CQ: Fakat zamanla bu sohbetlerimiz ciddileşmeye başladı ve arkadaşlığımızın çekirdeğini oluşturdu. | TED | كيتلين: ولكن مع مرور الوقت، تطوّرت تلك المحادثات لتصبح أكثر جدية وأصبحت حقًا أساس صداقتنا. |
arkadaşlığımızın beni bu kadar mutlu edebileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد أبداً أن صداقتنا سوف تجعلني سعيداً جداً |
Bunun arkadaşlığımızın sonu olacağını bilseydim seni öpmezdim. | Open Subtitles | لكنني لم أكن سأفعل ذلك لو اعتقدت أنه سينهي صداقتنا. |
Pekala, sanırım arkadaşlığımızın artık yerle bir olduğunu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد أنه من الأسلم أن نقول دمر صداقتنا على نحو فعال. |
arkadaşlığımızın her zamanki gibi sürmesini istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تريدين لصداقتنا أن تظل كما كانت دائماً. |
Sanırım artık, arkadaşlığımızın bozulduğunu düşünebiliriz. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد أنه من الأسلم أن نقول أن صداقتنا ودمر نحو فعال. |
Bütün o yıllardan sonra arkadaşlığımızın bittiğini düşün. | Open Subtitles | إعتبر صداقتنا طوال الأعوام الماضية قد إنتهت الآن |
Bunu yapmazsanız, arkadaşlığımızın derinliğini abarttığımı düşüneceğim. | Open Subtitles | و إذا لم تستطعن ذلك إذا ربما أكون قد بالغت في تقدير عمق صداقتنا |
Bugün gittikten sonra, arkadaşlığımızın biraz tek taraflı olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | بعدما غادرت اليوم أدركت بأن صداقتنا أخذت منعطفا جانبيا |
Burada ilk defa bulunmamızın ve arkadaşlığımızın şerefine kadeh kaldıralım. | Open Subtitles | دعنا نشرب نخب صداقتنا و عضويتنا الجديدة دعنا نشرب نخب صداقتنا و عضويتنا الجديدة |
Karara bağlanmayan arkadaşlığımızın peşini bırakmıyorum ve durumumuza ilişkin bir şeyler söylemeni dört gözle bekliyorum. | Open Subtitles | إنّي أراجعك بشأن صداقتنا المعلّقة و أتطلع ليأتيني خبر منك بشأن منزلتها |
Yeni başlamış arkadaşlığımızın temelini sağlamlaştırmak için ulaşmam gereken minimum yükseklik nedir? | Open Subtitles | ما هو برأيك أقل ارتفاع يتوجب علي تحقيقه لاوطّد صداقتنا الجديدة؟ |
Önemli. Bu aptal ofisteki en tatlı adam sensin ve arkadaşlığımızın içine etmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا ، ليس كذلك ، أنت ألطف شاب في هذا المكتب الغبي ولا أريد تخريب صداقتنا |
arkadaşlığımızın özel olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت أن صداقتنا مميزة حسناً ، إن كانت مميزة |
Yani arkadaşlığımızın nasıl bittiği hayal edebildiğiniz gibi. | Open Subtitles | وبكذا يمكنك تصور انها كانت خاتمة صداقتنا |
arkadaşlığımızın bunu kaldırabileceğinden emin değilim. "Arkadaşlık" hafif kalan bir terim oldu. | Open Subtitles | إني غير متأكد أن صداقتنا تستطيع التعامل مع ذلك |
arkadaşlığımızın birbirimize karşı dürüst olmamızı kaldıracak kadar güçlü olduğuna güvenmeliydim. | Open Subtitles | اجلبيه للمنزل جولز كان يجب أن اثق بان صداقتنا قوية بما فيه الكفاية |
Bu, arkadaşlığımızın, iyiliği için, reddedebileceğim bir fırsat. | Open Subtitles | لكنها فٌرصة أنا مستعدة للتضحية بها لأجل خاطر صداقتنا |
Senin ve arkadaşlığımızın hatırı için ikimiz de kızla bir şey yaşamayacağız. | Open Subtitles | بدافع الاحترام لصداقتنا ولك أيّ منا لن يغازلها |
arkadaşlığımızın hatırına, ilk benden duymanı istedim. | Open Subtitles | وأردت أن تسمع الخبر مني أولاً بدافع الإحترام لصداقتنا. |
arkadaşlığımızın çok daha derinlere inmesi için. | Open Subtitles | - لأجل ماذا ؟ لأجل أن يصبح لصداقتنا معنىً اعمق |
Çünkü, arkadaşlığımızın onunla ilgisi yok. | Open Subtitles | أن علاقة الصداقة التي بيننا لا دخل له بها |