Onları ayrı ayrı olarak düşünme. Çünkü öyle değillerdir. | Open Subtitles | لا تعاملهما على أنهما منفصلين ، لأنهما ليسا كذلك |
ayrı ayrı yaşamaya başlayınca mutluluğumuz kalmadı. | Open Subtitles | عندما توجب علينا العيش منفصلين إذاً, لم لا نستطيع العيش بسلام |
Görünüşe göre işlerimizi hallediyoruz. ayrı ayrı oturmamızın bir sakıncası yok. | Open Subtitles | يبدو أننا نستطيع إنجاز عملنا لايوجد سبب لعدم فعلة بشكل منفصل |
Ve tıbbi görüntüleme insan vücudunun içine bakıp bu hücrelerin herbirine ayrı ayrı gerçekten bakabilme noktasına doğru ilerliyor. | TED | و أعتقد أن ما يتجه إليه التصوير الطبي هو القدرة على النظر إلى الجسم البشري و رؤية كل من تلك الخلايا على حدة. |
Monataj hatları, bütüne değil ama parçalara dayanan bir Dünya'yı yaratmış ve mimarlara, tasarımcılara ürettikleri objelerin ayrı ayrı, kendine has görevleri olan parçalardan oluşması gerektiğini öğretmiştir. | TED | فرضت خطوط التركيب عالماً مصنوعاً من أجزاء، مؤطرةً خيال المصممين والمعماريين الذين تم تدريبهم على التفكير حول أشيائهم على أنها تجمعات من أجزاء قطع منفصلة مختلفة الأدوار. |
her TEDTalk'u ayrı ayrı özetlemek mümkün değil. | TED | ليس ممكنا تلخيص كل محادثة تيد بشكل منفرد. |
- Evet ama ben projenin yalnızca bir bileşeni üzerinde çalıştım. İşimizin gizliliğinin ihlal edilmesi riskine karşılık hepimiz ayrı ayrı çalıştık. | Open Subtitles | حسناً، نعم، لكنّني عملتُ على مكوّنٍ واحد فقط، فقد كناّ نعمل منفصلين |
Bir saat içinde yemek yemezsek ayrı ayrı oda servisinden yemek istemek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | وكما تعلمين في خلال تلك الساعة نتناول شيئاً ما لان ذلك افضل من الاكل عن طريق خدمة الغرف بالفندق منفصلين عن بعض |
Dediğim gibi, genelde ayrı ayrı yerlerde bulundurulduk. | Open Subtitles | كما قلت سابقاً, ابقونا منفصلين معظم الوقت. |
Tekerler ayrı ayrı dönüyor. Yani dönerken tek noktada kalabiliyorsun. | Open Subtitles | تلتف بشكل منفصل حتى تستطيع الدوران وأنت في مكانٍ واحد |
Elektrikli araçlar, araç ve elektrik problemlerinin çözümünü ayrı ayrı ele almaya göre birlikte yaparak kolaylaştırıyor. | TED | لذا فإن السيارات الكهربائية تجعل مشاكل السيارات والكهرباء أيسر للحل وهي مجتمعة أكثر من حلّها بشكل منفصل. |
Verilen hükmün ayrı ayrı tekrar gözden geçirilmesini talep ediyorum. | Open Subtitles | أنا أوَدُّ أَنْ أُقدّمَ اقتراحاً بإعادة النظر في الاتهامات بشكل منفصل |
İkisini de ayrı ayrı tanımlamak, birbirlerini nasıl etkilediklerini ve sonunda neden iyi haberler olabileceğini belirtmek istiyorum. | TED | وما أريد إخباركم عنه هو كل من التغييرين على حدة ومن ثم أخبركم كيف يتفاعلان ولمَّ، بالنهاية، قد توجد أخبار جيدة. |
O kopyalar nasıl yaptınız? Hepsini ayrı ayrı tutuyorlar. | Open Subtitles | من أين حصلت عليهم، هم محفظون كلٌ على حدة |
ayrı ayrı takılıp neler yaşayacağımıza bakacağız. | Open Subtitles | سنخلط على حدة لنرى ما يمكننا تجربته بأمان |
Parçaları ayrı ayrı gömmeyi unutmayın. Tekrar yaşamasını istemiyorum. | Open Subtitles | تذكر أن تدفن الأجزاء منفصلة لا أريده أن يعود للحياة |
Buradaki silahların parçalarını ayrı ayrı satın aldığın sürece... Sonradan birleştirirsen yasadışı oluyor. | Open Subtitles | أساساً, يكون الأمر قانوني عند شرائها أجزاء منفصلة |
Güvenlik numaralarımızın ayrı ayrı 3 basamağı da aynı. | Open Subtitles | أرقام ضماننا الاجتماعي هي ثلاثة أرقام منفصلة. |
İnsanlar bilim ve sanatı ayrı ayrı ele alıyorlar. Onları farklı düşünüyor olmamızın | TED | كما تعلمون فلدى الناس هذه الفكرة بأن العلم والفنون منفصلان حقاً. نحن نفكر بهما كأشياء |
Bunlar ayrı ayrı seçenekler mi yoksa karın striptiz kulübünde mi kalıyor? | Open Subtitles | هل تلك خيارات منفصله ؟ أو زوجتك تعيش في نادي التعري ؟ |
Her vaka için ayrı ayrı düzenlenmesi gereken çeşitli aşılar. | Open Subtitles | اللقاحات التي يجب أن تعدل لمناسبة كل حالة فردية |
Onların ayrı ayrı olduğu sanılıyordu, ama sonradan anlaşıldı ki ayrı değillerdi. | Open Subtitles | حسناً، كانوا يعتقدون أنهم ليسوا متصلين أي متفرقين ولكنهم اكتشفوا أنهم مخطئين |
Her biri için ayrı ayrı mezar kazacak vakit yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك وقت لحفر قبر لكل جثة على حده |
Genellikle ayrı ayrı öldürmezler. | Open Subtitles | هم لا يَقْتلونَ عادة مُنفصلاً. |
Seni bir şeyle suçlamıyorum ama bir karı koca hafta sonu romantik bir otele gidip ayrı ayrı vakit geçirirse akla, evliliklerinde sorun olduğu gelir. | Open Subtitles | لا أتهمك بشيء ولكن رجل و زوجته يحصلون على غرفة في فندق من أجل عطلة أسبوع رومانسية ثم يقضيان الأسبوع بالكامل مفترقين |