ويكيبيديا

    "bağımsız" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المستقلة
        
    • مستقلة
        
    • المستقل
        
    • مستقلاً
        
    • مستقل
        
    • مستقلين
        
    • مستقلّة
        
    • مستقله
        
    • حرة
        
    • مُستقل
        
    • مستقلّ
        
    • حر
        
    • الحر
        
    • منفصلة
        
    • الحرة
        
    Ve şimdi, tedarik zincirinin bağımsız cumhuriyeti... bizi tatmin edecek şekilde... ...yönetilmemekte olan etik tüketim... ...ve ticaretiyle uğraşabiliriz. TED والآن جمهورية سلسلة التوريد المستقلة هذه لا يتم حكمها بطريقة ترضينا بأن تشارك في تجارة أخلاقية أو استهلاك أخلاقي
    Film ile insanlar arası bağlantı kurmak, bağımsız sesleri açığa çıkartmak. TED الأمر حول تواصل الناس عبر الأفلام، وإبراز تلك الأصوات المستقلة هناك.
    2001'de yerel seçimlerde Aşağı Dir'den bağımsız aday olarak belediye meclis seçimlerine katıldım. TED لذلك ترشحت لمنصب حكومي كمترشحة مستقلة في دير خلال الانتخابات المحلية لعام 2001.
    Ben ve bağımsız Diplomat'taki çalışma arkadaşlarım, Güvenlik Konseyi'nin etrafından dolandık. TED حيث ذهبنا انا و زملائي في الدبلوماسي المستقل الى مجلس الامن
    Üçüzlerden her biri kendi amniyon kesesi içinde birbirlerinden bağımsız olarak gelişimlerini sürdürüyorlar. Open Subtitles كل واحد في داخل جيبه الأميني الخاص به.. ينمو مستقلاً تماماً عن الآخر.
    Kimliği gizli tutulan çalışanların katıldığı anketler değerlendirilerek yapılan bağımsız analizler gösteriyor bunu. TED وهذا تحليل مستقل لإجابات موظفين لم يفصحوا عن أسمائهم على استمارات استقصاء.
    Sıfırdan, hayatlarını yeniden inşa ettiler ve nihayetinde Ürdün'ün bağımsız, varlıklı vatandaşları oldular. TED بدأوا حياتهم من الصفر وفي آخر الأمر، أصبحوا مواطنين أردنيين أثرياء مستقلين بذاتهم.
    bağımsız bir danışman şirketin taleplerini destekleyen net çalışma sonuçları var. Open Subtitles هناك دراسات موثّقة من مؤسّسة إستشاريّة مستقلّة تدعم إدّعائهم
    Kendi yolumda gitmek ve bağımsız olmak benim için daha iyi olacaktı. Open Subtitles كان من الافضل لي ان اتابع حياتي وأن أحاول ان اكون مستقله
    Ve bunu 29 saniyede buldum, bağımsız medyanın gücü ve önemi hakkında benim bir saatte anlatabileceğimden daha fazlasını anlatıyor. TED ولقد وجدت أنها وضّحت في 29 ثانية فقط قوّة وأهميّة، وسائل الإعلام المستقلة أكثر ممّا يمكن أن أقوله في ساعة.
    bütün oylar bütün bağımsız nabız yoklamaları gösteriyor ki ben seçileceğim çok iyi şimdi birkaç söz vermeye çalışabilirim Open Subtitles فى الحصول على الأصوات الزائفة وكل استطلاعات الرأي المستقلة والمعارضة تشير إلى أننى سأوفق فى الانتخابات بشكل جيد للغاية
    Uzmanların seslerini dinlerken, beyinlerinin bağımsız karar verme ile ilgili kısmı kendini kapatıyordu. TED بينما كانوا يستمعون إلى صوت الخبراء، كانت الأجزاء المسؤلة عن اتخاذ القرارت المستقلة في أدمغتهم لا تعمل.
