Tamam, aramızdaki böyle değildi. Benim için asla gönül eğlendirmelik biri değildin. | Open Subtitles | حسنٌ , هذا لم يكن نحن لم تكوني أبداً مُجرد علاقة غرامية |
Onun ne kadar muazzam bir güzel olduğunu görene kadar böyle değildi. | Open Subtitles | لم يكن كذلك حتى رايتها في الواقع رأيت كيف كانت الكمال المطلق |
Suratsızın teki olduğunu düşünüyorsundur. Aslında böyle değildi. | Open Subtitles | لابد أنك تظنيه بائس,و لكنه لم يكن هكذا من قبل |
Çok az param var ama anlaşmamız böyle değildi. | Open Subtitles | لدي القليل من المال، لكن لم يكن هذا الاتفاق |
Düzenbaz sürüngen, plan böyle değildi. | Open Subtitles | الزاحف الغادر ، لم يكن ذلك جزءً من الخطة . كان يجب أن يكون بمفرده |
Umduğum giriş böyle değildi. | Open Subtitles | هذه لم تكن التقديمه التي كنت آمل فيها |
Ama bu her zaman böyle değildi. | TED | و لكن الحال لم تكن هكذا في السابق |
Anlaşma böyle değildi ve bunu yapacaksak eğer iki taraf da adil olmalı. | Open Subtitles | لم تكن هذه الشروط، وإذا كنا سنفعل هذا يجب أن نُعطي الفرصة حقها ... |
Bu her zaman böyle değildi fakat bu uzlaşmayı nasıl sağladığınız ve sizin içinizde her ikisinin nasıl var olduğunu sizden dinlemek istiyorum. | TED | لم يكن الأمر كذلك دائما، ولكنني مهتمة بمعرفة أفكارك حول كيفية توفيقك بينهما وكيف يتعايشان بالنسبة لك شخصيًّا. |
Hatırlarsanız 20. Yüzyılda bu pek de böyle değildi. | TED | وتذكروا ذلك في القرن العشرين، هذا لم يكن صحيحًا إطلاقًا. |
Ama burası böyle değildi? | Open Subtitles | لكن هذا لم يكن كما هو الآن .. صحيح ؟ المنصة؟ |
Ancak 1918'de durum hiç de böyle değildi. | TED | و لكن إتضح أن الوضع في 1918 لم يكن كذلك على الإطلاق. |
Burada şaşılacak bir cereyan var. Eminim amcam zamanında böyle değildi. | Open Subtitles | هنالك تيار هوائي صادم أنا واثقة أنه لم يكن كذلك في أيام عمي |
Çünkü Yahudiler'e karşı yaklaşımları böyle değildi. | Open Subtitles | لماذا؟ لان التفكير لم يكن هكذا من قبل بخصوص اليهود |
Daha önce aşkı bildiğimi sanıyordum, ama böyle değildi. | Open Subtitles | لقد اعتقدت اننى عرفت الحب من قبل ولكنه لم يكن هكذا |
Neden katlanayım? Anlaşmamız böyle değildi. | Open Subtitles | لماذا أقبل ,لم يكن هذا اتفاقنا |
Tüm kamyonu doldurdunuz. Anlaşmamız böyle değildi. | Open Subtitles | ملأتِ الشاحنة بأكملها، لم يكن ذلك اتفاقنا. |
Ancak benim için durum böyle değildi; | TED | هذه لم تكن حالتي. |
O böyle değildi. Sana nasıl olduğunu söyleyeyim. | Open Subtitles | انها لم تكن هكذا سأقول لك كيف كانت |
Planımız böyle değildi. | Open Subtitles | لم تكن هذه خطتنا أيها الجنرال |
Bu her zaman böyle değildi. | Open Subtitles | ولما كانت ستستمع إليّ لم يكن الأمر كذلك دوما ً |
Olmaz, plan böyle değildi. İnsan içinde bir yerde görüşmen gerekiyordu. Güvenli bir yerde. | Open Subtitles | لا، لم تكن تلك الخطّة، كان يفترض بكِ لقاؤه في مكان عامّ وآمن |
Anlaşma böyle değildi. Onu teslim edecektik, ben de çekip gidecektim. | Open Subtitles | تلك لم تكن الخطة، نسلّمها ويصبح سجلي خالي |
O zamanlar böyle değildi. | Open Subtitles | لم يكن بهذه الحالة وقتها |
Ama hep böyle değildi. | Open Subtitles | لمْ يكن ذلك الحال دومًا. |
Çıktığımda böyle değildi. Fırtına... | Open Subtitles | لم يكُن هكذا لدى خروجي، إنّما العاصفة داهمتني ببطئ. |