Yeni kurallar var. arkadaşlarının içeri girebilmesi için bilet alman lazım. | Open Subtitles | توجد قوانين جديدة يجب أن تدفع رسوم حتى يستطيع أصدقائك الدخول |
Ben birine gidiyorum. Senin aptal arkadaşlarının çoğunluğu da gidiyor. | Open Subtitles | أنا أزور أحدهم , ثلاثة أرباع أصدقائك الأغبياء يزورون أحدهم |
Yalnizca haz için yaşadı, ve en büyük zevki ise arkadaşlarının duygularını gözlemlemekti. | Open Subtitles | كانت ملاحظة مشاعر أصدقائه في الوقت الذي لم تكن له مشاعر خاصة به |
- Hapiste iki yılı kabul et arkadaşlarının peşini bırakayım. | Open Subtitles | سنتين في السجن و لن اذهب خلف ايا من اصدقائك |
arkadaşlarının adını vermediği takdirde onu ihbar etmekle tehdit etti. | Open Subtitles | هدد بالإبلاغ عنها إذا لم تقر له عن أسماء أصدقائها |
Çıkarması için arkadaşlarının olması lâzım. | Open Subtitles | لأنه ليخرج مع أصدقاءك يجب أصلاً أن يكون عندك أصدقاء |
Ne yaparsam yapayım arkadaşlarının her gün birbirine yaptıklarından daha kötü olamaz. | Open Subtitles | ..ما فعلته أنا ليس أسوأ ..من ما يفعله أصدقائك ببعضهم كل يوم |
Tüm arkadaşlarının işten atılmasının sebebinin, bir şekilde senin suçun olması mı? | Open Subtitles | هل لأنّ كلّ أصدقائك سرّحوا من العمل وذلك هو خطؤك نوعًا ما؟ |
Bizim de cevabı bulabilmemiz için arkadaşlarının yerini söyleyebilir misin? | Open Subtitles | هل تستطيع إخبارنا أين أصدقائك لنتمكن من إيجاد الإجابة أيضاً؟ |
Yardım etmek istiyorsan arkadaşlarının işlerini bitirmelerini sağla. | Open Subtitles | إذا تريدين المساعدة، دعي أصدقائك لينتهؤا. |
İşler zorlaşınca gerçek arkadaşlarının farkına varırsın. | Open Subtitles | عندما تتعقد الأمور؛ تكتشف أصدقائك الحقيقيون |
O zaman sen, kusurlu insan arkadaşlarının yaptığı bir hatanın sonucu olarak buradasın. | Open Subtitles | إذًا تقف هنا على قيد الحياة بسبب خطأ، ارتكبته مشاعر أصدقائك المَعيبة. |
Bir ayna aldı ve arkadaşlarının bu numarayı denemesini sağladı. | Open Subtitles | و أخذ مرآة و طلب من أصدقائه القيام بهذه الحيلة |
sen Alan ol, ve az önce Walden'ın seni arkadaşlarının etrafında istemediğini öğrendin. | Open Subtitles | كنت، اه، الان، وكنت للتو جدت أن الدن لا يريد لك حول أصدقائه. |
Bilmiyorum. Bazen sevilmeyen aptallarda acayip şeyler yapabilir. Tüm arkadaşlarının bilmesine ne dersin ki kafana sütyen taktığını? | Open Subtitles | المغفلين فى بعض الاحيان يقومون باغرب الاشياء مارأيك فيما لو علم كل اصدقائك هنا |
Onun tüm arkadaşlarının yanında olmak senin için iyi olmaz. | Open Subtitles | هذا ليس مكانًا يصحّ أن تتواجدي فيه بين كلّ أصدقائها. |
Çıkarması için arkadaşlarının olması lâzım. | Open Subtitles | لأنه ليخرج مع أصدقاءك يجب أصلاً أن يكون عندك أصدقاء |
Bak, bunun çok kötü olduğunu biliyorum, ama eğer arkadaşlarının yalnız gitmene izin vereceğini... sanıyorsan, o zaman delisin demektir. | Open Subtitles | أعلم أنّ الأمور تسير على نحو مُريع و لكن إذا ظننتِ أنّ أصدقائكِ سيدعونكِ تتكبدى العناء وحدكِ فهذه حماقة منكِ |
arkadaşlarının sana söylemeye cesaret edemediklerini söylemeye geldim. | Open Subtitles | لقد جئت لأخبرك ما لا يجرؤ أصدقاؤك على قوله |
Şu İngiliz üst sınıfı ve arkadaşlarının dedikodularına büyük önem veren gazete hani? | Open Subtitles | الصحيفة التي تكشف الأقاويل عن الإنكليز ذوي المقام الرفيع و عن أصدقائهم ؟ |
Ayrıca arkadaşlarının her birinin adının Japonca'da bir renkle bağlantısı var. | TED | كما أن أسماء الأصدقاء لديها دلالة في اللغة اليابانية ترتبط بالألوان. |
arkadaşlarının kaderi, senin için planladığımın yanında hoş kalır. | Open Subtitles | مصير رفاقك سيكون سارا بالمقارنة مع ما أعددت لك من مصير |
arkadaşlarının bir adım önde olmasını sağlamak için bilgileri bize geç ilettiğini düşünüyor. | Open Subtitles | يظن أنّك تعمدت التأخر بالإفصاح عن المعلومات التي لديك، لتسمح لأصدقائك بأن يتقدمونا |
Sadece kampta arkadaşlarının önünde konuşmak istemedim. | Open Subtitles | لم أكن أريد التحدث .أمام صديقاتك في المخيم |
Eğer asker öldürdüysen asker arkadaşlarının gözünde sen de bir askersindir. | Open Subtitles | إذا قمت بقتل جندي فأنت في عيون زملائك الجنود جندي أيضا |
Hücre arkadaşlarının birbirlerine bağlanmasını istemiyor. | Open Subtitles | لا يُريدُ أن يتعلَّقَ زملاء الغُرَف ببعضِهِم |
Tabloyu arkadaşlarının erişebildiği bir odada bir saatliğine bile tutmak onu çıldırtıyordu. | Open Subtitles | لقد كان جنون منه أن يترك هذا الشيئ و لو لساعة واحدة في غرفة ينفذ إليها أصدقاؤه |