Ödemeni aldığında bu sefer çok büyük bir fark olacak. | Open Subtitles | عندما تذهب لتقبض راتبك المرة القادمة سيكون هناك فرق كبير |
Ve sadece iyi bir liderin Afrika'da büyük bir fark yaratabileceğini hissettiğimi hatırlıyorum. | TED | وأتذكر أني شعرت كيف أن قائد واحد جيد قادر على خلق فرق كبير كهذا بأفريقيا. |
belirsizliğinin yanında çok daha büyük bir fark. | TED | وهذا يعني أن هناك فرق كبير لا يدع مجالاً للشك في البيانات |
Ormanda hoşça vakit geçirmekle evlenmek arasında büyük bir fark vardır. | Open Subtitles | هناك إختلاف كبير بين الشخص الصالح للزواجِ والعلاقة المؤقّتة في الأدغال |
Murray Hare binaların arasından geçerek Walter Tortoise büyük bir fark atmıştı. | Open Subtitles | موري الأرنب خرج عن قالبه و بنى فارق كبير على السلحفاة ولتر |
büyük bir fark var. Farketmez. Başa çıkabiliriz. | Open Subtitles | هناك اختلاف كبير لا يهم, نستطيع التعامل مع الأمر |
Afganistan ile Sri Lanka arasında çok büyük bir fark var. | TED | لكن هناك فرق كبير بين أفغانستان وسريلانكا |
Ayrıca şimdi anlıyorum ki aralarında büyük bir fark var adaletin ne olduğu ve kanunun ne olduğu hakkında. | Open Subtitles | وأعرف الآن أيضاً أن هناك فرق كبير بين العدالة والقانون |
Yasal olanla burada satılan şeyler arasında büyük bir fark olduğunu ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنا وأنت بأن أحياناً هنالك فرق كبير ما بين ما هو قانوني وما يباع هنا |
Öyle çok basit bir çözüm olmasa da Dünya'da yaşayanların hepsinin alacağı ufak önlemler büyük bir fark yaratır. | Open Subtitles | لا يوجد حل بسيط لكن إن قام سكان الأرض جميعم بعمل أشياء بسيطة جداً يمكنهم إحداث فرق كبير |
Doğada yumurtlayan büyük bir canlıyı ele alalım, mesela devekuşu ama devekuşu ile bizim aramızda büyük bir fark var devekuşlarının beyni küçüktür. | Open Subtitles | يمكنك أن تأتي بحيوان كبير من بيضة، كالنعامة مثلاً.. ولكن هناك فرق كبير بيننا والنعام.. لدى النعام دماغ بالغ الصغر. |
Ben de öyle beklemiştim çünkü büyük bir fark var, değil mi? | Open Subtitles | أظن أنك كذلك لأنه يوجد فرق كبير بين ما كان.. |
Bir kere ben toplayıcıyım ve arada büyük bir fark var. | Open Subtitles | أنا جامعة تحف, و هناك فرق كبير كبير جداً |
Numara yapmakla yalan söylemek arasında büyük bir fark vardır. | Open Subtitles | تعرفين، هناك إختلاف كبير بين الكذب والأفتراء |
Bir aldatma olayını bilmek ile boğazına tıkanmış aşk mektupları bulmak arasında büyük bir fark vardır. | Open Subtitles | هُناك إختلاف كبير بين معرفة وجود ،علاقة غرامية غير شرعية . و أن يكون لديك خطابات حب مخفية |
Biraz bir şeyler bilen herkes fare ile sıçan arasında ne kadar büyük bir fark olduğunu bilir. | Open Subtitles | فأي شخص لديه بعض المعرفة، فمن المؤكد أن يعلم أنه هنالك إختلاف كبير بين الفأر والجرذ |
Savcılara iş birliği yaptığını söyleyeceğiz ve bu büyük bir fark yaratır. | Open Subtitles | سنخبر محامو الولايات المتحدة أنك كنت متعاونًا معنا، وهذا يصنع فارق كبير. |
Bir Yunan efsanesinin resmiyle bir porno film arasına büyük bir fark var. | Open Subtitles | هناك اختلاف كبير بين الرسم الزيتي لأسطورة يونانية وفيلم إباحي |
Çocuklarımızın, gıda seçimlerinin büyük bir fark yarattığını anlamalarını sağlamalıyız. | TED | يجب علينا أن نشرح للأطفال أن خياراتهم للغذاء ..تحدث فرقاً كبيراً |
Fark yaratmakla ilgili söylediklerini düşündüm ve sanırım, burada sanat yapmaktansa orada barış sağlayabilirsem daha büyük bir fark yaratırım. | Open Subtitles | فكرت حول ما قلته لي حول صنعي للفارق. وفكرت أنه يمكنني إحداث فرق بصنع السلام هناك. عوض رسم لوحات هنا. |
Ve bir kişinin bile tek başına çok büyük bir fark yaratabileceğini öğrendim. | TED | وأن الشخص بمفرده.. بإمكانه أن يحدث فرقًا كبيرًا |