Evet, ilk olarak Klaus Fassbinder tarafından bağışlanan Buz Düşü isimli kıyafeti sunuyoruz. | Open Subtitles | حسناً , في الأول لدينا زي يسمى الحلم الثلجي تبرع به كلاوس فاسبندر |
Bayanlar ve baylar, ev sahibemiz, Bayan Sutton tarafında bağışlanan bu mükemmel bilezik için açık artırmayı başlatıyoruz. | Open Subtitles | أيها السيدات والسادة، أنا سأسلي عروضك لهذا السوار الجميل الذي تبرع من قبل مضيفتنا، السيدة ساتن. |
Noel arifesinde bağışlanan hediyeleri geri mi toplayacaksın? | Open Subtitles | هل حقاً ستقوم بإعادة الهدايا المتبرع بها في عشية عيد الميلاد؟ |
Bu örnekten yola çıkarak bağışlanan kemiğin 60'lı yaşlarda birinden geldiği aşikar. | Open Subtitles | يبدو واضحاً أن عظمة المتبرع تعود لشخص ما في عمر الستينات |
Sadece yüzeysel bir tarama yapıyoruz ama Tenez'e bağışlanan her bir doların aslında kampanyanın parasına gidiyor. | Open Subtitles | نحن ما زلنا في الامور السطحية ولكن جزء بسيط من كل دولار تم التبرع به ينتهي به المطاف في خزائن الحملة |
bağışlanan kıyafetlerin %10'u indirim mağazalarında satılmaktadır. | Open Subtitles | وتبين أن 10 في المئة فقط نحن التبرع الملابس يحصل تباع في مخازن التوفير. |
En azından bağışlanan yasal savunma parasını iade etmek istiyorum. | Open Subtitles | علي الأقل كنت أريد أن أرد له مال الدفاع القانوني الذي تبرع به |
Şehir fonuna bağışlanan soygun parasının izini bulamayacak kadar mal mı sandın sen beni? | Open Subtitles | هل انتي غبي لدرجة اني لن اعرف انك اخذت مال تبرع به لبعثة المدينه من سطو على مصرف؟ |
Liman kayıp eşya servisinden bağışlanan Noel hediyelerini alacaksınız. | Open Subtitles | وهي تبرع من قسم "الأغراض التي نسوها أصحابها" |
bağışlanan eserlerin kaynağını açıklar. | Open Subtitles | هذا سيفيسر أين تبرع بكل هذه الفنون |
Yiyecek, barınak, bağışlanan giysiler ve tıbbi gereksinimler orada ihtiyaçları olanlar için bulunacak. | Open Subtitles | الغذاء، والمأوى، والملابس المتبرع بها والمستلزمات الطبية متاحة لجميع المحتاجين لها |
bağışlanan şeyleri açık artırmaya çıkarırsak parçalar halinde olamaz. | Open Subtitles | اذا كنا سوف بيع القطع المتبرع بها لا يمكنها ان تكون قطع حرفيا |
Her bağışlanan kan torbasına altı basamaklı bir barkod veriliyor. | Open Subtitles | حسنا ، كل كيس من أكياس الدم المتبرع به موسوما ًبرقما ًتسلسليا ًمؤلف من 6 أعداد |
Sizi listede öne geçirdim. bağışlanan karaciğeri almanız için. | Open Subtitles | أنني وضعتك على رأس القائمة لتلقي الكبد المتبرع به |
Hastalar, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç tedavileri alabilirler veya belirli immün hücreler, graft versus host hastalığı riskini azaltmak için bağışlanan örneklerden çıkarılabilir. | TED | قد يتناول المريض عقاقير مثبطة للمناعة أو يتم إزالة خلايا مناعية معينة من العينة المتبرع بها لتقليل خطر الإصابة بمرض عدم توافق خلايا المضيف |
Sana söyledim dostum öldürülmeden önce nakil olan kanlarla, bağışlanan kanlarla besleniyordum. | Open Subtitles | لقد أخبرتك مُسبقًا يا رجل... بمرور الوقت تحكمت بشرهي، كنت أعيش على أكياس الدم المتبرع بها. |
Ameliyat esnasında kalp atışının devam etmesi adına bağışlanan kanlardan nakil uygulayacağız. | Open Subtitles | الخطة الأن هي القيام بسلسلة من عمليات النقل أثناء الجراحة باستخدام التبرع بالدم العالمي ل تيري للحفاظ على نبضات قلبه |
Embriyonik kök hücreler ise tüp bebek kliniklerine hastalar tarafından gönüllü olarak bağışlanan fazladan embriyolardan elde edilir. | TED | الخلايا الجذعية الجنينية تُتنتج من الأجنة الفائضة التي يتم التبرع بها طوعاً من قبل مرضى بعيادات الخصوبة . |
Buna karşın Spread the Net, bağış yapanlara somut bir söz veriyor: bağışlanan her on dolar başına, bir çocuğu sıtmadan korumak için bir cibinlik temin ediyorlar. | TED | على النقيض، المؤسسة الأخرى تمنح للمتبرعين عقداً مادياً لكل 10 دولارات تم التبرع بهم، يتم توفير ناموسية لحماية طفل من الملاريا |
bağışlanan bir organ öylece geri verilemez. | Open Subtitles | لكنه عضو تم التبرع به، لذا لا يمكن أن ... يسترجع. |