ويكيبيديا

    "artıkları" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بقايا
        
    • مخلفات
        
    • البقايا
        
    • فضلات
        
    • فُتات
        
    Çok soğuk olduğundan, kulübenin içinde bıraktıkları herşey hâlâ dokunulmamış gibi, son pişirdikleri yemeğin artıkları dahil. TED لأنه بارد جدا، محتويات هذا الكوخ لا تزال كما تركوها، مع بقايا آخر وجبة طبخوها هناك
    artıkları aramak, garip tozlar ve malzemeler bulmak için eski fabrikalara, ilginç dükkanlara gitmeyi, onlar üzerinde deneyler yapmak için evime getirmeyi çok severdim. TED أحببت زيارة المصانع القديمة والمحال الغريبة للبحث عن بقايا مساحيق غير مألوفة ومواد عجيبة، لتجريبها في المنزل.
    Las Vegas'taki domuz yetiştiricisi Bob Combs kumarhanelerden yenmemiş yemek artıkları toplayıp domuzlarına yediriyor. TED بوب كومز، ومربي الخنازير في لاس فيغاس الذي يجمع بقايا طعام من الكازينوهات ويقدمه للخنازيرله.
    Savaştan kalansa, bilirsin, ordu artıkları. Open Subtitles لقد غادرت بعد الحرب مخلفات الجيش . أنت تعرف
    Eğlenceniz bittiğinde Yemek artıkları Dağı'nın tepesinden güneşin batışını izleyebilirsiniz. Open Subtitles و عندما ننتهي من هذا ستلقى البقايا في مكان بعيد
    Başıboş hamamböceği sürüleri gibi insanların artıkları ile yaşamayı bırakmak için. Open Subtitles لينتهي عيشنا عولاً على فضلات البشر، مثل صراصير متشردة.
    İşin aslı, artıkları boşver. Kutlayalım bunu. Open Subtitles فى الحقيقة انسِ أمر بقايا الطعام, لنحتفل
    Tama'daki artıkları yemek sizin için zor geliyor olmalı. Open Subtitles ان اكل بقايا الطعام بتاما لابد انه كان صعب عليك
    Sardalye artıkları verildiğini bilemezdim. Open Subtitles لم أعلم أنه بالإمكان أن تحصل على بقايا السردين
    Leonard Betts'in artıkları üzerinde PET taraması yaptım. Open Subtitles عملت فحص بي.إي.تي على بقايا ليونارد بيتس.
    Hiç kimse bakmaya bile gelmeyecek, herkes hastanede ölmüş, trajik bir yangından kalan artıkları görecekler. Open Subtitles أي شخص يمكنه المجيء إلى هنا كل ما سيجدونه هو بقايا مأساوية متفحّمة لكل المرضى المقتولين
    Dondurmaya ihtiyacım var ve annenin artıkları var. Open Subtitles أريد تناول البوظة، و كل ما لدى أمك هي بقايا الفاصوليا.
    Sparta'nın karanlıktan çıkışından önce anlamsız bir geleneğinin artıkları. Open Subtitles قبل ارتقاء سبارتا مِن الظلامِ. بقايا تقليد بلا إحساس.
    Ama o kadar az olacak ki ellerinizi yıkadığınızda elinizde sadece eski yaptığınız yemeğin artıkları kalacak. Open Subtitles بهارات قليلة, قليله قليله جداً كأنك للتو غسلت يدك وفقط تبقت بقايا الطلباتِ السابقةِ
    Biliyor musun, artıkları yedim ve bilmeni isterim ki hastalık kaptım. Open Subtitles تعرف، أكلت بقايا الطعام وأريدكأنتعرف، أنني مرضت منه
    - Bir şey var mı? - Yemek artıkları ve altılı bira. Open Subtitles لا يوجد شئ غير بقايا الطعام و زجاجات شراب
    Ama bu, süitteki yemek artıkları. Open Subtitles لكن هذه بقايا خدمة الغرف من جناح المظلات
    Katilin sıvı nitrojen vermekte kullandığı kabın içinde de yemek artıkları olmalı. Open Subtitles الى الرئتين ربما كان هناك بقايا طعام في داخل الحاوية التي أستعملها القاتل
    Mantar sporu, zehirli bitki artıkları, yangın bölgesinden kalan birşey. Open Subtitles بواغ عفن، مخلفات نبتة سامة ربما شئ إلتقطه من موقع حريق
    Ama en azından yediklerini onunla paylaşıyorlardı ya da daha çok masalarındaki artıkları. Open Subtitles في المقابل، إنهم كانوا يشاروكها كل طعام يأكلونه، أو بالأحرى، البقايا من مائدتهن.
    Fırtına Kuşları sadece artıkları alabiliyor. Open Subtitles قد تحصل طيور النوء فقط على فضلات الطعام,
    Şimdi de hamileyken duvarları zımparalıyorum, artıkları yiyorum. Open Subtitles أنا الآن إذن افرك النوافذ, وآكل فُتات الموائد,

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد