ويكيبيديا

    "aydınlatan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تضيء
        
    • يضيئ
        
    • يضيء
        
    • يشع من فوقي
        
    • الذي يشع
        
    Aşk bir bebeğin beşiğini aydınlatan sabah ve akşam yıldızıdır. Open Subtitles الحب هو الصباح ونجمة المساء التي تضيء على مهد الطفل
    Utangaç, fakat yüzünü aydınlatan güzel bir gülümsemeye sahip. TED وهي فتاة خجولة، ولكنها تتمتع بابتسامة جميلة تضيء وجهها.
    Tarih yolumuzu aydınlatan bir meşaledir. Open Subtitles إن الماضى هو المصباح الذى يضيئ طريقنا
    Ve gökyüzünü aydınlatan tek yıldız olacağım Open Subtitles وسأكون النجم الوحيد الذي يضيئ السماء
    Yoksa aşağıdaki kaosun görüntüsünü aydınlatan– modern savaşların teknolojilerini temsil ettiği de düşünülen– sivri uçlu ampul müdür? TED أم هو المصباح المُسنن، والذي يُعتقد أنّه يُمثل تقنيات الحرب الحديثة، ما يضيء رؤيتها للفوضى بالأسفل؟
    Ya da geceleri, gökyüzünde uzaktaki nesneleri aydınlatan gerçekten gözlerimizden çıkan ışık olabilir mi? Open Subtitles أو في الليل، أيمكن للضوء الخارج من أعيننا أن يضيء الأجرام البعيدة في السماء؟
    Beni aydınlatan ışık komşumu da aydınlatır. Open Subtitles ان الضوء الذي يشع من فوقي فـإنه يشع من فوق جيراني ايضاً.
    Gençlerin hayalgüçlerini aydınlatan, seks olmayan evlilikleri, sokaktaki yırtıcılardan koruyan.. Open Subtitles تضيء خيال شاب تساعة زواج بلا جنس تبقي مفترساً بعيداً عن الشوارع
    Demek istediğim, eskiden yolumuzu, aydınlatan... o kutsal ateşe ne oldu? Open Subtitles ... وماذا حدث لنيران الشغف .التي اعتادت أن تضيء طريقنا
    Eğer o kuruluş engelli bireyleri ve toplumu gözlemlemek için zaman ayırsaydı, problemin farkına varacaktı ve belki de insanların gece hayvanları içine koyup güvende tutabilecekleri bir kümesi aydınlatan, güneş ışığı tarzında bir çözüm bulabilirlerdi. TED لو أن تلك المنظمة قضت القليل من الوقت في مراقبة الصم، وفي مراقبة المجتمع، لكانوا اكتشفوا المشاكل التي يعانونها ولربما كانوا وفروا الحل، كتوفير مصابيح تعمل على الطاقة الشمسية، لكي تضيء حظيرة آمنة لتوضع بها الحيوانات مساءاً لضمان سلامتها.
    Papatyalarımı- Odamı aydınlatan. Open Subtitles أو الزهور ... قد تضيء هذه الغرفة
    Ve gökyüzünü aydınlatan tek yıldız olacağım Open Subtitles وسأكون النجم الوحيد الذي يضيئ السماء
    Arkamda durup yolumu aydınlatan kurtarıcımız Yüce İsa Mesih'in irfanını güvence altına almak için Papa Cenapları'nın hayatını korumak maksadıyla kendiminkini seve seve veririm. Open Subtitles سأموت بسعادة لحماية حياتك سيدي للمحافظة على علم سيدنا المسيح والذي نوره يضيء من خلالك
    Yansıması büyük bir karanlığı aydınlatan bu yeni enerjiyi son derece cesurca benimsiyor ve hararetle somutlaştırıyoruz. Open Subtitles ونحن أخذنا تلك الطاقة الجديدة بشجاعة كبيرة، وتجَسّدناها بحماس شديد، ماجعل انعكاسها يضيء ظلمة حالكة.
    Beni aydınlatan ışık... komşumu da aydınlatır. Open Subtitles ان الضوء يشع من فوقي فـإنه يشع من فوق جيراني ايضا.
    Beni aydınlatan ışık komşumu da aydınlatır. Open Subtitles ان الضوء الذي يشع من فوقي فـإنه يشع من فوق جيراني ايضاً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد