Ölmeden önce, bana "Kurye" hakkında bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | قبل أن تموت، كانت تحاول إخباري بأمر بشأن الـ(كورير) |
O transferi bana anlatmaya çalışıyordu ama izin vermediklerini söyledi. | Open Subtitles | وكان يحاول أن يقول لي عن ذلك نقل، لكنه قال أنها لا يمكن أن يسمحوا بحدوث ذلك. |
Sammy bize ailesini kimin kaçırdığını anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | لقد كان ( سامى ) يحاول اخبارنا من اخذ والديه منذ البداية |
Bence birşeyler anlatmaya çalışıyordu, sanki bir anlamı var. | Open Subtitles | أظن أنه كان يحاول أن يخبرني شيئا وكأن الأغنية تملك بعض المعلومات حول المشروع |
Bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | هو كان يحاول إخباري شيء. |
Dusunuyorum babam bana ne anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك ما كان يحاول قوله |
Belki ikizin sana bunu anlatmaya çalışıyordu... eğer zamanlayıcıyla oynarsan öngörülmemiş yan etkileri olabilir. | Open Subtitles | اعتقد ان هذا ما كان يحاول توأمك شرحة... اذا عدلت الموقت تحدث اثار جانبية غير متوقعة. |
Belki bize anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | ربما كانت تحاول إخبارنا |
Bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu, Abe. | Open Subtitles | - كانت تحاول إخباري بأمر يا (آيب) |
Belki bize bir şey anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | ربما كان يحاول أن يقول لنا شيئاً |
Kimin yaptığını anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول اخبارنا بمن فعلها |
Konuşamıyordu ama ama bana bir şey anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | لم يقدر على الكلام، لكنه كان يحاول أن يخبرني شيئًا. |
Annem bana bunu anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | ذلك... الذيأمّي كان يحاول إخباري. |
Babam bunu anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | هذا ما كان أبي يحاول قوله |
Celeste. Bence kesin odur. Davina, Celeste'in resimlerini çizerek bize anlatmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | (سيلست)، حتمًا هي، و(دافينا) كانت تحاول إخبارنا. |