ويكيبيديا

    "ayırmayı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عزل
        
    • تفصل
        
    • فصلهما
        
    • التفريق
        
    • علي آن آثبت لنفسي
        
    Fakat İkinci Dünya Savaşı esnasında araştırmacılar aktif bileşimi diğerlerinden ayırmayı başardılar ve daha yüksek miktarlarda küf ürettiler. TED ولكن أثناء الحرب العالمية الثانية، توصّل باحثون إلى كيفية عزل المركب النشط والعمل على إنماء العفن بكميات أكبر.
    Olayları başlatan kişiyi diğerlerinden ayırmayı başardık. Open Subtitles أنا كنت قادر على عزل الواحد المسؤول لتحريض كلّ المشكلة.
    Bu gruptakiler kendilerini diğerlerinden ayırmayı başarmışlar, araştırmalarını gizli tutabilmek için, ama zamanla keşfedilip yokedildiler. Open Subtitles هذه المجموعة تمكنوا من عزل أنفسهم من أجل الآخرين لمتابعةدراستهمفي السرية, ولكنهم في نهاية المطاف اكتشفوا و دمروا.
    Zaten hastanın sorunlarını kendi sorunlarından ayırmayı öğreniyorsun. Open Subtitles بأي حال انت تتعلم كيف تفصل مرضاك عن حياتك
    * Dene, dene birbirinden ayırmayı dene * Open Subtitles حاول، حاول، حاول* *أن تفصل بينهما
    Kalıntılarına göz attım ve merak ediyorum onları ameliyatla ayırmayı hiç düşündünüz mü? Open Subtitles لقد ألقيتُ نظرة على الجثة... و أتسائل لو أخذتم بنظر الإعتبار فصلهما جراحياً
    Balık bıçağıyla et bıçağını ve balık kaşığıyla et kaşığını birbirinden ayırmayı öğrenmeniz gerekir. Open Subtitles إن عليك تعلم كيفية التفريق بين سكين اللحم وسكين الاسماك وشوكة السمك و شوكة اللحوم
    Doğruyu yanlıştan ayırmayı ve kanunların insanların rahat yaşaması için olduğunu hiç unutmadım. Open Subtitles في عجلة بإن سيارة الدواسة , كآن يجب علي آن آثبت لنفسي بإن القانون يمكن آن يكون صحيح ومستقيم ولمصلحة البشر
    Kaçan sürüden küçük bir grubu ayırmayı başarıyorlar. Open Subtitles بركض السّرب، يتمكّن القطيع من عزل مجموعة صغيرة
    - Nerede? - Bilmiyorum, pasif bağlı olarak görünüyor. Yönlendiriciyi ayırmayı deneyeceğim, tam yeri bulabiliriz. Open Subtitles لا أعرف، أن البيانات تقول أنهُ متصل بشكل سلبي دعني أحاول عزل الراوتر لتحديد مكانهِ بالضبط
    İş arkadaşları ile yaşadığı tartışmalı bölümleri ayırmayı umuyordum. Open Subtitles كنت آمل عزل أي مواجهات معدية قامت بها مع زملاء عملها
    Psikoterapik bileşimini ayırmayı sonunda başarmıştım Open Subtitles وأخيرا نجحت في عزل صفاتها النباتية
    Sam Lewis'in dijital parmak izini Eldon'a verdiği USB'den ayırmayı başardık. Open Subtitles استطعنا عزل البصمة الرقمية لـ(لويس) من الذاكرة المحمولة التي أعطاها لـ(ألدون)
    Dört bölüme ayırmayı başardım. Open Subtitles كنت قادرة على عزل 4 أجزاء
    Ben, kalpleri şimdi durduramayız. Tüm damarları ayırmayı bitirmedik. Open Subtitles (بن) لا نستطيع أن نوقف قلبيهما في الوقت الحالي لم ننتهي من عزل كل الشرائيين.
    * Dene, dene birbirinden ayırmayı dene * Open Subtitles حاول، حاول، حاول* *أن تفصل بينهما
    Bu yüzden ikizleri ayırmayı öneriyormuş. Open Subtitles لهذا السبب أوصيتَ أن يتم فصلهما
    # Deneyin, deneyin onları ayırmayı # Open Subtitles حاول، حاول، حاول فصلهما
    - Seni kendinden alıp götürme tehlikesi yaratan herkesten ayırmayı. Open Subtitles - التفريق بينك - وبين أي شخص يهدد بأخذك منها
    Onları ayırmayı denedim mi? Open Subtitles هل أحاول التفريق بينهم ؟
    Doğruyu yanlıştan ayırmayı ve kanunların insanların rahat yaşaması için olduğunu hiç unutmadım. Open Subtitles في عجلة بإن سيارة الدواسة, كآن يجب علي آن آثبت لنفسي بإن القانون يمكن آن يكون صحيح ومستقيم ولمصلحة البشر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد