Evet, şu anda onların tek umudu. Çocuk babasının şerefsiz böbreğini alacak. | Open Subtitles | أجل ، و الآن هو أملهم الوحيد الإبن سيأخد كلية أبيه الأرعن |
Sizler böbreğini hiç tanımadığı birine bağışlayan iki binden daha az Amerikalıdan yalnızca birisiniz. | TED | أنت واحد أقل من 2,000 أمريكي الذين قاموا بمنح كلية إلى شخص غريب. |
Hatta şu anda böbreğini tekmeleyeceğim çünkü sen burada değilsin. | Open Subtitles | إلى ذالك الوقت ، سأقوم برفسه على كليته ، لأنكِ لم تحضري إلى الآن |
Umurumda değil, istersen çakıyla böbreğini sök istersen bir kova portakal şerbeti içir. | Open Subtitles | لا أهتم , إن كنت تريد قطع كليته بواسطة سكينة أو إعطائه غالوناً كاملاً من مشروب البرتقال الغازي |
böbreğini St. Donald'a götürmek için bekleyen bir nakil ekibi var. | Open Subtitles | إذاً لدينا نقل منتظر " لأخذ كليتك إلى " سانت دونالدز |
Tuhaflık yapmaya kalkmayın yoksa fahişe bir böbreğini kaybeder. | Open Subtitles | لا تحاولوا فعل أي شيء أو ستخسر العاهرة كليتها |
Seni kaçırıp uyuşturucu veriyor ve ne olduğunu anlamadan böbreğini satıveriyorlar. | Open Subtitles | هذا ما يفعلونه يا رجل يخطفونك ويسحبونك قبل أن تعرف لما أنت هنا ويبيعون كليتيك في الانترنت |
Belki de ona Charlotte'un böbreğini söylesen iyi olur. | Open Subtitles | ربما عليك أن تخبريه .عن موضوع كلية شارلوت |
Scotland Yard'a defter kağıdına sarılmış bir kadının böbreğini göndermiş. | Open Subtitles | إرسل كلية طائر إلى بوليس سكوتلانديارد ملفوفه فى ورقه |
Gerçekten paraya ihtiyacın varsa, böbreğini hatta arabanı bile satabilirsin. | Open Subtitles | إذا أنت تَحتاجُ المالَ حقاً، يُمْكِنكُ أَنْ تَبِيعَ كلية أَو لَرُبَّمَا حتى سيارتكِ. |
Küçük bir ihtimal de olsa haklıysam böbreğini başkasına vermesi çok tehlikeli olur. | Open Subtitles | ان كان هناك اي احتمال انني مصيب فسيكون من الخطر ان نعطي كليته لأحد أخر |
böbreğini çalacak, evini ateşe verecek ve aloeli peçetelerini sıradan peçetelerle değiştireceğiz... | Open Subtitles | سرقة كليته ، احراق منزله تغيير مناشفه المعطرة بمناشف عادية |
Kendimi hortlak gibi hissediyorum, ...birilerinin ölmesini ve bana böbreğini vermesini istiyorum. | Open Subtitles | وأشعر بــ أنّي بَغِيض بانتظاري لموت أحدهم ليعطيني كليته |
Seni kaçırıp uyuşturucu veriyorlar sen ne olup bittiğini anlamadan eBay'de böbreğini satıyorlar. | Open Subtitles | يختطفونك ثم يخدروك و يضعونك , فى حوض الإستحمام بدون أن تعلم ثم ينتزعون منك كليتك و يبيعونها |
Kararsızlığın hala bir parçan olarak hissetmenden halen iyi bir açıklaması olduğunu hissetmen gibi böbreğini çalmak için, | Open Subtitles | التردّد الذي يحيط بك ليس سوى الجزء الذي مازال يعتقد أنّه عنده تفسير كامل و مقبول لسرقة كليتك |
içinde bir yerlerde neden böbreğini çaldığı, neden seni camdan attığı konusunda sana iyi bir açıklama yapacağını ümit etmenden kaynaklanıyor. | Open Subtitles | هو الجزء بداخلك الذي لازال يشعر أن لديه سبب مقنع تماماً لسرقة كليتك |
Diyene bakar mısın? ! Ondan böbreğini almak isteyen sensin! | Open Subtitles | انظرو من يتحدث, انت هنا من اجل كليتها اما انا اريد الزواج |
böbreğini alabilmek için reşit ettiniz zavallıyı. | Open Subtitles | رقم لقد غيرت لها السن لدرجة أنها يمكن أن تعطي كليتها. |
Onun o hastahane de yatıyor olma nedeninin belki de ben olduğumu bile bile onun böbreğini alamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أخذ كليتها, وأنا أعرف أنني قد أكون السبب في وجودها في هذه المشفى |
Hanna, kalbini, ciğerini, iki böbreğini verip oyun odasında hala Boggle oynayamazsın, ölmüş. | Open Subtitles | هانا, انت لا تستطيعين التبرع بقلبك وكبدك وكلا كليتيك وانتي لا تزالين تلعبين في غرف رادلي انه ميت |
Üzgünüm bir hata yaptık burnunu düzeltmek yerine böbreğini almışız. | Open Subtitles | اسف اقترفنا خطا اخذنا الكلى بدل ان نصلح الانف |
böbreğini Pittsburgh'ta Kiki yaşlarında küçük bir kıza vermiş. | Open Subtitles | وهب كليتيه لفتاة صغيرة في بتسبرغ بعمر كيكي |
Yani, böbreğini eski karını kurtarmak için verdiğinde hem de zamanında seni öldürmeye çalışmasına rağmen... | Open Subtitles | خاصتاً عندما تبرعت بكليتك لتنقذ زوجتك السابقه رغم إنها حاولت قتلك |
Senin adam benim hastaya böbrek bozukluğu için kendi böbreğini vermeyi kabul etti. | Open Subtitles | رجُلَك وقّع لتوّه وثيقة تبرع بكليته لمريضتي ذات الفشل الكلوي |
Şimdi bu adam, tüm parasını ve bir böbreğini bağışlıyor... | Open Subtitles | إذن هذا الرجل يتبرع بجميع أمواله وثم بكليته ؟ |