"ayrı ayrı" - Translation from Turkish to Arabic

    • منفصلين
        
    • بشكل منفصل
        
    • حدة
        
    • منفصلة
        
    • بشكل منفرد
        
    • منفصلان
        
    • منفصله
        
    • فردية
        
    • متفرقين
        
    • حده
        
    • مُنفصلاً
        
    • مفترقين
        
    Onları ayrı ayrı olarak düşünme. Çünkü öyle değillerdir. Open Subtitles لا تعاملهما على أنهما منفصلين ، لأنهما ليسا كذلك
    ayrı ayrı yaşamaya başlayınca mutluluğumuz kalmadı. Open Subtitles عندما توجب علينا العيش منفصلين إذاً, لم لا نستطيع العيش بسلام
    Görünüşe göre işlerimizi hallediyoruz. ayrı ayrı oturmamızın bir sakıncası yok. Open Subtitles يبدو أننا نستطيع إنجاز عملنا لايوجد سبب لعدم فعلة بشكل منفصل
    Ve tıbbi görüntüleme insan vücudunun içine bakıp bu hücrelerin herbirine ayrı ayrı gerçekten bakabilme noktasına doğru ilerliyor. TED و أعتقد أن ما يتجه إليه التصوير الطبي هو القدرة على النظر إلى الجسم البشري و رؤية كل من تلك الخلايا على حدة.
    Monataj hatları, bütüne değil ama parçalara dayanan bir Dünya'yı yaratmış ve mimarlara, tasarımcılara ürettikleri objelerin ayrı ayrı, kendine has görevleri olan parçalardan oluşması gerektiğini öğretmiştir. TED فرضت خطوط التركيب عالماً مصنوعاً من أجزاء، مؤطرةً خيال المصممين والمعماريين الذين تم تدريبهم على التفكير حول أشيائهم على أنها تجمعات من أجزاء قطع منفصلة مختلفة الأدوار.
    her TEDTalk'u ayrı ayrı özetlemek mümkün değil. TED ليس ممكنا تلخيص كل محادثة تيد بشكل منفرد.
    - Evet ama ben projenin yalnızca bir bileşeni üzerinde çalıştım. İşimizin gizliliğinin ihlal edilmesi riskine karşılık hepimiz ayrı ayrı çalıştık. Open Subtitles حسناً، نعم، لكنّني عملتُ على مكوّنٍ واحد فقط، فقد كناّ نعمل منفصلين
    Bir saat içinde yemek yemezsek ayrı ayrı oda servisinden yemek istemek zorunda kalacağız. Open Subtitles وكما تعلمين في خلال تلك الساعة نتناول شيئاً ما لان ذلك افضل من الاكل عن طريق خدمة الغرف بالفندق منفصلين عن بعض
    Dediğim gibi, genelde ayrı ayrı yerlerde bulundurulduk. Open Subtitles كما قلت سابقاً, ابقونا منفصلين معظم الوقت.
    Tekerler ayrı ayrı dönüyor. Yani dönerken tek noktada kalabiliyorsun. Open Subtitles تلتف بشكل منفصل حتى تستطيع الدوران وأنت في مكانٍ واحد
    Elektrikli araçlar, araç ve elektrik problemlerinin çözümünü ayrı ayrı ele almaya göre birlikte yaparak kolaylaştırıyor. TED لذا فإن السيارات الكهربائية تجعل مشاكل السيارات والكهرباء أيسر للحل وهي مجتمعة أكثر من حلّها بشكل منفصل.
    Verilen hükmün ayrı ayrı tekrar gözden geçirilmesini talep ediyorum. Open Subtitles أنا أوَدُّ أَنْ أُقدّمَ اقتراحاً بإعادة النظر في الاتهامات بشكل منفصل
    İkisini de ayrı ayrı tanımlamak, birbirlerini nasıl etkilediklerini ve sonunda neden iyi haberler olabileceğini belirtmek istiyorum. TED وما أريد إخباركم عنه هو كل من التغييرين على حدة ومن ثم أخبركم كيف يتفاعلان ولمَّ، بالنهاية، قد توجد أخبار جيدة.
    O kopyalar nasıl yaptınız? Hepsini ayrı ayrı tutuyorlar. Open Subtitles من أين حصلت عليهم، هم محفظون كلٌ على حدة
    ayrı ayrı takılıp neler yaşayacağımıza bakacağız. Open Subtitles سنخلط على حدة لنرى ما يمكننا تجربته بأمان
    Parçaları ayrı ayrı gömmeyi unutmayın. Tekrar yaşamasını istemiyorum. Open Subtitles تذكر أن تدفن الأجزاء منفصلة لا أريده أن يعود للحياة
    Buradaki silahların parçalarını ayrı ayrı satın aldığın sürece... Sonradan birleştirirsen yasadışı oluyor. Open Subtitles أساساً, يكون الأمر قانوني عند شرائها أجزاء منفصلة
    Güvenlik numaralarımızın ayrı ayrı 3 basamağı da aynı. Open Subtitles أرقام ضماننا الاجتماعي هي ثلاثة أرقام منفصلة.
    İnsanlar bilim ve sanatı ayrı ayrı ele alıyorlar. Onları farklı düşünüyor olmamızın TED كما تعلمون فلدى الناس هذه الفكرة بأن العلم والفنون منفصلان حقاً. نحن نفكر بهما كأشياء
    Bunlar ayrı ayrı seçenekler mi yoksa karın striptiz kulübünde mi kalıyor? Open Subtitles هل تلك خيارات منفصله ؟ أو زوجتك تعيش في نادي التعري ؟
    Her vaka için ayrı ayrı düzenlenmesi gereken çeşitli aşılar. Open Subtitles اللقاحات التي يجب أن تعدل لمناسبة كل حالة فردية
    Onların ayrı ayrı olduğu sanılıyordu, ama sonradan anlaşıldı ki ayrı değillerdi. Open Subtitles حسناً، كانوا يعتقدون أنهم ليسوا متصلين أي متفرقين ولكنهم اكتشفوا أنهم مخطئين
    Her biri için ayrı ayrı mezar kazacak vakit yoktu. Open Subtitles لم يكن هناك وقت لحفر قبر لكل جثة على حده
    Genellikle ayrı ayrı öldürmezler. Open Subtitles هم لا يَقْتلونَ عادة مُنفصلاً.
    Seni bir şeyle suçlamıyorum ama bir karı koca hafta sonu romantik bir otele gidip ayrı ayrı vakit geçirirse akla, evliliklerinde sorun olduğu gelir. Open Subtitles لا أتهمك بشيء ولكن رجل و زوجته يحصلون على غرفة في فندق من أجل عطلة أسبوع رومانسية ثم يقضيان الأسبوع بالكامل مفترقين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more