Ben yemek yemediğim zaman asabi olurum. | Open Subtitles | أعرف من نفسي حين لا آكل اصبح عصبي المزاج |
asabi bir müvekkilim var yarın ifade verecek ve şimdi müvekkilimi hazırlamam lazım... | Open Subtitles | ولكن لديّ هذه العميلة العصبية والتي ستعطي شهادتها غداً أنا في حاجة لأن أدربها |
Burnuna halka takan asabi kız mı yoksa hafta boyu çıplak dolaşan uyuz adam mı? | Open Subtitles | الفتاة الغاضبة بحلق فى أنفها أم الرجل العنيف الذى ظل عارياً لشهر |
Biraz asabi olabilir ama iyi bir çocuk. | Open Subtitles | إنّه مُتهوّر قليلًا، لكنّه لطيف. |
Bir kanıtımız yok ama meslektaşlarının dediğine göre asabi biri olarak tanınırmış. | Open Subtitles | ولكنلايوجدمايدل، وطبقاًللجامعة... لديه سمعة بكونه شخص متهور ... |
Diğerlerine karşı alışılmadık asabi hareketleri olan birini fark ettiniz mi? | Open Subtitles | هل لاحظت اي احد يتصرف بشكل عدواني اتجاه الباقيين؟ |
Kaybetmemin ona hissettirdiği sevinç küçük asabi kalbine fazla geldi. | Open Subtitles | بهجة رؤيتي أخسر كانت شديدة على قلبه الصغير الغاضب |
Eğer Beyaz Atlı Prens yerine şapşalı seçen asabi bir kızsan o zaman ben de istemiyorum. | Open Subtitles | إذا أنتِ حادة الطبع فأنتي تختارين الأحمق بدلاً من الأمير الساحر بعد ذالك سأمضي |
Senin gibi asabi bir adam aldatıldığını öğrendiğinde çıldırmış olmalı. | Open Subtitles | شخص ما بمزاجك السيء لابد أن يفقد أعصابه عندما يكتشف أن زوجته تخونه. |
asabi olan ben değil eski eşimdi. | Open Subtitles | حسناً زوجتي السابقة هي صاحبة المزاج العصبي |
Yaşlı kadınlar da amma asabi oluyorlar. | Open Subtitles | السيّدات الكبيرات في السن لديهن مثل هذا المزاج الحاد. |
Durduk yere sinirleniyorum. asabi biriyim zaten. | Open Subtitles | ينتابكَ الغضب من لا شيء، أنا رجل عصبيّ المزاج. |
asabi, duygu ve düşüncelerini paylaşmak yerine kendi içinde gereğinden fazla inceleyen kişidir. | Open Subtitles | العصبية هى شكل من أشكال عدم الأحترام |
Nelly deriz biz ona; asabi Nelly. Almadan sorsaydın seni üstünden atabileceğini söylerdim. | Open Subtitles | اسمها (نيلي) وإننا نطلق عليها "(نيلي) العصبية" وكنت لتعرف هذا لو كنت طلبتها مني |
Ve asabi, ruh hastası babaannelerini tanımayacaklar! | Open Subtitles | جدتهم العصبية المجنونة |
El bombasının pimini tak geri asabi kız. | Open Subtitles | ضعي المشبك مجددا في القنبلة أيتها الفتاة الغاضبة. |
Sevgili asabi kardeşimin eline geçmiş bir püriten. | Open Subtitles | بيوريتاني بين يديّ أختى الحبيبة الغاضبة |
O neredeyse son on yıldır vergi ödemedi ve Brooklyn'de bir kuru temizlemeci zinciri üzerinden bir servet sahibi oldu, hükümet karşıtı ve özgürlük yanlısı olan asabi biri. | Open Subtitles | إنّه شخض مُعارض للحكومة مُتهوّر الذي جمع ثروة من سلسلة من محلاّت التنظيف الجاف في (بروكلين) الأمر الذي جعله يُهمل دفع الضرائب لما يربو من عشر سنوات تقريباً. |
Biraz asabi kendisi. | Open Subtitles | إنّه مُتهوّر. |
- Bakalım ortalıkta asabi birisi var mı? | Open Subtitles | لنرى إذا كان هناك شخص متهور على الطاولة |
Belki çabuk parlayan asabi adamın biri olduğundandır. | Open Subtitles | ربما لأنه شخص متهور |
Wendall'a asabi, hilekar küçük bir ergen sanıyorsun sen birde Clark'ı iş üstünde görmelisin | Open Subtitles | اعتقد كل توجههُ هو عدواني مخادع قليلا من المراهقين كنت بحاجة الى ان أرى كلارك في هذا التأثير |
Şu asabi balıkçı işinde de fena değildim. | Open Subtitles | وقمتُ بعملٍ رائع جداً مع صيّاد السمك الغاضب ذاك |
Birilerinin evine taşınıp onları çıldırtan asabi bir özürlüyle ilgili. | Open Subtitles | هو حول a عاجز سيّئ الطبع ذلك يَتحرّكُ إلى هذه بيت الشعبِ وفقط يُجنّنُهم. |
Ne kadar asabi olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | أنت تعرف أعصابه. |