Ama şansını deneyerek rezil olmak istemiyorsan bunu anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | و اذا كنت لا تريد ان تشعر بالاحراج سأتفهم هذا |
Evet... Beni görmezden gelmeye karar verirsen anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | نعم ، أنا سأتفهم إذا قررت البدء في تجنبي |
Çok tuhaf gelmeye başlarsa söyle. anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | أنظر , لو أن هذا غريب جداً عليك أخبرني فحسب , سأتفهم |
Bu kadar kısa süre içinde onlardan tekrar ayrılmak istemezsen anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | لذا، سأتفهّم إن لم ترغب في تركهم بهذه السرعة. |
Ne karar verirsen ver, anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | و سأتفهّم قراركِ، مهما كان. |
Finley, eğer FBI'dan koruma talep edersen bunu anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | (فينلي) إذا كنت تريد العودة إلى مبنى الفيدرالية للإحتماء |
Özgürlüğünü istiyorsan bunu anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | أنا أتفهم إذا كنت ترغب بالحصول على حريتك |
Bu yüzden şunu anladım... ve siz çocuklar eğer daha fazla takılmak istemezseniz anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | ولذلك أتفهم الأمر ولن يغضبني لو قررتم عدم الإقتراب مني مجدداً |
Yani bu geziye gelmemi istemezsen anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | لذا، أمم إذا لم ترغم في ذهابي معكم في هذه الرحلة ، سأتفهم |
Ama annenize bile gelemeyecek kadar meşgulseniz anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | لكنني سأتفهم إذا كنتم مشغولان جدا لأجل أمكما |
-Gitmek istersen anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | بالطبع صحيح سأتفهم لو أردتِ الذهاب للمنزل |
Çok uğraştım ve harika olduğunu düşünüyorum ve eğer bana katılmak istemezsen, anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | الذي عملت عليه بجد و الذي أعتقد بأنه مذهل و إن لم ترغب بان ترافقني سأتفهم تماماً. |
Hayır, dileme. Yapmak istemezsen bunu anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | لا انا سأتفهم إذا لم تكن تريد ان تفعل هذا |
Eğer riske girmek istemezseniz bunu anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | سأتفهم الأمر تماما إذا كنتم لا ترغبون في المخاطرة |
Eğer şu anki durumdan memnun değilsen ya da olabileceği şeyden anlayışla karşılarım ve giderim. | Open Subtitles | لكن لو أنكِ لستِ سعيدة بهذا الآن أو ما سيكون هذا بعد ذلك سأتفهم هذا تماماً وسوف أرحل و حسب |
Bir ilişkin varsa, anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | ولو رغبت ان تدخل فى علاقة محرمة خلال حبك لي سأتفهم ذلك |
Hala onu seviyorsan anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | لذا فأنا سأتفهم لو لا تزال تكن لها مشاعر |
Hayır dersen bunu da anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | و بإمكانكِ الرفض سأتفهّم ذلك |
anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | سأتفهّم هذا أريد هذا، لكن... |
Finley, eğer FBI'dan koruma talep edersen bunu anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | (فينلي) إذا كنت تريد العودة إلى مبنى الفيدرالية للإحتماء |
Bak şimdi bu işi yapmak istemezsen anlayışla karşılarım ama onu hepimizden çok daha iyi tanıyorsun. | Open Subtitles | -أنظري أتفهم إذا كنت لا تريدين القيام بذلك و لكنك تعرفينه أكثر من أي شخص آخر |
...sürekli korumalarıyla dolaşır ama benimle koruman, güvenlik oyuncağın olmadan teke-tek görüşmeye korkuyorsan bunu anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | ولكن إن كنت خائفاً أن تتحدث معي بدون حارسك الشخصي أنا أتفهم الأمر تماماً |