Buradakinin kokusu Bölgesel anlamının dışında bir anlama da sahip. | Open Subtitles | تحمل رائحة هذه الأنثى إشارة أخرى كما تفعل الرائحة الإقليمية. |
Ve sonunda çöpçuler çöpün içine Bölgesel bazı kimyasallar koydular. | TED | وأخيراً، عمال القمامة يضعون نوعاً من المواد الكيميائية الإقليمية في القمامة. |
...ve Bölgesel yarışmayı, Şampiyonluk maçı ile aynı geceye koyma talebimi kabul ettiler. | Open Subtitles | وقد قبلوا طلبي بوضع يوم المنافسات المحلية للمشجعات بنفس ليلة مباراتكِ على البطولة |
Modeller yeteneklidir, sadece global olarak değil, ama Bölgesel kalıplarda da. | TED | تتجلى مهارة النماذج، ليس فقط على المستوى العالمي، ولكن أيضا على المستوى الإقليمي. |
Buza ilk çıkışın, Bölgesel yarışmalardan sonra burada senin mi, onların mı kayacağını belirleyecek kadar etkili olacak. | Open Subtitles | هكذا تدخلين إلي الثلج الآن للمرة الأولى سييؤثر إلي حد بعيد في القرار سواء أنت أو هم التزلّج هنا بعد المحليات |
Bölgesel düzeydeki hükümetin kuruluşları ile çalışmalıyız. | TED | علينا أن نعمل مع الحكومات على مستوى إقليمي. |
Yani bu federal miktarın, - en büyüğü - eyalet ve Bölgesel miktarın toplamı. | TED | إذاً ها هو المستوى الفيدرالي مجتمعا الذي هو الأكبر على مستوى الولاية والمستوى المحلي |
Çevre ülkeler arasında sık sık Bölgesel ihtilaflar ortaya çıkar. | Open Subtitles | بينما تغلي نزاعات إقليمية ببطئ بين العديد من دوله المجاورة |
Ve bu yüzden liderleri iki kez düşünür, uçurumun kenarından döner ve Bölgesel gerginlikler üzerindeki ekonomik bağlara odaklanmaya karar verirler. | TED | هذا هو السبب الذي يجعل قادتها يفكرون مرتين،ويتراجعون عن السقوط في الهاوية، ويقرون التركيز على العلاقات الاقتصادية عوضا عن التوترات الإقليمية. |
O da, yerel organ tedarik kurumuyla bağlantı kurdu, Washington Bölgesel Organ Nakli Topluluğu. | TED | وهي تواصلت مع منظمة شراء الأعضاء المحلية جمعية زرع الأعضاء الإقليمية بواشنطن |
Bizde dünyanın her yanında formülasyonlar yarattık Bölgesel yan ürünleri kullanarak. | TED | لذا قمنا بإنشاء تركيبات لجميع أنحاء العالم بإستخدام المنتجات الإقليمية. |
Bu iki delege, eyalet olmak için yapılacak olan Bölgesel kongrede bizleri temsil edecek. | Open Subtitles | وهؤلاء المندوبين يمثلاننا في الاتفاقية الإقليمية لقيام الدولة. |
Ve bu da, karar vericilerin, Bölgesel gelişim planları çerçevesinde koruma alanları geliştirmeleri için çok önemli bir bilgidir. | TED | وهذه هيا المعلومات المحورية التي يحتاجها صناع القرار لتطوير المناطق المحمية في سياق خطط التطوير المحلية |
Yerel buzullar iklim değişikliği yüzünden küçüldüğü için Bölgesel su kıtlığı artıyor. | TED | مع تناقص حجم اﻷنهار الجليدية المحلية الناتج عن التغير المناخي، معدل شحة المياه في المنطقة في ارتفاع. |
Küresel düşünüp Bölgesel hareket etmeliyiz. | TED | يجب أن نفكر عالميا، ونتصرف على المستوى الإقليمي. |
