Onlar sevgiyi, büyüyü, güzelliği, kökenimizin tarihini ve felsefesini gelecek neslin vücutlarına yazdılar. | TED | كتبوا بها الحب السحر الجمال تاريخ و فلسفة نسبنا على أجساد الجيل التالي |
Beni buraya zincirleyen büyüyü bozarsan ben de seninkini hemencecik bozarım. | Open Subtitles | إذا تمكنتِ من إبطال السحر عني سأتمكن من إبطاله عنك، اتفقنا؟ |
Tamam, sihir komisyonu genç büyüyü yetiştirmek için bir yere ihtiyaçları olduğunu biliyorlardı, böylece Eskiler, Büyü Okulunu yarattı. | Open Subtitles | حسناً ، إذاً المجتمع السحري عرف أنه بحاجة لمكان ليرعى السحر اليافع ، لذا إخترع . الكبار مدرسة السحر |
Yine de, Gölgeler kitabı büyüyü istediğimiz zaman geri çevirebileceğimizi söylüyor. | Open Subtitles | بالإضافة كتاب الظلال يقول يمكننا أن نُلغي التعويذة في أي وقت |
Tamam, sizi buradan çıkarmam gerek. Belki bu büyüyü bozar. | Open Subtitles | حسناً يجب أن أخرجكم من هنا ربما هذا سيحطم التعويذة |
Bu gerçekleştiğinde de "Yalancı Ay" denilen büyüyü yapmak mümkün olur. | Open Subtitles | و عندما يحدث ذلك يصبح من الممكن اطلاق تعويذة القمر الكاذب. |
Kütüphane'nin tek yaptığı büyüyü kilit altında tutup insanlara vâr olmadığını söylemek. | Open Subtitles | إذ أن شُغل المكتبة الشاغل هو إخفاء السحر ومحاولة إقناع الناس بانعدامه، |
büyüyü asla önemseme. Senin açılış gecesi sinirlerin nasıl? | Open Subtitles | لم أتوقع السحر كيف حال أعصابك بافتتاح الليلة ؟ |
Bu mukaddes ayinimizde üzerimdeki bütün büyüyü... | Open Subtitles | بهذا الجماع المقدس أنا أنقل كل ما عندي من السحر لك |
Efendimiz, bu kızın, belki de büyüyü bozabilecek... | Open Subtitles | سيدي هل تعتقد انه ربما تكون هذه الفتاة هي التي سوف تبطل السحر |
Böyle bir büyüyü yapabilmek için kötü büyücü güçlerinin en karanlık zamanlarında olduğuna dair bir işaret görmesi gerekiyormuş. | Open Subtitles | حسناً ، لينجح هذا السحر كان على الساحرة الشريرة أن تنتظر إشارة أن قواها كانت بهذه الغموضية |
büyüyü hayatımdan uzak tutmak için mücadele etmemi söyleyen sen değil miydin? | Open Subtitles | ألست أنت التي قلت لي أنه يجب أن أحارب لأبقي حياتي منفصلة عن السحر ؟ |
Bu yüzden onu geri getirmek için izlerini takip edeceğim araya ettikten giren iyi büyüyü yok ettikten sonra elbette. | Open Subtitles | لهذا أنا أخطط لأتبع خطاه و أعيده بعد أن أدمر السحر الجيد الذي تدخل ، بالطبع |
Adam yine de ölü. Şimdi büyüyü yapmamı istiyor musun istemiyor musun? | Open Subtitles | الحقيقة الباقية أنّه ميّتاً، الآن ، أتريدين أنّ أجري التعويذة ، أمماذا؟ |
Doğru büyüyü bulana kadar bütün bu kitapları arayacak mıyız? | Open Subtitles | هل مُضطرين لقراءة جميع هذهِ الكتب لنصل إلى التعويذة المعنية؟ |
Artık yapmamız gereken tek şey bu gece şelaleye dönüp büyüyü yapmak. | Open Subtitles | كل ما يتبقى الآن هو أن نعود إلى الشلال ونقوم بعمل التعويذة |
Hayır, bizim evimiz büyülü. Evimiz büyülü olduğu için büyüyü birlikte kaldırabiliriz. | Open Subtitles | كلا، التعويذة أصابت منزلنا وكلانا يجب أن نلغي التعويذة معاً من منزلنا. |
Bu büyüyü sadece sen ve tabii ki diğer erkekler için yaptım. | Open Subtitles | لقد جعلتها تعويذة خاصة بكِ فحسبْ و بالطبع، الرجال في كل الأنحاء |
büyüyü kaldırırlar sen de onların 20'siyle dövüşebilirsin ve yine de seni öldürürler. | Open Subtitles | بالطبع , يتركون التعويذه فيمكنك القتال والعشرين فرد سيظلون يُقتلون , فكره جيده |
Von Trier bu büyüyü ciddiye alır. | Open Subtitles | فون ترير أراد التعامل بجدية مع سحر السينما |
büyüyü bozmanın başka bir yolu olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | وقال كانت هناك طريقة أخرى لكسر الإملائي. |
Çingene'nin huzurunda, bizi izleyenler ve bize büyüyü getirenler ve bize gizemi verenler hepimiz bebek sahibi olmak istiyoruz. | Open Subtitles | الغجرية أمام تشاهدنا التي بالسحر تزودنا والتي حياتِنا في والغموض واحدة أي على نُوافق نحن الأطفال على الحصول تريد |
En azından bize büyüyü söyleyecek kadar uzun süre. | Open Subtitles | على الأقل لمدة كافية، تستطيع فيها إخبارنا بالتعويذة |
büyüyü saygıdeğer hâle getirebilmek ve savaşta lehimize kullanabilmek için geldim. | Open Subtitles | لقد أتيتُ لهُنا لأُعيد للسحر أحترامه وأُقدم بعض الدعم فى الحرب. |
büyüyü yapacak yeterli özü aldık mı? | Open Subtitles | هل لدينا مايكفي من النعمة للقيام بتعويذة الاستدعاء؟ |
Sanırım büyüyü kesin bilimle karıştırmamalısın. | Open Subtitles | أعتقد أنّ السّحر ليس علماً دقيقاً. |
Neden bana yaptığın büyüyü bozmuyorsun? | Open Subtitles | إن كنتِ بهذه العظمة، فلمَ لا تخلصيني من سحركِ الذي بليتني به؟ |
Hayır, saçımı büyüyü tamamlasın diye vermiştim. | Open Subtitles | قد سحبت البعض من شعرك لا انا اعطيتها شعري للتعويذة |
Onu ebediyen bu mezar odasında tutacak büyüyü yapmaya yetecek kadar gücüm kaldı. | Open Subtitles | لدي القوة الكافية لاطلق تعويذه ستبقية هنا في القبو. للأبد. |
Tamamdır. Şimdi büyüyü getir. | Open Subtitles | انتهيت، حضر التّعويذة الآن. |