ويكيبيديا

    "aseton" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الأسيتون
        
    • أسيتون
        
    • آسيتون
        
    • الآسيتون
        
    • مزيل طلاء
        
    • والأسيتون
        
    • مزيل لطلاء الأظافر
        
    • الاسيتون
        
    ŞİRKET aseton KONUSUNDA SUÇSUZ OLDUĞUNU SÖYLEDİ. Open Subtitles و لم تدافع ضد استخدام الأسيتون ، تم غلق مصنعها فى وبورن عام 1990
    Ok aseton bazlı temizleyici ile kaplıydı. Open Subtitles كان مغطى بطبقة السهم مع النظيف القائم على الأسيتون.
    Bir patlama için, fazladan şeyler yapmak gereklidir, mesela, depoya bantlı birkaç paket aseton peroksit. Open Subtitles يتطلب الإنفجار شيء إضافي مثل بضعة أكياس من بيروكسيد الأسيتون ملفوفة على تنك البنزين
    Şişedeki sıvıın süt olmadığını düşünüyorum; bence şişede aseton vardı. Open Subtitles لا أصدق أن ما في الزجاجة حليب، أعتقد أنه أسيتون.
    İçinde aseton, silen, tolüen, titanyum dioksit ve çeşitli hidrokarbonlar var. Open Subtitles فوجدت" آسيتون"زايلين"تولين " " ديوكسيد التايتانيوم " -هيدروكربونات متنوعة
    aseton, metanol, her türlü yanıcı madde var. Open Subtitles آثار الآسيتون والميثانول وكل أنواع المواد القابلة للإحتراق
    10 torba suni gübre, 7,5 litre aseton pareksot 22 kilo, onluk çivi. Open Subtitles ،عشر حقائب من الأسمدة جالونيْن من فوق أكسيد الأسيتون خمسين رطلًا من مسامير بطول أربع بوصات
    Japon yapıştırıcısında aseton işe yaramadı ta ki su ve sabunla karıştırılana kadar. Open Subtitles الصمغ مع الأسيتون يفلح لم والماء الصابون مع خلطته أن إلى
    Hırsızın biri çok katlı bir apartmanı soymadan önce içeri aseton gazı pompalamıştı. Open Subtitles قامّ بضغط الغاز الأسيتون بشقة شاهقة قبل أن يسرق المكان
    Olay yerinde aseton gazı tenekesi vardı. Uyuşturulduğunu düşünüyoruz. Open Subtitles كانت هناك أسطوانة غاز الأسيتون في مكان الحادث
    Amonyak, aseton, benzin, nitrobenzin. Open Subtitles الأمونـيا ، الأسيتون البنزين ، نترات البنزين
    Bu sırada aseton da kadını öldüren silahı eritmeye devam eder. Open Subtitles في ذلك الوقت يقوم الأسيتون بإذابة المسدس الذي قتلها به،
    Kundaklama bölümü yangını başlatan şeyin sadece aseton olduğunu söylemiş, ve savcının davadaki dayanak noktası buymuş. Open Subtitles حددت وحدة الحريق المتعمد أن الأسيتون كان المادة الوحيدة المستخدمة في الحريق, وتمحورت قضية المدعي العام حول تلك النقطة.
    Kimyager önemli miktarda aseton bulmuş, tıpkı yanan madde olarak bildirdiği malzemelerdeki diğer kimyasallar gibi. Open Subtitles عثر الكيميائي على كيميات كبيرة من الأسيتون, وكذلك على آثار مواد كيميائية أخرى والتي شهد على أنها كمسببات حريق.
    Aşırı içmesi vücudunun fazla oranda aseton üretmesine sebep oluyor. Open Subtitles المشروبات الثقيلة تسبب لجسمه إنتاج فائض من الأسيتون
    Suyun, öte yandan, aseton katılmıştı, uhu gibi yapıştırıcılarda bulunan bir bileşik. Open Subtitles الماء من الجهه الأخرى كان مذاباً به أسيتون مركب بالعاده يوجد بالمواد الاصقه مثل الصمغ
    Oje çıkarıcısı gibi kokuyor çünkü içinde ki maddeden, aseton. Open Subtitles رائحته مثل مُزيل طلاء الأظافر بسبب مُكوّنه النشط: أسيتون.
    Parlak astar boya, ağartıcı, aseton,.. Open Subtitles وجدت علبة رش مينا للتبيض ، أسيتون
    Cebinde aseton bulmuşlar. Open Subtitles لقد عثروا على آسيتون على بنطاله
    aseton ve toluen aynı bidondan dökülmüş Open Subtitles الآسيتون والتولوين يجب أن يكونوا قد صبوا من حاوية واحدة.
    aseton, uhu, tiner, çakmak gazı, en ucuz ne bulursa. Open Subtitles مزيل طلاء الأظافر الصمغ و مذيب الطلاء سائل الإشعال أيا كانت النشوة الرخيصة المتوافرة
    Zift ve aseton denedim fakat onları ayıramadım. Open Subtitles يعتقدانه ما كان أيّاً أو ببعضهما مغرمين إنهما ولكن لفصلهما والأسيتون الزيت جربت حال, أيّ على ... تفصليهما لا
    Lezbiyenler için ruj olduğunu biliyorum. Biseksüeller için aseton var mı? Open Subtitles أعرف وجود طلاء شفاه للسحاقيات فهل يوجد مزيل لطلاء الأظافر للخنثويين؟
    Bombanın başlıca malzemeleri aseton ve peroksitmiş. Open Subtitles المكونات الاساسية للقنبلة الاسيتون و مركب كيميائى اوكسجينى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد