| Test çok kapsamlı, ve özellikle, derecelendirmede ki kıstas çok çok katı olduğundan, sana tavsiyem, şu ayakkabılarla olan işini bitirir bitirmez, | Open Subtitles | بما أن الامتحان شامل لكل شيء .. وتوزيع الدرجات صارم .. أنصحك .. بمجرد انتهائك من هذه الأحذية |
| - Cehenneme gitsem evime o çamurlu ayakkabılarla girmene izin vermem. | Open Subtitles | أنت لن تدخل مثل الجحيم بهذه الأحذية الموحّلة إلى منزلي |
| Bu ayakkabılarla uyuşturucu satıyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت تنقل المخدرات بهذه الأحذية أليس كذلك ؟ |
| - Geniş ayakkabılarla yürümek... | Open Subtitles | تنظيم الجلوس بالسيارة الصغيرة السير بأحذية ضخمه |
| Bu topuklularla "uzakta değil", düz ayakkabılarla maraton yürümek gibi. | Open Subtitles | المسافة في هذا الكعب مثل مسافة سباق المارثون بالأحذية الرياضية |
| Bu halimle kendimi hava durumu sunuyorum gibi hissettim. Neyse. Ve kuşlar ayakları ufak kumaş ayakkabılarla kaplanmış şekilde getiriliyorlardı. | TED | أشعر و كأنني كمذيعة الطقس و أفعل هكذا. على كل حال. و كذلك الطيور كانت تدخل و أرجلها محمية بحذاء قماشي خفيف |
| Bunu okulumda çamurlu ayakkabılarla dolaşmadan önce düşünmeliydin. | Open Subtitles | ربما يجب عليك التفكير بهذا قبل أن تسير داخل مدرستي بحذائك الموحل |
| Ve siz bu kayda değer ayakkabılarla etrafta dolaşırken biri "Bunlar ne?" | TED | وعندما تمشي بزوج الاحذية الافت للنظر ويقول لك احدهم ماهذا؟ |
| O ayakkabılarla bir bebeği nasıl taşıyacak merak ediyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف ستتمكن من حمل الرضيع بتلك الأحذية |
| Yürüyüş yapmak pek huyum değildir ama bu ayakkabılarla yapabilirim artık. | Open Subtitles | أقصد ، أنا لا أمارس المشي حتى الآن ، لكنني قد أمارس الآن لدي الأحذية |
| Getirdiğimiz ayakkabılarla olay yerinde bulduğumuz izler arasında bağlantı kurabildin mi? | Open Subtitles | أهناك أيّة صلة بين الأحذية التي جلبناها، و الآثار في مسرح الجريمة؟ |
| Korseli külotlu çorap ya da süslü ayakkabılarla uğraşmayın. | Open Subtitles | لا تضايقوني بالجوارب الطويلة أو الأحذية الفاخرة |
| Tahmin ediyorum ki bu ayakkabılarla yürümeye çalışırken bileğini burktu. | Open Subtitles | أخمّن أنّها لوت كاحلها مُحاولة المشي بهذه الأحذية. |
| Siyah ayakkabılarla beyaz çorap. Hiç sanmıyorum! | Open Subtitles | جوارب بيضاء مع الأحذية السوداء لا يروق لي ذلك لا تعجبني تلك القباحة |
| - O ayakkabılarla mı gemiye bindi yani? | Open Subtitles | يعني أنها حصلت على السفينة مع تلك الأحذية على؟ نعم. |
| Fakat bazı ayakkabılarla yürümeniz diğerlerinden daha zordur çünkü bazı insanlar bunu yapmanıza izin vermezler. | Open Subtitles | لكن بعض الأحذية أصعب من أن تمشي عليها من الأحذية الأخرى ربما لأن بعض الأشخاص لا يسمحون لك أن تتدخل في أمورهم |
| Onlar eroini satar, ben de ödemeyi ayakkabılarla yapardım. | Open Subtitles | أجل كانوا يبيعون الهيروين ثم أدفع لهم بأحذية |
| İnsanların ayakkabılarla öldürüldüğünü görmüştüm, ama asla böylesini değil. | Open Subtitles | لقد رأيت ناس يقتلون بالأحذية لكن ليس هكذا أبدا |
| ayakkabılarla çarmıhta asılı olduğunu, ne ? | Open Subtitles | مُعلقاً على الصليب بحذاء رياضـيّ، مـاذا؟ |
| Şu kadarını söyleyeyim biz beyaz halı üzerinde yürüyeceğimizi hayal bile edemezdik özellikle bu ayakkabılarla. | Open Subtitles | السجاد الأبيض كان أمراً لم لم يكن ليحدث ، لم نكن حتى نحلم بالمشي على السجاد . وخاصة بحذائك |
| Bu ayakkabılarla sağlam durmak zor olacak bu yüzden umalım ki Alman binbaşı bize tam takım spor kıyafeti temin edebilsin. | Open Subtitles | من الصعب من تأخذ نفس المظهر بهذه الاحذية لذا نأمل ان يمنحنا الميجور الالمانى العتاد المناسب |
| ayakkabılarla duşa girmen ne kadar mantıklıysa, bu da o kadar mantıklı. Bunu neden yaptığını bile bilmiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | كل هذا غير منطقي مثل تلميع الاحذيه انت لا تعرف حتى لماذا ذلك |
| Film 9 fahişenin Sunset Bulvarı'ndan aşağı topuklu ayakkabılarla salınmasıyla bitiyor. | Open Subtitles | الفيلم ينتهي ب 9 عاهرات يهرولون بمؤخراتهم في اتجاه شارع الغروب و هم يلبسون كعبا عاليا |
| Bu neden? Zaten bizdeki ayakkabılarla ezemedik ki. | Open Subtitles | الذي، نحن لا نَستطيعُ أَنْ نَسْحقَه بالأحذيةِ نَمتلكُ؟ |