Kaçmak için ayağa kalktım ama bir şey beni tutuyordu. | Open Subtitles | نهضت لكي أفرّ هارباً... لكن شيئاً ما كان يشدّني... |
Elini sıkmak için ayağa kalktım ve aniden dengemi kaybettim... | Open Subtitles | بأي حال، نهضت كي أصافحها ففقدت توازني... |
Canım istemiyordu, ama ayağa kalktım. | Open Subtitles | لم احسه ولكنني نهضت |
Stadyumdaki o gün, akıllı bir korkak olarak ayağa kalktım. | TED | ذلك اليوم في الملعب، الذي وقفت فيه كجبان ذكي . |
Bu dört saatten sonra, ayağa kalktım ve bu ekibi darmadağın ettim. | TED | و بعد عدة ساعات من هذا, وقفت, و طلبت من هذا الفريق أن يتنحى جانياً |
ayağa kalktım. Göğüs uçlarını okşadım. Çığlık attı: | Open Subtitles | نهضت وضغت نهديها بيري فصرخت |
ayağa kalktım ve... | Open Subtitles | أنا نهضت و |
Amerika Kanser Araştırmaları Birliğinde ayağa kalktım, ki bu en büyük kanser araştırma toplantılarından biridir, 20.000 kişi vardı ayağa kalktım ve hata yaptığımızı söyledim. | TED | وقفت في الرابطة الأمريكية لأبحاث السرطان في أحد أكبر اجتماعات ابحاث السرطان مع 20 ألف شخص و قلت لقد ارتكبنا خطأً |
Kahvaltıdan sonra biraz kullandım, ayağa kalktım, traş oldum ve sana yemin ederim, dönüp baktığımda tekrardan işaretliydi. | Open Subtitles | بعد الإفطار ، إستخدمت بعضها وقفت ، حلقت وعندما نظرت لخلف أقسم بأنها رجعت صغيره |
Ve sakın ayağa kalktım diye bir daha oturmayacağımı düşünmeyin! | Open Subtitles | ...وإذا وقفت لا تعتقدوا أنني لا استطيع الجلوس مرة أخرى |