Doğal makine de aynen bu şekilde çalışmalı. | TED | و هذا بالضبط كيف يجب أن تعمل الآلة الطبيعية. |
Vancouver'daki deneye geri dönelim. aynen bu oldu. | TED | وبالعودة للتجربة التي تمت في فانكوفر، هذا بالضبط ما حدث. |
Federaller, Waco'da aynen bu şekilde yapmışlardı. | Open Subtitles | ثم ننتقل للجزء الأصعب هذا بالضبط ما حاولت الحكومة الفيدرالية القيام به في واكو |
Evini aynen bu şekilde tahmin ediyordum. | Open Subtitles | هذا هو بالضبط ما تصورت عليه منزلك |
Ama evet, aynen bu şekilde. | Open Subtitles | ولكن , نعم , نعم هذا هو بالضبط |
Bize kuşların baharı şarkılarla karşıladığı anlatılırdı, burada da aynen bu şekilde karşılıyorlar. | TED | قيل لنا أن الطيور تُرحِّب بالربيع بأغنية سعيدة، وهنا يفعلون ذلك بالضبط. |
Hanımefendi, Binbaşıdan onay gelene kadar yapmanızın gereken aynen bu. | Open Subtitles | سيدتي ، ما لم يصرح الرائد بهذا هذا بالضبط ما ينبغى عليكى القيام به |
Bir dakika, evet. Sana söylediğimiz şey aynen bu. | Open Subtitles | مهلاً, نعـــم, هذا بالضبط هو ما نقوله لك. |
- Bu çok kişisel ve bir o kadar da dramatik. - Ben de aynen bu şekilde düşünüyorum. | Open Subtitles | إنها شخصية للغاية و حتى درامية - هذا بالضبط ما شعرته تجاهها - |
Polisin aynen bu istediğimi yaptığını öğreniyorum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن الشرطة قد فعلت هذا بالضبط |
Gruptaki durumun aynen bu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما تحبه في المجموعة |
Yapacağım aynen bu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما سأفعله |
Anlamıyor musun, Reed ile Carson da aynen bu şekilde görünmesini istiyorlardı. | Open Subtitles | ألا تفهم أن هذا بالضبط ما اراده ريد) و(كارسون) أن يبدو؟ |
Sana yaptığı şey de aynen bu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما فعله بكِ |
Onların istedikleri de aynen bu, tamam mı? | Open Subtitles | هذا بالضبط ما يريدونه، حسنا ؟ |
"Çalışan Kız filminde Melanie Griffith'in başına aynen bu gelmişti. | Open Subtitles | "هذا بالضبط ماحدث لـ(ميلاني كريفث) في "وركينغ غيرل"". |
Katie'ye yaptığın da aynen bu. | Open Subtitles | هذا هو بالضبط ما تفعلونه ل كاتي . |
Eger koçu taniyorsaniz aynen bu sekilde "Dügün" diyor. | Open Subtitles | إذا كنت تعرف كوتش. ، هذا هو بالضبط ... |
Bebeğimizi eve getirdiğimizde yapacağımız da aynen bu olacak. | Open Subtitles | ذلك بالضبط ما سنفعله عندما نحضر طفلنا إلى المنزل |
Bana gönderdiği mail'de aynen bu yazıyor. | Open Subtitles | ذلك بالضبط ما كَتبه في بريده الإلكتروني لي |
Var olma amaçları aynen bu. | Open Subtitles | أقصد، هُم يتواجدون لفعل ذلك بالضبط. |