ويكيبيديا

    "böğürtlen" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التوت
        
    • توت
        
    • بلاك بيري
        
    • العناب
        
    • التّوت
        
    • الشجر الشائك
        
    • والتوت
        
    • أشجار
        
    Onunla ben gittik böğürtlen toplamaya. TED حسناً .. وكنا أحيانا نذهب لقطف التوت البري
    Ben de dolanıp etrafa bakayım. Umarım biraz böğürtlen bulabilirim. Open Subtitles يجب على الذهاب لأصطاد بنفسى لابد أنه يوجد بعض ثمار التوت بالجوار
    Şapkanı versene. Biraz böğürtlen toplayacağım. Open Subtitles أعطنى قبعتك ، أريد أن أقطف بعض التوت البرى
    böğürtlen parçalı biftek ve böbrek böreği. Open Subtitles فقد طلب شريحة الكلاوي و بودنغ توت العليق
    Yüzüne kocaman bir böğürtlen reçeli sürmek gibi bir şey yok dostum. Open Subtitles ليس هناك مايضاهي وضع وجهك وسط كمية كبيرة من المربى بلاك بيري
    Ertesi sabah böğürtlen toplamaya gittik. Open Subtitles فى الصباح كنا نخرج لجنى ثمار التوت الأسود
    Belki böğürtlen falan bulabiliriz. Open Subtitles ربما يمكن أن نجد بعض التوت أو شيء من هذا.
    Domates çorbası, ve böğürtlen parçalı biftek ve böbrek böreği... Open Subtitles حساء طماطم كثيف و شريحة الكلاوي و البودنغ و أنهى كل الأطباق بطبق حلوى التوت العليق
    Kumsalla böğürtlen ağaçlarının arasına 10 yumurta sakladım. Open Subtitles انا خبأت عشر بيضات بين الشاطئ ومنبت التوت
    Kutsanmış Bakir böğürtlen, Naneli On Emir, İncil Sakızı." Open Subtitles التوت العذراء وصية النعناع ، علكة الكتاب المقدس
    Yarın ya da öbür gün buradan geçerken biraz böğürtlen getir. Open Subtitles غدا أو بعد الغد أرسل بعض التوت أثناء مرورك - ماذا؟
    -Anne git ve gelinine böğürtlen olayını sor. Open Subtitles امى أذهب وأسألى كنتك حول حادثة التوت هي ستخبرك كلّ شيء
    Karahindiba otu, bir tutan dereotu, ve üstüne taze böğürtlen suyu. Open Subtitles خضرة الهندباء، وغصن من الشبت البري وعصير التوت البري كمرق
    Tabi sürekli ellerini yıkayıp, bolca böğürtlen suyu içmen gerekiyor. Open Subtitles يجب أن تغسل يداك جيداً وتشرب عصير التوت البري
    Güzel bir fleto, bir parça kuşkonmaz ve biraz böğürtlen şurubu. Open Subtitles ،بعض من لحم الفيليه، بعض الهليون وبعض سلطة التوت
    Kumsalda yürümeye gittim, sonra çiftçinin marketinden birkaç böğürtlen arakladım. Open Subtitles ثم قطفت لنا بعض التوت من محل المزارع اوه اولا يجب ان اعطيك شيئا
    Dinle, böğürtlen toplamak veya sülün avlamak için durmayacağız. Open Subtitles استمع، لن نتوقف لالتقاط التوت الأسود وصيد الطيور
    Tanrım! Bu, şu demek oluyor; pasta, dondurma böğürtlen suyu ve Tanrı bilir başka neler. Open Subtitles هذا يعني هلام وبوظة وعصير توت العليق والله وحده يعلم ماذا أيضا.
    Orada böğürtlen çalılıkları vardı, ben de şansımı denedim. Open Subtitles وهناك شجيرات بلاك بيري هناك اذا سأغتنم فرصتي
    Bugün canımı hiç düşünmeden böğürtlen böreği için verebilirim. Open Subtitles أرغب باعطاء حياتي مقابل الحصول على فطائر العناب
    Birbirimize böğürtlen yedirirdik, dans ederdik. Open Subtitles لقد كُنا نطعم بعضنا التّوت. و كُنا نرقص معاً.
    "böğürtlen Evi, Otel ve kahvaltı" Open Subtitles فندق " منزل الشجر الشائك "، للمبيت و وجبة الأفطار
    En sevdiğim bazı şeyler, örneğin çikolata ve çay, böğürtlen, aşırıya kaçmadan alkol, stres denetimi, ve esrarda bulunan kanabanoidler. TED بعض أشيائي المفضلة كالشكولاته والشاي والتوت الكحول بإعتدال والتعامل مع الضغوط المواد الموجودة في الماريجوانا
    Güneş böğürtlen çalılarının üzerine doğmaya başlamışken biz de küreklerimizin arkasıyla taze toprağın üstünü düzeltiyorduk. Open Subtitles والشمس قد بدأت بالشروق فوق أشجار بستان العليق عندما كنا نسوي التراب الطري باستخدام المجارف

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد