"avlanmayı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الصيد
        
    • يصطاد
        
    • تصطاد
        
    • لمطاردة
        
    • الاصطياد
        
    • الإصطياد
        
    Buradaki tüm erkekler avlanmayı sever. Kimin daha iyi nişancı olduğuna dair yarışırlar. Open Subtitles جميع الأولاد هنا يحبون الصيد كثيراً يجرون مسابقات ليروا من الأفضل في الرماية
    Bugün bile onunla avlanmayı tercih ediyorum ne yazık ki o bile hayli ölümcül. Open Subtitles حتى يومُنا هذا اُفضل الصيد به لكن للأسف حتى هذا كان مميتاً جداً
    Onları seviyorum. Harikalar ama sen yokken, yalnız avlanmayı tercih ederim. Open Subtitles أحبهم، إنهم رجال عظماء لكن بدونك، سأمارس الصيد وحدي
    Kaya balıkları yerler ama kaya balıklarının uyuduğu ve yakalanmalarının kolay olduğu gece vakti avlanmayı tercih ederler. Open Subtitles و هي هنا لتلتهم الأسماك. إنها تفضل الصيد في الليل، فاسماك الحيد تكون سهلة الصيد وهي نعسة.
    Crittercam, köpekbalığının nerede avlanmayı sevdiğini ve ne zaman saldırdığını gösterebilir. Open Subtitles الكاميرا سوف ترينا تماما اين يفضل القرش أن يصطاد ومتى تشن هجوما
    avlanmayı asla öğrenemedin. Açlıktan ölecektin. Open Subtitles أنت لم تتعلّم الصيد البتة كنت ستموت من شدة الجوع
    Şuradaki kamyoncu dostuma bakıyorum da tam avlanmayı seven bir tip. Open Subtitles لقد التقيت سائق الشاحنة هذا لتوي وهو من النوع الذي يحب الصيد
    Haydi, doğruyu söyle. avlanmayı biliyorsun. Open Subtitles بربّكِ ، قولي الحقيقة أنا أعلم بأنّكِ تستطيعين الصيد
    Neden avlanmayı öğrenmem gerektiğini anlamıyorum. Open Subtitles أنا لا أرى لماذا أحتاج لتعلّم مطاردة الصيد
    Şimdi, annesinin rehberliğinde, sualtında avlanmayı ve bu labirentin içinden geçip, buzdaki deliğine geri dönmeyi öğrenmesi gerek. Open Subtitles الآن، بمساعدة أمّه، عليه تعلم كيفية الصيد تحت الماء، والعثور على طريق العودة عبر المتاهة لبلوغ الثقب في الثلج.
    avlanmayı, çekiç sallamayı ya da arabalarını tamir etmeyi... Open Subtitles لا يعرفون كيفية الصيد أو التأرجح بالمطرقة
    Ve elinde kalan az kaynakların tükenmesiyle kendini zorladı ve son bir kez avlanmayı denedi. Open Subtitles وبالاعتماد على القليل من الخبرة التي لديه أجبر نفسه , وحاول الصيد لمرة اخيرة
    Daha önce bahsettiğimiz çocuk hala öğrenci olmalı. avlanmayı seven bir genç. Open Subtitles الولد الذي تحدثنا عنه من قبل ليس طالباً سابقاً بل طالب حالي، فتى مراهق يحب الصيد
    Mara, avlanmayı öğrenmeden önce uzaklaştırılmıştı. Open Subtitles مارا الأن مطرودة من العائلة يا ليت لو أنها تعلمت كيفية الصيد
    avlanmayı çocukken öğrenmişti tuzak kurmayı kızkardeşini korumayı Open Subtitles كولد تعلم الصيد ويقيم الفخاخ للحيوانات حتى يستطيع ان يبقى هو واخته على قيد الحياة
    avlanmayı, ateş etmeyi, tuzak kurmayı, balık tutmayı sana ben öğreteceğim. Open Subtitles ...وسأعلمك كيفية الصيد وإستخدام البندقية ، وصنع الأفخاخ وإصطياد السمك و
    Keith ve ekip bir avlanmayı görüntüleyebilecekler mi? Open Subtitles بدأ كل من كيث والفريق يتسائلون إذا كانوا سيصورون الصيد حقا ً
    Bu Donnie'nin küçükken avlanmayı öğrendiği silah. Open Subtitles ^تلك هي بندقيه ^دوني اعتاد ان يصطاد بها عندما كان طفلا
    avlanmayı nereden öğrendin? Open Subtitles أين تعلمت كيف تصطاد ؟
    Bu yüzden Bay Billington, bana ve adamlarıma avlanmayı öğretmeyi teklif etti. Open Subtitles تحقيقا لهذه الغاية، وقد عرض السيد بيلينغتون أن يعلمني واكون حاضرة لمطاردة.
    Dünyada böyle avlanmayı bilen yalnız iki balina ailesi var. Open Subtitles عائلاتين فقط من الحيتان في العالم يعرفون هذه الكيفية في الاصطياد.
    Çok genç yaşta avlanmayı ve öldürmeyi öğrendin değil mi Elspeth? Open Subtitles تعلّمتِ كيفيّة الإصطياد والقتل في سنّ مبكّرة، أليس كذلك يا (إليزابيث)؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more