Buradaki tüm erkekler avlanmayı sever. Kimin daha iyi nişancı olduğuna dair yarışırlar. | Open Subtitles | جميع الأولاد هنا يحبون الصيد كثيراً يجرون مسابقات ليروا من الأفضل في الرماية |
Bugün bile onunla avlanmayı tercih ediyorum ne yazık ki o bile hayli ölümcül. | Open Subtitles | حتى يومُنا هذا اُفضل الصيد به لكن للأسف حتى هذا كان مميتاً جداً |
Onları seviyorum. Harikalar ama sen yokken, yalnız avlanmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أحبهم، إنهم رجال عظماء لكن بدونك، سأمارس الصيد وحدي |
Kaya balıkları yerler ama kaya balıklarının uyuduğu ve yakalanmalarının kolay olduğu gece vakti avlanmayı tercih ederler. | Open Subtitles | و هي هنا لتلتهم الأسماك. إنها تفضل الصيد في الليل، فاسماك الحيد تكون سهلة الصيد وهي نعسة. |
Crittercam, köpekbalığının nerede avlanmayı sevdiğini ve ne zaman saldırdığını gösterebilir. | Open Subtitles | الكاميرا سوف ترينا تماما اين يفضل القرش أن يصطاد ومتى تشن هجوما |
avlanmayı asla öğrenemedin. Açlıktan ölecektin. | Open Subtitles | أنت لم تتعلّم الصيد البتة كنت ستموت من شدة الجوع |
Şuradaki kamyoncu dostuma bakıyorum da tam avlanmayı seven bir tip. | Open Subtitles | لقد التقيت سائق الشاحنة هذا لتوي وهو من النوع الذي يحب الصيد |
Haydi, doğruyu söyle. avlanmayı biliyorsun. | Open Subtitles | بربّكِ ، قولي الحقيقة أنا أعلم بأنّكِ تستطيعين الصيد |
Neden avlanmayı öğrenmem gerektiğini anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أرى لماذا أحتاج لتعلّم مطاردة الصيد |
Şimdi, annesinin rehberliğinde, sualtında avlanmayı ve bu labirentin içinden geçip, buzdaki deliğine geri dönmeyi öğrenmesi gerek. | Open Subtitles | الآن، بمساعدة أمّه، عليه تعلم كيفية الصيد تحت الماء، والعثور على طريق العودة عبر المتاهة لبلوغ الثقب في الثلج. |
avlanmayı, çekiç sallamayı ya da arabalarını tamir etmeyi... | Open Subtitles | لا يعرفون كيفية الصيد أو التأرجح بالمطرقة |
Ve elinde kalan az kaynakların tükenmesiyle kendini zorladı ve son bir kez avlanmayı denedi. | Open Subtitles | وبالاعتماد على القليل من الخبرة التي لديه أجبر نفسه , وحاول الصيد لمرة اخيرة |
Daha önce bahsettiğimiz çocuk hala öğrenci olmalı. avlanmayı seven bir genç. | Open Subtitles | الولد الذي تحدثنا عنه من قبل ليس طالباً سابقاً بل طالب حالي، فتى مراهق يحب الصيد |
Mara, avlanmayı öğrenmeden önce uzaklaştırılmıştı. | Open Subtitles | مارا الأن مطرودة من العائلة يا ليت لو أنها تعلمت كيفية الصيد |
avlanmayı çocukken öğrenmişti tuzak kurmayı kızkardeşini korumayı | Open Subtitles | كولد تعلم الصيد ويقيم الفخاخ للحيوانات حتى يستطيع ان يبقى هو واخته على قيد الحياة |
avlanmayı, ateş etmeyi, tuzak kurmayı, balık tutmayı sana ben öğreteceğim. | Open Subtitles | ...وسأعلمك كيفية الصيد وإستخدام البندقية ، وصنع الأفخاخ وإصطياد السمك و |
Keith ve ekip bir avlanmayı görüntüleyebilecekler mi? | Open Subtitles | بدأ كل من كيث والفريق يتسائلون إذا كانوا سيصورون الصيد حقا ً |
Bu Donnie'nin küçükken avlanmayı öğrendiği silah. | Open Subtitles | ^تلك هي بندقيه ^دوني اعتاد ان يصطاد بها عندما كان طفلا |
avlanmayı nereden öğrendin? | Open Subtitles | أين تعلمت كيف تصطاد ؟ |
Bu yüzden Bay Billington, bana ve adamlarıma avlanmayı öğretmeyi teklif etti. | Open Subtitles | تحقيقا لهذه الغاية، وقد عرض السيد بيلينغتون أن يعلمني واكون حاضرة لمطاردة. |
Dünyada böyle avlanmayı bilen yalnız iki balina ailesi var. | Open Subtitles | عائلاتين فقط من الحيتان في العالم يعرفون هذه الكيفية في الاصطياد. |
Çok genç yaşta avlanmayı ve öldürmeyi öğrendin değil mi Elspeth? | Open Subtitles | تعلّمتِ كيفيّة الإصطياد والقتل في سنّ مبكّرة، أليس كذلك يا (إليزابيث)؟ |