    Sağlığımız, varlığımız ve müşterek güvenliğimizin hatırına, beyinlerimizin bağımsız karar veren kısımlarını açık tutmamız gerekli. TED من أجل صحتنا، ثروتنا و أمننا الجماعي، يتحتم علينا أن نجعل الأجزاء المسؤلة عن اتخاذ القرارات المستقلة في أدمغتنا تعمل.
    Bu koloniler özgür ve bağımsız eyaletlerdir ve buna hakları vardır. Open Subtitles هذه المستعمرات، هل يحق لها أن تصبح ولايات حرة، و مستقلة
    bağımsız ve güçlü bir kadının da güzel olabileceğini kabul etmelisin artık. Open Subtitles إمرأه قوية، مستقلة لو كنت أنا لكنت حددت من خسائري وتابعت حياتي
    Bu bağımsız girişimcinin kim olduğunu tahmin etmemize gerek var mı? Open Subtitles هل نحن مضطرين للتخمين من هذا المتعاقد المستقل الذي موّل ذلك؟
    Sizin de mali yönden bağımsız olmanız yalnızca birkaç aya bakıyor. Open Subtitles أنت أيضاً تستطيع أن تصبح مستقلاً مالياً في غضون شهر وحسب
    Şehirlerin biribirinden bağımsız geliştiğini düşünsek de her zaman bütün datalar aynı sonucu gösterir. TED دائماً ,كل هذه البيانات تبين نفس الشيء على الرغم من حقيقة أن هذه المدن تطورت بشكل مستقل
    Dikkat etmeniz gereken şey ekranın sağ tarafında on bağımsız otonom işçiniz var. TED الفكرة هنا أن يكون لديكم عشرة عمال على الجانب الأيمن من الشاشة وهم الآن جميعهم عمال مستقلين.
    Hatta testler yapılmasını talep edeceğim zihnen sağlam olduğunu ve güvenilirliğini sınayacak bağımsız değerlendirmeler. Open Subtitles و سأطالبُ بفحوصٍ و تقييماتٍ مستقلّة أنّك سليمٌ عقليّاً و يمكن الوثوق بك.
    nda bu yoktu. Heralde bu kafesin içinde ana sistemden bağımsız bir devre. Open Subtitles لابد و أنها دائره مستقله لحماية هذا الحجرة
    Ülkemizin istilası... bağımsız bir ülkeye karşı yapılmış... bir saldırıdan başka bir şey değildir. Open Subtitles ان احتلال بلادنا يعد شكلا واضحا من أشكال العدوان على بلد حرة
    Kendinize bağımsız bir hayat kurar, dünya ile aranıza mesafe koyarsınız. Open Subtitles {\cH318BCB\3cH2A2AAB} تواصل حياتك كشخصٍ مُستقل {\cH318BCB\3cH2A2AAB} تُبقي مسافة بينكَ وبين العالم
    Gözleri, avını takip edebilmesi için birbirinden bağımsız hareket eder. Open Subtitles تتحرّك عيناها على نحو مستقلّ لرصد الفريسة
    Önemli sorunlarla yüzleşen bağımsız adamlar olarak iyimser olmayı seçtik. Open Subtitles كرجل حر يواجه تحديات هامة نحن نختار أن نكون متفائلين
    Ve bağımsız medyada ilerleme kaydettik. TED وقد حققنا انجازات ايضاً في مجال الاعلام الحر
    Bu durum kontolü bize veriyor, böylece seks, hamilelikten bağımsız hâle geliyor. TED ما تفعله هي أنها تعطينا قدرة التحكم فتصبح ممارسة الجنس منفصلة عن التلقيح و الحمل
    Tam adı, Serbest Tüccarlar ve bağımsız Güney Ülkeleri Ekonomik İttifakı. Open Subtitles إسمها الكاملُ هوَ التحالفُ المجاني لتجارة الأعمال الحرة والمدنُ الجنوبية المستقله

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد