحظاته الأخيرة أن يتوقّف الزمن. |
Teorime göre, bu etki anlarında öyle yoğun şimşekler çakıyor ki, hayatımızı alt üst etmekle kalmayıp kim olduğumuzu da tanımlıyor. | Open Subtitles | و نظريتي تفترض أن لحظات الصدمات تلك هي ومضات عاطفيه مركزه تقلب حياتك رأساً على عقب بل تتسبب في تحديد شخصيتنا |
hayatlarının son anlarında dehşet ve korku içinde, yaşama veda edeceklerdi. | TED | كنت خائفا لو اخبرتهم الحقيقة انهم سيموتون في رهبة في خوف متمسكين باخر لحظات في الحياة |
Aslında öfke hayatımızın en kötü anlarında hep bizimle. | TED | في الواقع، كان الغضب معنا في بعض أسوأ لحظات حياتنا. |
Bu korku anlarında gördüğümüzde tabii ki şaşırırız. | TED | لذلك، فعندما نرى لحظات الخوف هذه، نحن بالطبع نتفاجأ. |
Ancak gene de, bir şekilde göz önüne alınmaları gerekir diye düşünürsünüz, çünkü bu deneyim anlarında olup bitenler aslında yaşantımızın ta kendisidir. | TED | وحتى أنك تشعر بطريقة ما أنه ينبغي أخذها في الحسبان، لما يحدث خلال لحظات التجربة هذه لانها حياتنا. |
Hayatınızın son anlarında yalvardığınızı ve af dilediğinizi görmek istiyorum. | Open Subtitles | في اللحظات القليلة التي غادرت فيها أريدُ أَنْ أرى بَعْض الإستجداء وبَعْض الإلتماس |
Son anlarında bile, geleceğimizi planlıyordu. | Open Subtitles | حتى فيها اللحظات الماضية، هي كانت تخطّط مستقبلنا. |
Sanıyorum kocasının son anlarında, nasıl olduğunu merak ediyor o kadar. | Open Subtitles | وأعتقد أنها تريد أن نعرف ما كان عليه زوجها في تلك اللحظات الاخيرة |
Bu kadınlara son anlarında ne yaptığı çocuklara ne yaptığını gösterebilir. | Open Subtitles | كيف عامل أولئك النساء في اللحظات الأخيرة من حياتهم ربما يدلنا هذا على ما ينوي أن يفعله بالأطفال |
Kraliçeyi kaybettik. Ama her zamanki gibi bizi kollamayı bildi son anlarında bile. | Open Subtitles | الملكة قد ماتت ولكن كعادتها كانت تُحاول حمايتنا حتى في آخر لحظاتها |
Kraliçeyi kaybettik. Ama her zamanki gibi bizi kollamayı bildi... son anlarında bile. | Open Subtitles | الملكة قد ماتت ولكن كعادتها كانت تُحاول حمايتنا حتى في آخر لحظاتها |
Böylece sen de bizimle olan son anlarında onun yanında olacaksın. | Open Subtitles | لذا عليكِ , أن تكونى بجانبها فى لحظاتها الأخيره معنا |
O cesur mürettebat son anlarında ne yaşadı, asla öğrenemeyeceğiz. | Open Subtitles | لن نعرف أبداً كيف قضى ذلك الطاقم الشجاع لحظاته الأخيرة |
Ve son anlarında seni... düşünüyormuş. | Open Subtitles | يجب ان تعرف أيضا أنه في آخر لحظاته.. كان يفكر بك |
Ama öyle tercih ediyorum. Çünkü son anlarında çok acı çekmene sebep olacağını biliyorum. | Open Subtitles | ولكنني اخترت هذا، على علم بأنك ستعاني آخر لحظاتك من التعذيب الخالص. |
"Gençliğin en güzel anlarında" | Open Subtitles | "وشبابك يزداد تألقاً كلما مر الزمان" |