ويكيبيديا

    "atlarken" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تقفز
        
    • القفز
        
    • يقفز
        
    • قفزنا
        
    • للغطس
        
    • وأنا أقفز
        
    Ne zaman en sevdiği şarkıyı duysam veya bir kız çocuğunu parkta ip atlarken görsem. Open Subtitles كلما سمعت أغنيتها المفضلة أو رأيت فتاة صغيرة تقفز الحبل بالمنتزة
    Mümkün olduğunca sıkı tutunun atlarken paraşütü toplayın ve yukarı doğru çok yükseğe fırlatın. Open Subtitles امسك الحبال بقدر ما تستطع من قوة ثم اجمع القماش في حزمة وارميها عاليا في الهواء عندما تقفز
    Denizaltının tayfasını da denize atlarken yakalayabildim. Open Subtitles حصلت على بعضه من طاقم الغواصة القفز خارج السفينة وأنا أيضا
    Hatta bir kez bir kayadan diğerine atlarken nehire düşmüştüm. Open Subtitles وسقطت فى النهر ذات مرة وانا أحاول القفز من حجر إلى الآخر
    Fakat benim size söyleyeceğim şuydu, ağzında bir parça yiyecekle Bay Rinditch'in penceresinden atlarken gördüm. Open Subtitles ولكن ما كنت اريد قوله هو اننى رأيته يقفز من نافذة السيد ريندش وفى فمه قطعة من الطعام
    Biri paraşütlerimden biriyle atlarken hayatını benim ellerime bırakır. Open Subtitles عندما يقفز رجل وهو يحمل مظلتي فهو قد وضع حياته بين يدي
    Hareket eden bir tekneye atlarken neredeyse ayağımı kırıyordum. Open Subtitles بدأت عندما كدت أن أكسر قدمي حين قفزنا على تلك السفينة المتحركة
    - Ayrıca atlarken fok aşesi çağırdım. Open Subtitles كما أنّي استدعيت روح الفقمة بينما كنت أقفز للغطس.
    atlarken gören tanıklar var. Open Subtitles هناك شهود إدّعوا أنّهم شاهدوها وهي تقفز
    Elimde bir çukurdan atlarken çekilmiş bir fotoğrafı var. Open Subtitles عندي صورة لها وهي تقفز فوق بالوعة
    Silah sesini duydun ve atlarken Candace'i vururum diye oku attın. Open Subtitles لقد سمعت ِذلك ورميتِ آملة أن تصيبي "كانديس" وهي تقفز
    Sorumlu davranmam çok tuhaf ama o çatılardan aşağı atlarken sırrını nasıl saklamamızı bekliyorsun? Open Subtitles من الصعب التصديق أن أكون مسؤولاً لكن كيف من المفترض لنا أن نحفظ اسرارك ... إن كانت هي في الخارج تقفز من العمارات لوحدها
    Surlardan atlarken bacağını kırdı. Open Subtitles لقد كسرت قدمها وهي تقفز من السور
    Şifoniyerimden yatağa, ve pencereden dışarı atlarken, çoğunlukla... yatak yaylarını ve kemiklerimi kırardım. Open Subtitles لقد كسرت العديد من إطارات السرير والعظام عن طريق القفز من خزانتي إلى السرير ومن ثم إلى خارج النافذة.
    Evet ama gözlerim bağlı, uçaktan atlarken de yapabilir miyim? Open Subtitles نعم، أستطيع ان أقوم بالصعب القفز من طائرة؟
    Ben bu kanadı açarsam... aynı zamanda sende diğer tarafı açarsın... köpek içeri atlarken bizde dışarı atlarız. Open Subtitles لو قمت بفتح الباب من هنا فى نفس الوقت الذى تقوم فيه بفتح الباب من ناحيتك يمكننا القفز للخارج بينما يدخل الكلب
    Trenlerle atlarken yaralanmış olmalı. Open Subtitles سيكون مصاب بكدمات من القفز من و الى القطارات
    Uyandığımda, Herkese söylediğim gibi Pilotu, paraşütle atlarken gördüm, Ama seni uyandıramadım. Open Subtitles إستيقظت لأجد الطيار يقفز بالمظلة من الطائرة كما أخبرت الجميع لم أستطع إيقاظك
    Bir yarış esnasında engelin üzerinden atlarken düşmüş ve piramit kemiğini çatlatmış. Open Subtitles سقط أرضاً أثناء السباق بينما كان يقفز فوق عقبة وتعرض لكسر في العظم الهرمي
    Tamda bir katil balina bir uskumru yakalamak için başımızın üstünden atlarken. Open Subtitles مثل الحوت القاتل يقفز فوق رؤوسنا ليلتقط سمك الإسقمري
    Arabadan atlarken kafamı yarıyordum az daha. Open Subtitles عندما قفزنا خارج الشاحنه الكونت تبا لهم الأحمق يختبأ حتى ذلك اليوم
    Jeremy 6 yaşında bu iskeleden atlarken kolunu kırmıştı. Babam şurada bana balık tutmayı öğretirdi. Open Subtitles لقد كُسر ذراع (جيريمي) حينما كان يفقز للغطس إرتطاما بهذا الرصيف، آنما كان بالسادسة.
    Kaybettim. Bir tepeden Colerado Nehri'ne atlarken kayboldu ama onu görmeliydin. Open Subtitles حسنا؛ لقد فقدته؛ وأنا أقفز المنحدر إلى نهر كولورادو

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد