Benim Bütün hayatım, yarın daha güzel Yapmak üzerine kurulu. | Open Subtitles | حياتي كلها كانت بشأن أن أحسن أكثر في اليوم الآخر |
Benim Bütün hayatım, ertesi gün daha iyisini yapmakla geçti. | Open Subtitles | حياتي كلها كانت بشأن أن أحسن أكثر في اليوم الآخر |
Çünkü Bütün hayatım rayından çıkmış durumda da ondan. | Open Subtitles | لأن حياتي كلها خارجة عن السيطرة هذا هو السبب |
Bütün hayatım o iki çantanın içinde. Ne yapmam gerekiyor? | Open Subtitles | حياتي بأكملها تعتمد على الحقيبتين، ما الذي يفترض بي عمله؟ |
Bütün hayatım boyuca hiç bir kıymetim olmadı. | Open Subtitles | لم يكن لي قيمة لعينة في كل حياتي اللعينة |
Bütün hayatım gözlerimin önünden geçti. Ve ben bile sıkıldım. | Open Subtitles | حياتى كلها مرت امام عيناى حتى انها لم تكن تلتفت لى |
Bütün hayatım boyunca rahat olmak istemiyorum. Ne söylediğimin farkında mısın? Gerçek, zenci. | Open Subtitles | لا اريد ان اصبح رجلاً صالح طوال حياتي ، اتعرف ما اقول ؟ |
Baba, şimdi gidemeyiz. Bütün hayatım ehliyet almama bağlı. | Open Subtitles | أبي لا نستطيع الذهاب الان حياتي كلها تعتمد على الحصول على الرخصه |
Fakat, Bütün hayatım boyunca, daha önce kimseye karşı böyle bir şey hissetmedim. | Open Subtitles | ولكنني لم اشعر بهذا الشعور قب ذلك تجاه اي شخص في حياتي كلها .. |
Bütün hayatım o kulelerin orada geçti. | Open Subtitles | حياتي كلها كانت حول تلك الأبراج ، أتعلم ؟ |
Bütün hayatım boyunca, ne yapmam gerektiği konusunda hiçbir fikrim yoktu. | Open Subtitles | حياتي كلها , كنت . . لا أعرف ما يجب علي فعله |
Bütün hayatım, bankada biraz para dolabımda birkaç takım elbise ve bir sürü tek gecelik ilişkiden ibaret. | Open Subtitles | حياتي كلها مال في البنك .. بعض البدل في الخزانة و علاقات لليلة واحده |
Bütün hayatım boyunca onun başının böyle bir dertte olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | في حياتي كلها.لم يكن لدي أدنى فكرة بأنها كانت تمر بتلك المشاكل |
Kurbağayı caddede karşıdan karşıya geçirmek Bütün hayatım olmuştu. | Open Subtitles | عبور الشارع بذلك الضفدع كان حياتي بأكملها. |
Hatta zengin bir ailem olsaydı, Bütün hayatım farklı olurdu. | Open Subtitles | و كانت عائلتي غنية حياتي بأكملها ستكون مختلفة |
Bütün hayatım kurban ilgilidir. Benim gelecekteki tutan bütün olduğunu ise, | Open Subtitles | حياتي بأكملها عبارة عن تضحيات إذا كان هذا ما يحمله لي مستقبلي |
Bütün hayatım boyunca çalıştım ama hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | لقد عملت بجد كل حياتي ولم أحصل على فائدة من ذلك |
Hayır! Hayır, bunu bana yapamazsın. Bu çocuklar benim Bütün hayatım! | Open Subtitles | لا ، لا يمكنك فعل هذا بي هؤلاء الأطفال هم كل حياتي |
Bütün hayatım yerine bir haftalık ceza... benim için çok da kötü değildi. | Open Subtitles | لذلك لم اكن غاضبا عندما احتجزنى فى البيت لمدة اسبوع بدلا من حياتى كلها |
Bütün hayatım boyunca beni, değerimin birisinin bana biçeceği fiyat olduğuna inandırdın! | Open Subtitles | طوال حياتي جعلتني أصدق أنني لا أساوي إلا ما يدفعه لي الرجال |
Bütün hayatım gözlerimin önünden geçti ve bu ikisi beni terlettiler. | Open Subtitles | شريط حياتي بالكامل يمرّ أمام عيني، وأولئك الإثنان بالكاد اخرجو العرق. آسف. |
Bütün hayatım yemekle geçti, çünkü ben hep açtım. | Open Subtitles | كامل حياتي دارت حول أكل، لأنني كنت جائع دائما. |
Bütün hayatım boyunca beni koruyan tek insanı sen geri gönderdin. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي اعتنى بي طيلة حياتي جعلتيها تدير ظهرها لي |
Bütün hayatım boyunca Şerif olmayı bekledim ve şimdi beni kovmayacaksınız! | Open Subtitles | إنتظر كلّ حياتي أن أصبح عمدة، و لن أطرد من قبلك |
Bütün hayatım boyunca maskeli adamların sadece kötü şeyler yaptığını düşündüm. | Open Subtitles | أمضيت أغلب حياتي ظانًا أن المقنعين لا يفعلون إلّا الفظائع. |
Bütün hayatım boyunca sadece basketbol oynamayı istedim. | Open Subtitles | مدرب. فى حياتي الكاملة أحببت لعب كرة السلة فقط. |
Bütün hayatım boyunca bir bebeğim olsun istedim. Şimdi senin sayende olacak. | Open Subtitles | لم أرد في حياتي سوى أن أكون حاملاً و أصبحت كذلك بفضلك |
Benim Bütün hayatım karman çorman ve ben bunu seviyorum. | Open Subtitles | حياتي عبارة عن فوضى و انا احب دلك |