Yatı aramaktan o kadar çok yorulmuştum ki erkenden yattım. | Open Subtitles | كنت متعباً من البحث عن اليخت لذا ذهبت للنوم باكراً |
Bu yüzden onu kazandığına inandırmalıyız ki bizi aramaktan vazgeçsin. | Open Subtitles | لذلك سنوهمه بأنه فاز و عندها سيتوقف عن البحث عنا |
Samanlıkta iğne aramaktan farksızdı, o da aklına gelen her şeyi sordu. | TED | هذا البحث كان بالفعل يماثل البحث عن إبرة في كومة قش. وبالتالي سألت كل شيء يمكنها أن تفكر به. |
Beni Lucy'yi aramaktan men etmenin bir tek yolu var bayım. | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة تمكنك من منعي من البحث عن لوسي |
Diğer herhangi bir oyuncunuz profesyonel açıdan felakete uğrarsa kişisel bir acısı veya madde bağımlılığı olursa aramaktan çekinmeyin. | Open Subtitles | الأن إذا أي من لاعبيكم الأخرين يعاني من فاجعة أو ألم شخصي أو من إدمان للمخدرات أرجوكِ لاتترددي بالإتصال |
...parke zemin, teras, güzel dekorasyonlu daire aramaktan nefret eden bir bayan için gay en iyi arkadaş dahil. | Open Subtitles | طوابق خشبية صلبة، شرفة مزيّنة بشكل رائع بواسطة المرأة الموهوبة التي تكره البحث عن شقق وهذا يتضمّن أفضل أصدقائها الشاذ |
Yüzüğü aramaktan bıktım. Bu işi siz üstlenmelisiniz. | Open Subtitles | تعبت من البحث عن الخاتم يجب عليكما ان تسلماه لى |
Kabul görmek, aramaktan asla vazgeçemediğimiz bir şey. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذى لم نتوقف عن البحث عنه , هو الرضا |
Araba aramaktan farklı bir şey yapamam, değil mi? | Open Subtitles | لن يختلف ذلك كثيراً عن البحث عن سيارة ،صحيح؟ |
Hayatta olduğum müddetçe beni aramaktan vazgeçmeyeceklerini biliyordum. | Open Subtitles | عرفت إنهم لن يتوقفوا فى البحث عنى طالما أنا حى |
Onu aramaktan başka yapacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | على أية حال لا خيار أمامنا سوى البحث عنه |
Bunalımlı gençleri aramaktan daha önemli işleri var. | Open Subtitles | لأنه لديهم ما يهمهم أكثر من البحث عن طلبة الكلية المكتئبين |
Böyle fazla şevkli bir ajanla karşı karşıya bile olsam aramaktan vazgeçirmek için bir kaç yöntemim vardı. | Open Subtitles | حتى عندما كنت امام العميل المتحمس كان عندى عدة طرق لاثباط عزيمته فى البحث |
O çocuğa, onu aramaktan vazgeçtiğim bir yıl içinde neler oldu acaba? | Open Subtitles | ما حدث لهذا الفتى في هذا العام الذي توقفت فيه عن البحث عنه؟ |
Keşke birisiyle ilişkin olsaydı da etrafta ipuçları aramaktan vazgeçseydim. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن تكون على علاقة حتى أكف عن البحث عن حل للألغاز في كل مكان |
aramaktan vazgeçiyorum. Kimseye ihtiyacım yok. Anneme baksanıza. | Open Subtitles | أتخلى عن البحث , لست بحاجة لأحد أقصد , أنظروا لوالدتي |
Seni aramaktan vazgeçtiğimi mi sandın? | Open Subtitles | هل كنت تحسب اني سوف استسلم عن البحث عنك؟ |
Çantayı aramaktan vazgeçtin, çünkü zaten bulmuştun. | Open Subtitles | أردت التوقف عن البحث عن الحقيبة أنك وجدتها بالفعل |
Ama sakın aramaktan çekinme. Ne olursa olsun arayabilirsin. | Open Subtitles | حسناً, لا تترددِ بالإتصال بي إذا حدث أي شيء |
O çantayı hemen bana vermezseniz, polisi aramaktan başka seçeneğim kalmaz. | Open Subtitles | اذا لم تظهرى ما بحقيبتك, سوف اقوم بالاتصال بالشرطة. |
Eğer yardımcı olabilecek bir şey aklına gelirse aramaktan çekinme. | Open Subtitles | إذا فكرت بأي شيء قد يساعد خذي حرية الإتصال بي |
Sen beni onu aramaktan kurtarıp onu tam da bana getirdin ve buzdolabımın içine koydun. | Open Subtitles | ربما سوف يقوم بوضعي في السجن وانتِ انقذتيني من ان اقع فيه بقتلكِ ووقتها لن ابقى ابحث عنكِ واحاول الايقاع بكِ وسوف اكون عندها بارداً كـ ثلاجتي |
Eğer bu gece yardıma ihtiyacın olursa aramaktan çekinme. | Open Subtitles | إن إحتجت لأي مساعدة لا تردد في الإتصال بي |
Unutma, önce buz koy, sonra sıcak eğer herhangi bir sorunla karşılaşırsan aramaktan çekinme. | Open Subtitles | وإذا كانت لديكِ أيّة مشكلة، لا تتردّدي في مهاتفتي شكراً لكَ يا د. (هاوس) |