Çavuşa söyle: Çocukların babasını ve bir ekip arabasını buraya yollasın. | Open Subtitles | أخبر العريف أن يحضر سيارة الفرقة و والد الأطفال إلى هنا |
Bayan Constance Riley'in sanıkların arabasını teşhis ettiği kayda geçilsin. | Open Subtitles | فلتسجل المحكمة أن السيدة كونستانس رايلي تعرفت على سيارة المتهمين |
Bu, dün gece Skinner'ın arabasını çalıp, karısını öldürmeye çalışan adam. | Open Subtitles | هذا الرجل الذي سرق سيارة سكيننير ليلة أمس ومجرّب لقتل زوجته. |
Onlara, az önce buradan çıkan avukatın ayrılmadan önce arabasını durdurmalarını söyle. | Open Subtitles | هذه المحامية التى غادرت للتو قل لهم ان يمنعنوا سيارتها من المغادرة |
Aslında bir seferinde birinin arabasını aldım diye başım belaya girdi | Open Subtitles | في الحقيقة , لقد وقعت في مشكلة عندما أخذت هذه السيارة |
Tombstone, Bisbee arasında Sandy Bob posta arabasını soydunuz. -Ne diyeceksiniz? | Open Subtitles | بسرقة عربة بريد ساندي بوب على طريق تومب ستون الى بيزدي |
Sorun değil. Babanın arabasını yürütüp, civarda biraz dolanırız onu bulunca da eve götürür, sonra da bira içmeye gideriz. | Open Subtitles | لا بأس, سوف نقوم بسرقة سيّارة والدك, ونبحث قليلاً في الشوارع، |
Ayrıca, annenin arabasını çok sevdiğin için onu sana veriyoruz. | Open Subtitles | أيضاً نَعْرفُ كَمْ تَحبُّي سيارة امي لذا سوف نتركها لك |
Kocasının arabasını almıştık. Gary bu sabah yapıp cesedi bagaja koymuş olmalı. | Open Subtitles | لقد اخذنا سيارة زوجها ولقد قتلها هو هذا الصباح ووضع جثتها بالعربية |
Tamam o zaman polis arabasını alalım. Gerekirse sireni kullanırım. | Open Subtitles | حسنا، سنأخذ سيارة الفريق و سأستعمل الصاعق ان اضطررت لذلك |
Görünüşe göre, yaşlı kadın başkanın arabasını çalarak protestosunu yeni bir aşamaya taşıdı. | Open Subtitles | يبدو, أن المرأة العجوز أخذت إحتجاجها إلى مستوى جديد بواسطة سرقة سيارة العمدة |
Ben eve gidip annemin arabasını alacağım ve sizi eve götüreceğim. | Open Subtitles | سوف نذهب إلى منزلى, ونستعير سيارة أمى , ونعيدك إلى منزلكِ. |
Güvercinlerle yaptığın şey gibi... Yolda duran bir polis arabasını hareket ettirdin. | Open Subtitles | رأيتك تفعلين ذاك الأمر مع الحمام و تعشقين ترس سيارة الدورية تلك. |
Tamam. Şöyle bir şey düşündüm ki belki kocamın arabasını patlatabilirdik. | Open Subtitles | حسنًا، أحد الأشياء التي كنت أفكر فيها هو تفجير سيارة زوجي |
Burada oturup, başkasının arabasını ele geçirmek için telefon bekliyorsun. | Open Subtitles | بجلوسك هنا منتظرا أن يأتيك اتصال لتذهب لسرقة سيارة أحدهم |
Ne bir müşteriyle konuştuğunu hatırlayan ne de arabasını otoparkta gören var. | Open Subtitles | لاأحدَ يتذكر أيَ زبون قد تحدثت إليهِ لاأحدَ يتذكر رؤية سيارتها بالرآب |
Bayan arabasını çarptığında ben sakal traşı için içeride oturuyordum. | Open Subtitles | كنت أجلس هنا وأحلق لحيتي.. عندما صدمت هذه السيدة سيارتها.. |
Son on yılımı bisiklette geçirdim, merdiven arabasını saymazsak tabii. | Open Subtitles | لقد قضيت أخر 10 أعوام على دراجة بإستثناء السيارة السلم |
Beş yüz dolarlık bebek arabasını, bu kaltak parkın köşesinden yürütüverdi. | Open Subtitles | أجل, عربة أطفال سعرها 500 دولار وهذه الحقيرة, أخذتها وهمت ماشية |
Şehir polisi, veterinerin arabasını bulmuş. Adli ekipler şu anda gözden geçiriyorlar. | Open Subtitles | وجدت شرطة المدينة سيّارة الطبيب البيطري الطاقم الجنائي يتفحّصها الآن |
el arabasını çektiğinde içindeki topun diğer yöne gittiğini fark etti. | TED | وكرة، فلاحظ أنه حينما يجر العربة تتجه الكرة صوب مؤخرة العربة |
Kardeşim ve ben bisikletlerimize binip mahallede onun arabasını arardık. | Open Subtitles | خرجتُ وأخي بنزهة في الحي على الدراجات بحثاً عن سيّارته |
Saint Petersburg şehir merkezinde arabasını başka bir arabaya çarpmış. | TED | في وسط المدينة في سانت بيترسبيرغ في الواقع هو صدم سيارته بسيارة اخرى |
Gloria, biliyor musun, bu biraz utanç verici, ama geçen hafta babamın arabasını ödünç almıştım. | Open Subtitles | جلوريا هذا نوع من الارتباك كما تعلمين ولكنى فى الاسبوع الماضى استلفت سياره والدى |
Ben numaram ile bir not bırakmak için geliyordum. Fakat, onun arabasını gördüm ve belki de evdedir sanıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أهمّ بإرسال ملحوظة برقمي, إلا أنّي رأيتُ سيّارتها, وظننتُ أنّها قد تكون بالبيت. |
Aklını başına getirmezsem arabasını bir köprüden falan uçuracak. | Open Subtitles | إنه ثمل سيقفز بسيارته من فوق الجسر ما لم أقوم بتوعيته |
Karımın arabasını almayı denedim. | Open Subtitles | حاولت الوصول لسيارة زوجتي لكنها مع صهرها |
Mutlu olacağız arabasını onu geri vermekle, çünkü bir suç... | Open Subtitles | وبودنا فعلاً أن نعيد له سيارتة , لأن السرقة جريمة وكما قلت |
Planına sadık kalabilmesi için bizim arabasını takip etmemizi istedi. | Open Subtitles | لقد أرادنا أن نتبع السياره بينما هو ملتزم بتنفيذ خطته |
Pete'in arabasını alıp, annemin evine gidiyoruz, içeri giriyoruz, Philip'in icabına bakıyoruz. | Open Subtitles | نَأْخذُ سيارةَ بيت، نَقُودُ إلى أُمِّي،' ' .نَدْخلُ ، نتخلص من فيليب' |