Ne kadar da dokunaklı, Black belki Potter da vaftiz babası gibi bir kaçak olarak büyür | Open Subtitles | بوتر سوف يكبر و هو مجرم تماما مثل ابيه الروحى |
delikanlılar uyuyarak büyür, ama sen öyle istiyorsan sen bilirsin. | Open Subtitles | ، الصغار يكبرون أثناء النوم لكن إفعليّ ما يحلو لكِ |
Oyun her durakta büyür çünkü asansör durduğu anda müzik de durur. | TED | تكبر اللعبة مع كل وقفة، لأنه بمجرد توقف المصعد، ستتوقف الموسيقى. |
Bicuculline'i bol miktarda verirseniz, et parçaları büyür. | Open Subtitles | ؟ قطع اللحم ستنمو اذا غمرته مع الكيوسلاين الثنائي |
Uzaylılarla savaşırız. Bir şey Hodgins'in boynundan çıkar ve büyür. | Open Subtitles | يمكننا محاربة المخلوقات الفضائية، كالشيء الذي خرج من عنق (هودجينز) وكبر حجمه. |
Büyüyebildiğini söyledin. Sadece canlı şeyler büyür. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه يمكنه أن يكبر الأشياء الحية فقط من تكبر |
50 tanenin içinden hayatta kalan o bir-iki tane timsah büyür ve bataklık kanunlarını koyar. | Open Subtitles | واحد أو اثنين من التماسيح التي نجت من أصل 50 يكبر ليحكم المستنقع. |
Bilirsin işte, destekleyici şekilde böylece iyi ve muteber bir vatandaş olarak büyür. | Open Subtitles | حتى يمكننه أن يكبر حتى يكون لطيفًا, مواطنٌ صلبْ. |
Tatlım, onları elimizden geldiğince küçük tutmaya çalıştığımızı biliyorum ama çocuklar büyür. | Open Subtitles | أعرف أننا نريد أن نجعلهم صغار أطول فترة نستطيعها لكن الأطفال يكبرون |
Şaşalı ve eğlenceli gibidir, ama çocukları çok çabuk büyür ve başları belaya girer. | Open Subtitles | يبدو فتّان ومرح ،لكن الأطفال يكبرون سريعاً ويمكنهم التورط بالمشاكل |
Evet ahbap, oğlanlar büyür adam olur ve adamlar bu derdi çekmeye değmez. | Open Subtitles | نعم، الأولاد يكبرون ليصبحوا رجالاً والرجال ليسوا سوي مشكلة كبيرة |
Ve ruh, her gün neredeyse tutabileceğiniz kadar büyür. | Open Subtitles | والروح, كل يوم، تكبر لتصبح شيئاً نكاد أن نلمسه. |
İnan bana, kızının kendi kararlarını almasına güvenmiyorsan, onun hayatını kontrol altına alırsan, sana kızgın bir şekilde büyür. | Open Subtitles | صدقني, لو انك لا تثق با ابنتك لكي تصنع قراراتها بنفسها لو حاولت التحكم في حياتها, سوف تكبر وهي تكره الحياة معك |
Bir ağaca veya bir arkadaşa özen gösterir ve onunla ilgilenirsen, büyür ve çok uzun süreli sağlam bir ilişkiniz olur. | Open Subtitles | أجل, والنبتة, أو الصديق, إذا ما غذّيتها وإعتنيتِ بها, ستنمو وتدوم طويلاً. |
Bu olay gittikçe büyür. | Open Subtitles | هذا الشيء سيزداد حجمه |
Zamanla bu küçük eller büyür ve kocaman bir adam olursun. | Open Subtitles | في الوقت المناسب، وتلك الأيدي الصغيرة تنمو كبير وسوف يكون رجلا. |
Göz bebekleri büyür pelvisi sana doğru yönelir. | Open Subtitles | حدقات أعينهم تتسع حوضهم يميل باتجاهك |
"Dünya'da edindikleri deneyimlerle her ruh olgunlaşır ve büyür. | Open Subtitles | و عبر تجاربها على الأرض، تنضج الأرواح و تنمو |
İnsanlar büyür ve uzaklaşır, olaylar değişir. | Open Subtitles | ينضج الناس وينتقلون بعيداً وتتغير الأمور |
Bazılarımız büyür, bazılarımız hayatta kalır. | Open Subtitles | سواء كان ذلك لأنهم ينضجون أو لمجرد النجاة |
Bu elli kemik, birleşme çizgileriyle buluşup bağlanana kadar büyür. | TED | وتنمو هذه الخمسون عظْمةً حتى تتلاقى وتتصل عند خطوط التحام. |
Tek bir mercan polipi, altında kireç taşı iskeleti bırakacak şekilde tekrar, tekrar ve tekrar bölünebilir. Aynı zamanda güneşe doğru da büyür. | TED | إن سليلة مرجانية واحدة ستنقسم مرة واثنتين وهكذا، تاركةً هيكلًا كلسيًا أسفلها لتنمو باتجاه الشمس. |
Sevgiyi öyle fark ettim ki,uzun yalanlarla yaşama katıIdığında dahada büyür | Open Subtitles | جعلتني أدرك كلما كبر الحب لمده طويلة الكذب ينضم للحياه، |
Kaç tane beyzbol oyuncusu sahaya her çıkışında babalarının sevgisini kaybetmekten korkarak büyür? | Open Subtitles | كم من لاعبي كرة البيسبول قد كبروا وهم يخافون ان يخسروا حب ابائهم في كل مرة يصبحوا اهشاء اكثر؟ |
Günleri azalan bir ihtiyarın hataları kendisinin gözünde daha da büyür. | Open Subtitles | أخطاء رجل عجوز تتضخم فى الثدي، كما تنكمش الأيام المتبقيه. |