ويكيبيديا

    "ayrıcalık" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • امتياز
        
    • إمتياز
        
    • شرف
        
    • استثناء
        
    • إستثناء
        
    • ميزة
        
    • الإمتياز
        
    • أمتياز
        
    • استثناءات
        
    • إمتيازا
        
    • شرفاً
        
    • امتيازا
        
    • لشرف
        
    • صلاحيات
        
    • من الامتيازات
        
    Tasarım, çok büyük bir ayrıcalık ama daha da önemlisi büyük bir sorumluluk. TED التصميم هو امتياز ضخم، لكنه مسؤولية أكبر من ذلك.
    Fakat bu, beyaz ayrıcalık teorisinin ifade ettiği şey değil. TED لكن ليس هذا ما تقوله نظرية امتياز اللون الأبيض،
    Onu gördüğüm için çok şanslıyım, böyle büyülü bir ana tanık olmak ayrıcalık. Open Subtitles كنتُ محظوظة جداً لرؤيتهم، فأنا صاحبة إمتياز كبير لأشهد مثل تلك اللحظة السحريّة
    Bugün sizlerle burada olmak büyük bir onur ve ayrıcalık. Open Subtitles إنه شرف عظيم وتميز لي أن أكون هنا معكم اليوم
    "Han, Han anla, ben ayrıcalık yapmayı satın alamam." Open Subtitles هان, هان افهم, أنا فقط لا أستطيع تحمل اى استثناء
    Eğer kendim için bir ayrıcalık yaparsam, Apophis hayal kırıklığına uğrar. Open Subtitles أبوفيس سيخاب أمله فيّ لو كان هناك إستثناء لي.
    Hareket olağanüstü bir ayrıcalık ve aile büyüklerimizin hiçbir zaman hayal dahi edemediği birçok şeyi yapmamızı sağlıyor. TED التنقل ميزة رائعة، وسمح لنا بعمل الكثير مما لم يكن أجدادنا قادرين حتى أن يحلموا به.
    Belki de bunun kur yapan çiftler için bir ayrıcalık olduğunu bilmiyorsundur. Open Subtitles -ما هذا ؟ ربما لا تعرف بأن هذا امتياز لخطب ود الأزواج
    Öğrendim ki, ışınlanma ayrıcalık değil, bir hakmış. Open Subtitles حسناً , اتضح بأن الانتقال الذهني ليس حقاً ولكنه امتياز
    - Özgürlük bir ayrıcalıktır, Bay Shore, hak değil. - ayrıcalık mı? Open Subtitles الحرية امتياز , سيد شور , وليست حق امتياز
    Bu gerçekten beklemiş olmaya değer bir ayrıcalık kuzen. Open Subtitles هذا حقا إمتياز يستحق أن ينتظر الإنسان لأجله يا بنت العم
    Sizin gibi bir suç dehası ile çalışmanın bizim için bir ayrıcalık olduğunu bilmenizi istiyoruz. Open Subtitles أردنَاك أَنْ تَعْرفَ اي إمتياز هو كَانَ لنا. للعَمَل مَع عبقري إجرامي مثلك
    Eskiden ailenin bir hak olduğunu düşünürdüm. Ama değil, bir ayrıcalık ve kazanılması gerekiyor. Open Subtitles دائماً ما أعتقدت أن العائلة هي حق ولكن هي ليست كذلك بل هي إمتياز ويجب أن تستحقه
    Leydi ve Lord Warleggan'ı çayda ağırlamak ne büyük bir ayrıcalık. Open Subtitles يا له من شرف لإستضافة السيد .و السيدة وارليجان لشرب الشاي
    Burada ülkenizde, ailenize, güzel evinize konuk olmak bizim için ayrıcalık. Open Subtitles إنه شرف لنا أن نستضاف هنا في بلدكم و عائلتكم و منزلكم الرائع
    Bence bizim kasamızdan bir ayrıcalık yapabilirsin, Lenny. Open Subtitles أعتقد أنه يمكنك أن تعمل استثناء في حالتنا يا ليني ..
    Onun işine burnunu sokan hiç kimse için ayrıcalık yoktur. Open Subtitles لا يوجد إستثناء لأحد . الذي يتعارض مع صاحب العمل هل فهمت ؟
    Şimdi herhalde bugün önünüzde durmanın benim için ne büyük bir ayrıcalık olduğunu size açıklamama gerek yok. TED الأن, أنا أفترض أني لا أحتاج أن اشرح لكم كم هي ميزة عظيمة لي أن أقف أمامكم اليوم.
    Neredeyse bir tür radyo ya da dahili radar gibi, hoşlandıkları fazladan bir ayrıcalık olarak düşünürler bu durumu. Open Subtitles إنهم يفترضون فى كل الحالات تقريباً أنها نوع من الإمتياز الإضافى يتمتعون به مثل استقبال راديو شخصى أو رادار مدمج فيهم
    İyi. Fakat bu sana bir ayrıcalık sağlamayacak. Burada hepimiz eşitiz. Open Subtitles حسنا ولكن أفهم أن ذلك لن يخول لك أى أمتياز كلنا هنا سواسيه
    Görevlerini unutma. Her şeyi açın ve hiçbir ayrıcalık yapmayın. Open Subtitles انتبه لواجبك وافتح كل شيء لا تجعل هنالك استثناء، لا استثناءات
    Yeni Almanya için ölmen senin için bir ayrıcalık olacaktır. Şunu plağa koy. Open Subtitles سيكون هذا إمتيازا لك أن تموت من أجل ألمانيا الجديده ضع هذا على راديو السفينه
    Sen bir beyefendisin Chevalley. Seninle tanışmış olmayı bir ayrıcalık olarak görüyorum. Open Subtitles أنت رجل محترم، وأنا أعتبره شرفاً لي أن أتعرف عليك
    Ülkemizi zafere götürmek ve büyük ulusumuzu tekrar bir araya getirmek bizim için bir ayrıcalık olmuştur. Open Subtitles قائدين دولتنا إلى النصر موحدين أمتنا العظيمة كان امتيازا حقيقيا لنا جميعا
    Dünyadaki biyoçeşitlilik merkezlerinden bir tanesi olan, Hint Okyanusu'ndaki Mascarene Adaları'nda çalışıyor olmak benim için büyük bir ayrıcalık. TED إنه لشرف كبير بالنسبة لي العمل بإحدى أغنى مناطق التنوع البيولوجي بالعالم: جزر ماسكارين بالمحيط الهندي.
    - Bana ayrıcalık var. - Herkesin yardımı gerekli. Open Subtitles - صلاحيات لكِ ستكون ومؤكد هنا, مساعدة لكل نحتاج
    Beyaz, engelsiz bir erkeğim; ayrıcalık dağının neredeyse tepesinde oturuyorum. TED أنا رجل أبيض وقادر جسديًأ جالس حوالي القمة من جبل من الامتيازات

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد