Aslına bakarsan daha haberi yok. Haberi o gittikten sonra aldım. | Open Subtitles | بالواقع , هو لا يعلم فقد حصلت على الخبر بعدما خرج |
Aslına bakarsan bakımı hiç zor değil. Gülümseyip etrafa bakıp duruyor. | Open Subtitles | بالواقع يسهل جدًّا إسعادها، إنّها لا تنفك تتبسَّم وترنو لما حولها. |
Aslına bakarsan, kardeşinin klasik anlamda yakışıklı olmasıyla gurur duymalısın. | Open Subtitles | فى الواقع يجب أن تفخر أن لديك أخ وسيم كلاسيكياً |
Aslına bakarsan, öyle. Ben düğmeye basarım, sen adamı öldürürsün. | Open Subtitles | أجل، في واقع الأمر أنا أضغط زر وأنت تقتل رجل |
- Aslına bakarsan, hayır. Biz de tam... - Sorun değil, gerçekten. | Open Subtitles | فى الحقيقة , نحن كنا على وشك الذهاب لا مشكلة فى الواقع |
Aslına bakarsan yarın ehliyet sınavı için erken kalkmam lazım. Peki. | Open Subtitles | في الحقيقه ,علي ان انهض مبكرا من اجل ختبار القيادة .. |
Aslına bakarsan ben karını özlemeye başladım. Kapa lan çeneni! | Open Subtitles | ـ اللعنة، بالواقع بدأت أشتاق لزوجتك ـ لمَ لا تخرس بحق الجحيم؟ |
Aslına bakarsan, derenin aşağı yakasında tek başına ne işin vardı? | Open Subtitles | يهم، بالواقع. ما الذي كنت تفعله عند الجدول بمفردك؟ |
Aslına bakarsan, komik bir hikaye bu çünkü müthiş bir oyuncak kolleksiyonu var ve en sonunda dün gece onlarla oynayabildim. | Open Subtitles | بالواقع إنها قصة طريفة لأن لديها مجموعة ألعاب وليلة أمس تمكنت أخيراً من اللعب بها. |
Aslına bakarsan Griesen'in aradığını bilmesini bile istemiyor. | Open Subtitles | المتصل لا يريد الحديث مع غريسن بالواقع, لا يريد لغريسن ان يعرف |
Aslına bakarsan, uzlaşma ihtimaline karşı suçlamalarını arttırdılar bile. | Open Subtitles | بالواقع , لقد رفعوا الأمر لمرحلة التفاوض |
Aslına bakarsan, şu anda Farrow sürekli hisse senedi satıyor. | Open Subtitles | و فى الواقع, شركة فارو لا تفعل شيئا غير توقيع العقود |
Haklı olduğunu farzedelim. Aslına bakarsan, haklısın. | Open Subtitles | لنفترض أنك على حق في واقع الأمر ، أنتِ كذلك |
Aslına bakarsan güney pasifikteki küçük bir adadan geldim. | Open Subtitles | في واقع الأمر ، لقد جئت من جزيرة في جنوب المحيط الهادئ |
Aslına bakarsan bir arabaya ihtiyacım var. Tanıdığın birileri varsa... | Open Subtitles | فى الحقيقة أنا بحاجة لسيارة لو تعرفين أى شخص لـ |
! O komünist değil anne. Aslına bakarsan, Cumhuriyetçi. | Open Subtitles | أنه ليس شيوعياً يا أمى فى الحقيقة هو جمهورى |
Aslına bakarsan ben de burada kalıyorum. Seni gördüğümü sanmıştım da... | Open Subtitles | انا في الحقيقه اسكن هنا ايضاً اعتقدت اني رئيتك , لذا |
Adapte olabilirim. Aslına bakarsan ben çok uyumluyum. | Open Subtitles | أنا يُمْكِنُ أَنْ اتكيف, أَنا متكيّفُه جداً في واقع الامر |
Aslına bakarsan seninle ne zamandır oyunculuğunla ilgili sohbet etmek istiyordum. | Open Subtitles | في حقيقة الأمر .. كنت أود أن أتحدث معك منذ مدة طويلة حول أدائك التمثيلي |
Aslına bakarsan Denny, ilk madde, konuşmamız gereken acil bir konu. | Open Subtitles | في الحقيقة يا ديني البند الأول هو في الأحرى مسألة مستعجلة لابد من نقاشها |
Aslına bakarsan ben ona biraz üzülüyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة, أنا أشعر بالسوء تجاهها نوع ما |
Aslına bakarsan bende telekinetik var, aklımda eşyaları oynatabiliyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة انا يمكنني تحريك الاشساء من بعد |
Aslına bakarsan, yeniden doğmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | فى الحقيقه انا احاول ان اتيح لنفسى مقصوره اوسع |
Aslına bakarsan tüy toplama rulon var mı? | Open Subtitles | اوهـ , هل تعلمين ماذا ؟ هل عندك شريط دائري |
Aslına bakarsan son günlerde hiç üzülmedim! | Open Subtitles | ف الواقع هذه الايام انا لا اشعر بأى سوء |
Aslına bakarsan fazlasıyla güvenli olduğu için Arabistanda kullanımı yasak. | Open Subtitles | في الواقع لقد تم منعها في السعودية لكونها امنه جداً. |
Aslına bakarsan, şu andan itibaren bir daha asla uyumamaya karar verdim! | Open Subtitles | في الحقيقة لقد قررت من هذا اليوم لن أسمح لنفسي بالنوم مجدداً |