Çoğunuzun bildiği gibi, bugün yeni Bölgesel satış müdürümüzü açıklamanın heyecanı içindeyim. - Biliyorsunuz neredeyse iki yıldan beri eczacılık sektöründeyim ve insanlar sürekli bana soruyor: | Open Subtitles | كما يعلم معظمكم ، اليوم أنا فخور أن أعلن عن مدير المبيعات الإقليمي الجديد |
Bu yüzden, Bölgesel yarışmadan sonra kol kola dolaşıp herkese birleştiğimizi göstereceğiz. | Open Subtitles | لذا بعد منافسة المحليات, سنعلن للناس علاقتنا ونبدأ بحملتنا |
Dünyadaki gelişim bütün öğeleri ile birlikte alınmalıdır, bunu sadece bir Bölgesel seviyede tutmak mantıksızdır. | TED | يجب أن يتم وضع تحسين العالم في السياق الصحيح، وليس لذلك علاقة بعمل ذلك على مستوى إقليمي. |
Burada bunlar hakkında fazla konuşmayacağım. Fakat doğu kıyısında bulunan, şu kutunun içindeki Bölgesel ölçü düğümü olarak biliniyor. | TED | لن أتحدث كثيرا عن معظمها هنا ولكن الموقع الذي على الساحل الغربي, ذلك الذي في المربع يدعى روابط المقياس المحلي |
Doğudan batıya ticaret akışı Bölgesel ticari akışlarla yer değiştirecek. | TED | إنتاجات التجارة بين الشرق والغرب ستستبدل بإنتاجات تجارة إقليمية |
Ben de mağrama geri çekildim ve komediyi desteklemeye ve üretmeye devam ettim ve arkadaşlarımın koltuğumu Bölgesel operasyon merkezi olarak kullanmalarına izin verdim. | TED | فتراجعت واستمريت في دعم وإنتاج الكوميديا و تمكين أصدقائي استخدام بيتي كمرتكز لأعمالهم الاقليمية. |
"Bölgesel satış müdürü olmak için ne gerekir?" | Open Subtitles | ودائماًً يسألني الناس ماذا يجب أن نفعل لنصبح مدير مبيعات اقليمي ؟ |
Bu gerçek bir Bölgesel girişimle neler yapabileceğinizin harika bir örneği. | TED | وذاك هو ما نريد، أنه يمثل مثالاً رائعاً حيث يمكنك الذهاب مع مبادرة محلية حقيقية |
Ya bir ülkeye doğru araçlar ve yöntemlerle giderek, hastalıkla sağlıklı bir şekilde savaşırsınız, ve hatta Bölgesel imha sonucu bile elde edebilirsiniz. | TED | فإما أن تذهب إلى دولة ومعك الأدوات الصحيحة والأسلوب السليم وتفعّله بقوة مما يجعلك تستأصله محلياً |
Beynin bir bölgesinde gerçekleşen bu güç kesintisi, Bölgesel bir elektrik kesintisine benziyor. | TED | هذا مماثل لانقطاع الكهرباء في منطقة في الدماغ، انقطاع كهربائي موضعي |
Eğer superiletimli manyetik bobinlerini kullanarak füzyon reaksiyonunu muhafaza edersen, boyutsal bir değişim yaratabilirsin ki bu da daha sonra beklenmedik ve rastgele bir şekilde Bölgesel fizik kurallarıyla oynayacaktır. | Open Subtitles | إن احتوينا تفاعل الاندماج باستخدام موصّل مغناطيسيّ فائق سنخلق تداخلًا بعديّ من شأنه تشويه قوانين الفيزياء المحليَّة بطرق عشوائيَّة غير متوقَّعة. |
Bu Bölgesel yarışmalara ilk katılışın. | Open Subtitles | سوف أقوم بالأرض هذه هى المرة الأولى لكِ بالتصفيات |
Ben Bölgesel yöneticiyim, sana verilen bütün emirleri iptal edebilirim. | Open Subtitles | أنا المدير الاقليمى يمكننى إلغاء أى أمر اُصدر |