ويكيبيديا

    "arttırıyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تزيد
        
    • يزيد
        
    • يعزز
        
    • تزايد
        
    Veri, teorinin doğruluğuna olan inancımızı arttırıyor mu? TED هل تزيد البيانات من إيماننا أن النظرية صحيحة؟
    veya birden fazla çocuk sahibi olmanın etik dışı olduğunu düşünüyor, özellikle de üç, dört veya daha fazla çocuksa, çünkü çocuklar sera gazını arttırıyor. TED أو إنه غير أخلاقي أن تنجب أكثر من طفلًا واحدا على وجه الخصوص ثلاثة أو أربعة أو أكثر لأن الأطفال تزيد من انبعاث الغازات الدفيئة
    Araştırma gösteriyor ki, yeşil ağaç yapraklarının varlığı dikkat sürelerini arttırıyor ve stres seviyelerini azaltıyor. TED تشير الأبحاث إلى أن وجود أوراق الشجر الخضراء تزيد من معدّل الانتباه وتقلل من مستويات الضغط.
    Bu doğru. Yakın arkadaş olduğunuz bir çiftin boşanması, sizin boşanma olasılığınızı yüzde 75 arttırıyor. TED ذلك حقيقي, عندما ينفصل احد الازواج من اصدقاءك المقربين يزيد ذلك من فُرصة طلاقك بحوالي 75 في المئة
    Diğer araştırmalar göstermekte ki oksitosini arttırmak, kıskançlığı da arttırıyor. Kötü niyeti arttırıyor. TED فدراسات اخرى اثبتت ان تفعيل الاوكسيتوسن يزيد من الاحساس بالحسد ، و يزيد من الاحساس بالشماتة.
    Zaten görebildiğimizi düşündüğümüz ama biraz daha iyi görebilmek için gerçekten yardıma ihtiyacımız olan dünyaya dair anlayışımızı arttırıyor. TED فهو يعزز من فهمنا للعالم من حولنا الذي ظننا أننا نراه بالفعل ولكننا نحتاج إلى المساعدة لرؤيته على نحوٍ أفضل
    Ve Dünya'da sadece bir yerde, hızlı ve ekstrem iklim değişikliği periyotları oluşturmak üzere, gezegenin çoğrafyası bu etkiyi daha da arttırıyor. Open Subtitles وفي مكان واحد على الأرض، تضخّم الكوكب جغرافيا ما زال يعزز بشكل اكثر، لإنتاج فترات سريعة وتقلبات مناخية متطرفة.
    arttırıyor musunuz efendim? Open Subtitles أهذا تزايد يا سيدي؟
    Üçüz sahibi olmak doğumun tehlikelerini de büyük ölçüde arttırıyor. Open Subtitles الولادة الثلاثية تزيد المخاطر بشكل كبير..
    Efendim, söylediğiniz, bu dış iskelet onu giyenin hızını ve gücünü mü arttırıyor? Open Subtitles سيدتي ، إذن أني تقولين أن هذه البدل الهيكيلية تزيد كل من قوة و سرعة من يرتديها
    Tek bir yağmur damlası şiddetini arttırıyor. TED قطرة واحدة من المطر تزيد المدى
    Geçen her saniye bize füze yollama ihtimallerini arttırıyor, ...siloları boş kalmış olabilir, çünkü ilk önce onlar ateş etti. Open Subtitles كل ثانية نفقدها تزيد من فرص أنه عند وصول صواريخنا قد تكون قواعد صواريخهم فارغة لأنهم أطلقوا الصواريخ ، و قاموا بضربنا أولاً
    HCD seviyelerim gerçekten yüksek, ki bu hamilelikte iyi birşey derler, ama ... başdönmesini o kadar arttırıyor ki. Open Subtitles معدل الهرمونات لدي مرتفع مما قد يعتبر مؤشر جيد في فترة الحمل -لكنه تزيد من إحساسي بالغثيان
    Bu çok daha etkili. İnsülinini arttırıyor. Open Subtitles هذه أكثر فعالية إنها تزيد من هرمون "الإنسولين" لديك
    Söylemesi trajik ama, genç, işsiz, eğitimsiz bir erkek, ölme ve öldürme riskini arttırıyor. TED إنه أمر مأساوي، أن تكون شابًا وعاطلًا عن العمل وغير متعلم وذكرًا، يزيد من احتمال أن تكون قاتلًا أو أن تتعرض للقتل.
    Bu adam seks işçisi ticaretinin talebini arttırıyor. TED هو الشخص الذي يزيد الطلب على تجارة الجنس.
    Aşamaları azaltmak giderleri düşürüyor ve hasta memnuniyetini arttırıyor. TED اختزال المراحل يوفر التكاليف و يزيد من رضى الزبون.
    Dışlanan toplumların zaten karşı karşıya kaldığı stresi arttırıyor. TED فإنه يزيد من الضغوط التي تواجهها المجتمعات المهمشة
    Cazibesini tik tik ötüşüyle arttırıyor. Open Subtitles يعزز ندائه الجنسي بنقرات هادئة.
    - Beyaz kan hücresi sayısını arttırıyor. - Bu da enfeksiyonla savaşıyor. Open Subtitles يعزز عدد خلايا الدم البيضاء - والذي يُقاومُ الإلتهابَ.
    Ama senin o hale gelme şansını arttırıyor. Open Subtitles لكن ذلك يعزز حظوظك للدخول إلى المجموعة.
    arttırıyor musunuz efendim? Open Subtitles هل تزايد يا سيدي؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد