Onu arayıp onu ve birkaç arkadaşını daha buraya çağıracağım, anlarsın ya? | Open Subtitles | سوف أتصل بها، هي و اثنتان من صديقاتها هل تفهم ما أريد؟ |
Bu küçük toplantıyı burada ayarladığıma göre yaşadığım sıkıntıyı umarım anlarsın. | Open Subtitles | أتمنى أن تفهم المتاعب التي خضتها لأنظم هذا الإجتماع الصغير هنا |
Eh o zaman bizi anlarsın. Bize bir iki saat ver. | Open Subtitles | حسنا، إذن ستفهم أنت يجب أن تعطيني ساعتين |
Ben bu kadının cesedini pencereden atınca bizim yalan söylemediğimizi anlarsın! | Open Subtitles | عندما ألقى بجثة هذه السيدة من النافذة ستعرف أننا لا نكذب |
Sıhhi tesisatıma sızmasına izin verdim, ne demek istediğimi anlarsın. | Open Subtitles | جعلته يدحرج في مصرفي ، إن كنتي تفهمين ما أقصد |
Benim durumumdaki bir adamın önlemler almak zorunda olmasını anlarsın. | Open Subtitles | تتفهم ذلك رجل في موقعي يجب أن يتخذ الإجراءات الوقائية. |
Sonra, hayatının geri kalanı boyunca öpeceğin tek kişinin o olduğunu anlarsın. | Open Subtitles | وأنت تدرك أن ذلك الشخص هو الشخص الوحيد من المفترض أن تكون تلك القبلة لبقية حياتك |
Belki artık niye gitmenin ve işleri akışına bırakmanın daha iyi olacağını anlarsın. | Open Subtitles | ربما ستفهمين الآن أنه من الأفضل لكِ المغادرة وترك هذا العمل يأخذ مساره |
Bak bu akşam malum iş olabilir diye düşünüyorum anlarsın ya. | Open Subtitles | آمل أن تكون الليلة هي الليلة الموعودة إذا كنت تفهم تلميحي |
Sonraki saat lobiye kestirmeden götürecek bir adım atmayı düşünüyordum, anlarsın ya. | Open Subtitles | قررت أن أخذ خطوة قصيرة إلى البهو، إن كنت تفهم ما أقصد. |
O zaman ajanımı kurtarana kadar onu sana neden veremeyeceğimi anlarsın. | Open Subtitles | لذا فأنت تفهم سبب عدم إعطائي إياه لك حتى ننقذ عميلتي |
anlarsın ya biraz tehlikeli insanların hack olaylarına yardım ettim. | Open Subtitles | ،عليك أن تفهم أنني ساعدت بإختراق بعض الأشخاص الخطيرين للغاية |
Öyleyse Chicago'ya niye gideceğini de anlarsın. | Open Subtitles | لأنّ ذلك يعني أنّك ستفهم لماذا ستأخذ تلك الرّحلة إلى شيكاغو. |
Büyüyünce erkekler nasıl iş yapar belki anlarsın. | Open Subtitles | ربما عندما تنضج، ستفهم كيف يدير الرجال الأعمال |
- Espri yaptığınızı sanıyordum. - Yaparsam anlarsın. | Open Subtitles | ظننت أنك تحاول أن تكون مرحاً ستعرف ذلك وقتها |
Yaklaştığında anlarsın. | Open Subtitles | في الزاوية. ستعرف أين عندما تكون قريبا منه. |
Sıhhi tesisatıma sızmasına izin verdim, ne demek istediğimi anlarsın. | Open Subtitles | جعلته يدحرج في مصرفي ، إن كنتي تفهمين ما أقصد |
anlarsın diye düşünmüştüm. Yani ne kadar zor olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّك تتفهم أعني أنك تعرف كم هو صعب هذا |
ya da ağzına götürene kadar yenilebilir sandığın birşey gibi... ve sonra anlarsın ki yenilebilir değildir. | Open Subtitles | أو شيء من هذا الذي يبدو للأكل يقول لك ضعني في فمك ثم تدرك أنه ليس للأكل |
Daha yaşlandığında, daha az toy olduğunda sen de anlarsın. | Open Subtitles | ستفهمين يوماً ما عندماتكونينأكبر, و أقل سذاجة |
Hakan'a karşı gelenlerin işkence görmüş vücutlarına bakarsan isyan etmenin ne olduğunu anlarsın. | Open Subtitles | عندما تنظرى لتعذيب هؤلاء الذين وقفوا ضد الخان ستعرفين ماذا يعني التمرد |
Üzgünüm, bu şekilde olmak zorundaydı. Umarım önlem almamı anlarsın. | Open Subtitles | آسف لأنه كان بهذه الطريقة آمل أنكِ تتفهمين الحاجة لإتخاذ الإحتياطات |
Yakında avarelik ne demekmiş anlarsın. | Open Subtitles | ستعلم قريباً ما هو شعور المشرد |
Belki okul cıkısı bir işte çalışsan, neden söz ettiğimi anlarsın. | Open Subtitles | ربما اذا حصلتِ على وظيفة لبعد المدرسة ستعلمين مالذي أتحدث بشأنه |
Bir adamın çocuğuna şarkılar söyleyip kollarında uyutmasından ne anlarsın? | Open Subtitles | ما الذي تعرفه عن ذلك الرجل؟ ..أنّه سيغني لطفله النائم بين ذراعيه؟ |
Sadece anlaşılır olduğunu söylüyorum. Sadece açıklanmaya ihtiyacı olan bir şeyi anlarsın. | Open Subtitles | عليكِ أن تتفهمي الأمر عندما يحتاج إلى تفسير |
Sen küçük kız çocuklarına bakmaktan ne anlarsın? | Open Subtitles | ماذا تعرف عن العناية بالفتيات الصغيرات ؟ |
Bana "Washington'a iner inmez anlarsın ardından cesur olmalısın" dedi. | Open Subtitles | قال لي، 'سوف تكتشف كل ذلك بمجرد هبوطك في واشنطن 'وحينها عليك أن تكون مستعدًا |