Monk, sana bu pisliğin servetinin çok geniş ve avukatlarının çok fazla olduğunu, onları kullanmayı çok sevdiğini de hatırlatmama gerek yok sanırım. | Open Subtitles | مونك، لا يجب علي تذكيرك بأن هذا الوغد لديه إتصالات كثيرة ولديه عصبة من المحامين يحب أن يجعلهم يعملون |
Karşı tarafın avukatlarının yaptığı açılış konuşması kanıt değildir. | Open Subtitles | قد تسمع بيانات إفتتاحية من المحامين المعارضين كل واحد يقدم جانبه من النزاع هذا ليس دليل |
Yapacağım ilk şey, sanık avukatlarının önergelerini dinlemek olacak. | Open Subtitles | أول شيء سأقوم به هو الاستماع إلى طلبات محاموا المدعى عليهم |
Şu boşanma avukatlarının da işleri bayağı kıyak öyle değil mi? | Open Subtitles | هؤلاء محامين الطلاق لديهم عملٌ مربح,أليس كذلك؟ |
O kol düğmesini gördüğümde düzenbaz avukatlarının onu kurtaracağını biliyordum. | Open Subtitles | عندما رأيت حلق الكبك ذاك، عرفت بأن محاميه البارع سيخرجه، |
Babam, avukatlarının sizi bu konuda arayacağını söyledi. | Open Subtitles | قال والدي أن محاموه سيتصلون بكم بخصوص هذا.. |
- Senin değil, avukatlarının. | Open Subtitles | حسنًا، لست أنت بل المحامين المشاركين |
Çok iyi iş çıkarıyorsunuz, Bay Adler ama sizi uyarmalıyım ki, müvekkiliniz avukatlarının karılarıyla yatmaya meyillidir. | Open Subtitles | " أنت تقوم بعمل جيد سيد " إيدلر لكن أحذرك أن موكلك معرض لمعاشرة زوجات المحامين |
- Bildiğim en iyi savunma avukatlarının bir listesi. | Open Subtitles | - إنها قائمة - لأفضل المحامين الذين أعرفهم |
Vali Windy hiçbir bok yapmayacak avukatlarının sözünü dinlemekle ve bize "Yabani Dağ Klanı" diyen New Yorklu şarlatanlara karşı arkasını güçlendirmekle uğraşıyor. | Open Subtitles | الحاكم (ويندى) لن يصنع شيئاً إنه غارق حتى أذنيه تاركاً المحامين يدسّون أفواههم فى أذنيه وتحويل دعمه ضد أولئك الكاشفون للفساد فى نيويورك |
- Bütün kraliyet avukatlarının arasından seni seçtiler. | Open Subtitles | - لقد سألوا عنك تحديدا بين كل المحامين. |
Özellikle dava avukatlarının. | Open Subtitles | المحامين المحاكمة خصوصا. |
Yapacağım ilk şey, sanık avukatlarının önergelerini dinlemek olacak. | Open Subtitles | أول شيء سأقوم به هو الاستماع إلى طلبات محاموا المدعى عليهم |
Savunma avukatlarının inanıp inanmadığı önemli değil. | Open Subtitles | لا تهم ما إذا محاموا الدفاع يؤمنون بها |
Ona Visualize'ın avukatlarının Parkman'ın arkasında olduğunu ve Frost son kuruşunu kaybedene kadar mahkemede onu savunacaklarını söyledim. | Open Subtitles | قلت له أن محاموا المنظمة (يقفون خلف (باركمان وسينقلون القضية الى المحكمة حتى يصرف (فروست) آخر فلس له |
Sürekli kıçını kurtaran avukatlarının olması çok kıyak olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنك سعيد بوجود محامين مشهورين لإنقاذك كل مرة |
Bunlar Charlotte Konig'in avukatlarının reddedilen talepleri. | Open Subtitles | هذه إقتراحات مضاده من محامين تشارلوت |
Santa Barbara'da bir restoran soygunundan hüküm giyen Woodson'un mahkumiyeti Masumluk Projesi avukatlarının hatalı görgü tanığı ifadesini geçersiz saydırmayı başarması ile bozulmuştu. | Open Subtitles | وودسون) أتهم بسرقة) "مطعم محلي في "سانتا باربرا بعد أن قام محامين من منظمة مشروع عدالة بإبطال إفادة شهادة العيان |
O istememiş. avukatlarının beni çağırmalarına izin vermemiş. | Open Subtitles | رفض أن أفعل هذا، رفض أن يتصل محاميه بي لحضور الجلسة |
Evet ancak avukatlarının yapacağı ilk şey şüpheleri başka birine çekmek olacaktır. | Open Subtitles | نعم، لقد فعلنا. ولكن أوّل شيء سيفعله محاميه هو تحويل الشك إلى شخص آخر، لديه دافع |
Kendisi camın diğer tarafında kalmayı ve avukatlarının sizleri ikna etmeye çalıştığı uydurma hikayelerin arkasına saklanmayı tercih ediyor. | Open Subtitles | يفضل الإختباء خلف الزجاج على الإختفاء خلف القصص الملفقة الذي يحاولون محاموه إقناعكِ بها |