Ama sorun şu ki, ameliyat olmazsa sonrasında Büyük sorunlar yaşayabilir. | Open Subtitles | ماعدا في حال عدم قيامها بالجراحة فإن ذلك سيسبب لها مشاكل كبيرة لاحقاً |
Özellikle, atomum içinde oraya buraya pırpır eden minicik partikül elektronu tanımlama çabalarında Büyük sorunlar vardı. | Open Subtitles | على وجه التحديد، كانت هناك مشاكل كبيرة في محاولة لوصف الإلكترون، وأزيز الجسيمات الصغيرة حول الذرة من الداخل. |
Ancak aramızda hala Büyük sorunlar var. | Open Subtitles | .. ولكن لاتزال هناك مشاكل كبيرة عالقة بيننا |
Endişem şu ki halkımızın ve ordumuzun güvenini sağlayamazsak iktidarınızın gücünü hissettiremezsek Büyük sorunlar yaşayabiliriz. | Open Subtitles | أخشى أنه اذا ما استطعنا أن نحوز على ثقة... كلا من الشعب والجيش... فإننا سنواجه مشاكل خطيرة. |
Endişem şu ki halkımızın ve ordumuzun güvenini sağlayamazsak iktidarınızın gücünü hissettiremezsek Büyük sorunlar yaşayabiliriz. | Open Subtitles | أخشى أنه اذا ما استطعنا أن نحوز على ثقة... كلا من الشعب والجيش... فإننا سنواجه مشاكل خطيرة. |
Apollo 10'un mürettebatından hızlı kimse seyahat edemedi, ve teknolojinin gücü hakkındaki gamsız iyimserlik buharlaştı teknolojinin çözebileceğini hayal ettiğimiz Büyük sorunlar, Mars'a gitmek, temiz enerji yaratmak, kanseri tedavi etmek ya da dünyayı doyurmak gibi, inatçı derecede zor gelmeye başladı. | TED | و ما من أحد سافر أسرع من الطاقم أبولو 10، والتفاؤل المفرح حول صلاحيات التكنولوجيا قد تبخر كما قد تصورنا أن التكنولوجيا ستحل مشاكل كبيرة ، كالذهاب الى المريخ , خلق الطاقة النظيفة، وعلاج السرطان، أو إطعام العالم قد بدا مستعصي الحل. |
Hayatının ortasındaki bir adam için bunlar Büyük sorunlar. | Open Subtitles | هذه مشاكل كبيرة لشخص في منتصف عمره |
Eyfel kulesinden atlayan bir kızın sorunları vardır. Büyük sorunlar. | Open Subtitles | إن هذا النوع من الفتيات التى يقفزن من برج (إيفل) يكون خلفهم مشاكل كبيرة |
Büyük sorunlar. | Open Subtitles | مشاكل كبيرة |
Büyük sorunlar. | Open Subtitles | مشاكل كبيرة. |