ayrıntıları bilmediğine eminim, ama bilirsiniz, Wieland herkesi tanır, herkesten de alacaklıdır. | Open Subtitles | انا متأكدة انه لا يعرف التفاصيل الكل يعرف ويلاند وهم مدينون له |
ayrıntıları bilmediğine eminim, ama bilirsiniz, Wieland herkesi tanır, herkesten de alacaklıdır. | Open Subtitles | انا متأكدة انه لا يعرف التفاصيل الكل يعرف ويلاند وهم مدينون له |
İfadeni incelediğimizde, tutsak olduğun süreyle ilgili bize yardımı olabilecek ayrıntıları hatırlayabileceğini umduk. | Open Subtitles | من بيانك، نعتقد بأنّك قد تتذكّر التفاصيل من أسرك الذي يمكن أن يساعدنا. |
Kimi, neden aldığını öğrenmek istiyorum. ayrıntıları ve özellikleri istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف من الذي أستخرجه ولماذا، أريد تفاصيل محددة. |
Uyandığı zaman ondan ayrıntıları öğrenip fidyeyi bizzat almaya gideceğim. | Open Subtitles | مجرد ما تستيقظ، سأحضر لها تفاصيل وأحصل على الفدية بنفسي |
Arkadaşlarının tele sekreterlerine mesaj bıraktı. ayrıntıları öğrenmek için gelecekler. | Open Subtitles | تركت برسائل على أجهزة الرد لأصدقائها سيأتون قريباً ليعلموا بالتفاصيل |
Şimdi, sana hayatının zavallı ayrıntıları yedek ve sadece söylemek ll, | Open Subtitles | الآن ، سأعفيكم من التفاصيل المملة عن حياته و فقط سأقول |
Eğer herhangi bir şey olursa, bazı ayrıntıları duymak isterim. | Open Subtitles | إذ حصل أي شيء أقدر لك لو تعطني بعض التفاصيل |
Tabi tüm ayrıntıları duymak istiyorsun, ...değil mi seni cinsel sapık? | Open Subtitles | أراهن بأنك تحب كل التفاصيل لا أنت, أنت مثير للأشمئزاز نادر |
15 yıl önceydi ama hâlâ tüm korkunç ayrıntıları hatırlıyorum. | Open Subtitles | كان قبل 15 عاماً لكن مازلت أتذكر كل التفاصيل المتوحشة |
Bayım, şu anda sizinle ayrıntıları tartışamam. Ama şunu diyebilirim. | Open Subtitles | لا استطيع مناقشة التفاصيل في هذه الوقت, لكن استطيع اخباركم |
ayrıntıları paylaşamam fakat Sunagakure'nin iç işleriyle alakalı bir mesele bu. | Open Subtitles | ،لا يمكنني الخوض في التفاصيل لكن هذه مسألةٌ داخلية لقرية الرمل |
Bir ayarlama yaptığımızda ayrıntıları isterim ki üzerinde biraz düşünebileyim. | Open Subtitles | لقد قمنا بالترتيبات وأنا أتوقع أن التفاصيل يجب الأهتمام بها |
Şimdiye kadarki tüm ayrıntıları bilmiyorum ama ben bir komployu araştırıyordum. | Open Subtitles | لا أعلم كل التفاصيل حتى الآن .ولكني أحقق في وجود مؤامرة |
Biraz önce yaptığımız şeyin bazı ayrıntıları beni rahatsız etti. | Open Subtitles | انا لم اكن مرتاحة لبعض التفاصيل التي قمنا للتو بها |
Peki, bir centilmen gibi davranıp ayrıntıları sana söylemeyecektim ama bunu sen istedin. | Open Subtitles | حسنٌ ، سوف أكون رجلاً محترماً وسأخفي عليكِ التفاصيل ، ولكن كما تريدين |
ayrıntıları paylaşamam ama süren bir operasyonumuz var bu bize sağlam sonuçlar verecek. | Open Subtitles | لا يمكنني الخوض في التفاصيل ولكن لدينا مهمة حالية سيكون عائدها نتائج ملموسة |
Bu önemli bir mevzu ve ayrıntıları sadece davayı alan dedektife verebilirim. | Open Subtitles | هذه مسألة حساسة, وبإمكاني فقط الكشف عن التفاصيل للمخبر الرئيسي في القضية. |
Ancak sürecin ayrıntıları halen önemli bir anlaşmazlık konusu. | TED | لكن تفاصيل العملية ما زالت تحت جدل كبير |
Sol yarıküremiz şimdiki ana ait o dev kolajı alıp içindeki ayrıntıları yakalamak, ve o ayrıntıları daha da ayrıntılandırmak üzere tasarlanmıştır. | TED | النصف الأيسر مصمم لأخذ هذه الأجزاء الهائلة الموجودة في اللحظة الحالية ليبدأ في في التقاط التفاصيل، تفاصيل وتفاصيل أكثر حول هذه التفاصيل |
Burada sadece ayrıntıları konuşup gerçeği gözardı ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تتحدثون عن تفاصيل صغيرة وتنسون النقاط المهمة. |
Bize neden ayrıntıları anlatmıyorsunuz? Hiçbir şeyi es geçmeyelim. | Open Subtitles | اذن, لماذا لا تخبرنى بالتفاصيل ولا تحجب شيئا منها |
Hala ayrıntıları bir araya getirmeye çalışıyoruz. Beni izleyin. | Open Subtitles | نحن ما زِلنا نعمل على التفاصيلَ سوية إتبعوني. |
Evet, bence performansımdaki ince ayrıntıları... çok takdir edeceksin. | Open Subtitles | نعم ، أظن أنك ستقدر جميع الفروق الدقيقة في أدائي أترى؟ |
Yeni dostun umarım sana tüm ayrıntıları anlatmıştır. | Open Subtitles | الأن، أنا واثق من أنك الصديق الأفضل الذي أخبرك بتفاصيل اللعبة |