ويكيبيديا

    "arabasının" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سيارتها
        
    • عربة
        
    • سيّارته
        
    • لسيارة
        
    • العربة
        
    • سيّارة
        
    • بسيارة
        
    • سياره
        
    • لسيارته
        
    • بسيارتها
        
    • سيّارتها
        
    • سيارةِ
        
    • السيّارة
        
    • في سيارة
        
    • في سيارته
        
    Ben de oynat tuşuna bastım. Kızım arabasının yanında duruyordu... Open Subtitles فضغطت زر التشغيل و ها هى ابنتى تقف بجانب سيارتها
    Dani görünüşe bakılırsa arabasının kontrolünü kaybedip hızla beton duvara çarpmış. Open Subtitles داني على ما يبدو فقد السيطرة على سيارتها وأصطدمت بجدار خرساني
    Bebek arabasının içinde itfaiye merkezine bırakılmak bir kızı mutlu edebilir. Open Subtitles و تجعل فتاة تُرِكت داخل عربة الأطفال في محطة الإطفاء سعيدة
    Bu sokakta arabasının üzerinde anahtar bırakan var mı? Open Subtitles أيوجد أي شخص على هذا الشّارع يضع مفاتيحه في سيّارته ؟
    Galiba o çocuğa, kızımızı arabasının arka koltuğuna atmasını söyledim. Open Subtitles أعتقد أنني قلت لذلك الولد أن يغازل بنتنا في المقعد الخلفي لسيارة
    Savaş arabasının içinde seni görünce kalbim duracak gibi oldu. Open Subtitles عندما ظهرتي على ظهر تلك العربة , يجب ان اعترف
    Babanın arabasının çalışmayacağından ve ona seninkini vermek zorunda kalacağından emin oldun Open Subtitles تأكّدت أنّ سيّارة أبيك كانت معطّلةً لذا سيجب عليه أن يستعير سيارتك
    Evet, kocaman bir bıçağı alıp bu kızın evine gittim ama evinde değildi, ben de sadece arabasının tekerlerini deştim. Open Subtitles نعم ، أمسكت بسكين ضخمة و ذهبت لمنزل الفتاة كنت سأجدها لكنها لم تكن هناك لذا ثقبت إطارات سيارتها
    "arabasının bagajında bulundu ve elinde de bu küpe vardı." "Şimdilik tek ipucu bu." Open Subtitles وجدت الفتاة في شنطة سيارتها وفي قبضتها قرط
    Geçen gün, arabasının frenlerinin tutmadığına dair harika bir masal anlattı. Open Subtitles كان لديها تاريخ حافل مثل أن كوابح سيارتها تعطلت و أنها كانت على وشك الموت
    Geçen gün, arabasının frenlerinin tutmadığına dair harika bir masal anlattı. Open Subtitles كان لديها تاريخ حافل مثل أن كوابح سيارتها تعطلت و أنها كانت على وشك الموت
    Burayı geldiğin gibi cenaze arabasının arkasında terk etmek zorundasın. Open Subtitles يتحتم عليك مغادرة المكان كما دخلته، في عربة نقل الموتى
    "Ateşi olduğu için içi karla doldurulmuş bir yorgan... "kılıfının altında at arabasının içine saklandı. Open Subtitles مخبأة في عربة مزرعة تحت القش ، ملفوفة في أغطية مليئة بالثلج لعلاج الحمى التى أصابتها
    Posta arabasının muhafızlarını da iki katına çıkar. Open Subtitles ايضا ضاعف الحراسة لمراقبة عربة النقل هناك
    Hazırladığı çantaları ön kapıya koymuştu ve onları aldı, arabasının bagajına koydu ve gitti. Open Subtitles وقد حزم حقائبه ووضعها جانب الباب الأمامي، ثم إلتقطها ووضعها بصندوق سيّارته وقاد بعيداً.
    O çocuk buraya geldiğinde neredeyse ölüyordu arabasının yarısını üzerinden çıkardım ve yaşayacak. Open Subtitles هنا إلى أدخل حين ميّت شبه الفتى ذلك كان عاش وقد منه, سيّارته نصف وإستخرجت
    Charlie, polis arabasının ön koltuğunda üç polis kıyafeti giymiş adam oturamaz. Open Subtitles تشارلي لا يمكن لثلاثة رجال يرتدون لبس الشرطة ان يجلسوا في المقعد الامامي لسيارة الشرطة
    Artık zamanın atlı arabasının yaklaştığını duymuyorum, ya da en azından eskiden duyduğum kadar değil. TED لم أعد أسمع الوقت في العربة المجنحة يقترب، أو على الأقل ليس بنفس القدر كما فعلت من قبل.
    40 dolarlık bir ayakkabının mahvolması çok büyük bir olay olmadığını düşünebilirsiniz fakat babamın arabasının 65 dolar olduğunu bilmeniz gerek. Open Subtitles قد لا تعتقدون بأن فقدان حذاء قيمته 40 دولار سيكون مشكلة كبيرة ولكن عليكم أن تُدركوا بأن سيّارة والدي قيمتها 65 دولار
    James büyükbabanın arabasının direksiyonunda bir diş parçası bulduk Open Subtitles لقد وجدنا رقاقة من أسنان كامنة على المقود بسيارة جدك
    Polis arabasının arkasında oturuyordum, üzerimdeydi ve panikledim, tamam mı? Open Subtitles لقد كانت في المقعد الخلفي في سياره الشرطه وكانت معي .. ولذا أصبت بالذعر .. حسناً ؟
    arabasının farları ve yol kenarında heykelin ışıkları sayesinde. Open Subtitles الأضواء الأمامية لسيارته وإضاءة كاميرا هاتفه النقال
    arabasının GPS'nin son koordinatları bugün beni senin kulübene götürdü. Open Subtitles فآخر إحداثيات نظام الملاحة بسيارتها قادتني إلى موقع كوخك اليوم.
    Sonra biri arabasının kampüste olduğunu fark etmiş. Kayıp olduğunu o zaman anlamışlar. Open Subtitles ثمّ لاحظ شخصٌ أنّ سيّارتها كانت في الحرم الجامعي، وأدركوا أنّها كانت مفقودة.
    O da devriye arabasının ön camında bulduğunuz kovandı. Open Subtitles علبة الخرطوشة التي وَجدتَ في الزجاجة الأماميةِ مِنْ سيارةِ الدوريةَ.
    Biri arabasının tekerleğinin içinde, diğeri de kaputun altında. Open Subtitles أحدهم على إطار السيّارة، والآخر على غطاء السيّارة
    Bunu, sarhoşken polis arabasının üzerine işeyenlerin kredi alabilitelerinin yüksekliğine dayanarak mı söylüyorsun? Open Subtitles وذلك على الأساس الفطري الائتماني لدى البشر الذين يسكرون ويتبولون في سيارة الشرطة؟
    Bir süre sonra, hiçbir neden yokken, biri o genç Başkan'ı arabasının içindeyken vurdu. Open Subtitles بعد ذلك شخص ما أطلق النار على هذا الرئيس الشاب عندما كان في سيارته

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد