Hızlı olacaksın, yoksa bağırsakların domuzun dişlerinde kalır! Çok keskindir! | Open Subtitles | ويجب أن تسرع حتى لا تفق أحشائك بأنيابها, هذا حاد |
bağırsakların hareketlilikten isyan etmiş olmalı. Tüm bu korkular yüzünden için çürümüş. | Open Subtitles | لا بدّ وأن تحرّكات أمعائك ثوريّة، أحشائك فسدت من كل هذا الخوف |
Daha fazla kan kaybetmeden ve bağırsakların ölmeden önce, ameliyata başlamalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نجري الجراحة قبل أن نفقد المزيد من الدماء أو قبل أن تبدأ أحشائك بالموت |
bağırsakların, insanın boyunun 10 katı uzunlukta olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمين ان طول امعاء الانسان اطول من جسمه بعشر مرات ؟ |
bağırsakların, insanın boyunun 10 katı uzunlukta olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمين ان طول امعاء الانسان اطول من جسمه بعشر مرات ؟ |
Birinin şöyle dediğini duydum: bağırsakların kadar sağlıklısındır. | TED | لقد سمعت أحدهم يقول أنك تكون صحيحا بقدر صحة أمعائك. |
Çünkü bağırsakların da kafan gibi metalden. | Open Subtitles | هذا لأنّ أحشائك قدّت من الـمـعـدن ، مثل رأسك |
Eğer kendini, oralarda, ateşin ortasında bir yerde bağırsakların dışarıda, "sıhhiye" diye çığlık atarken bulursan kendi hayatımı tehlikeye atmadan, sana yardım edebileceksem tereddüt etmem! | Open Subtitles | لو وجدت نفسك وسط تلك المعركة و أحشائك خارج بطنك تصرخ على الطبيب و لو أنني أستطيع مساعدتك أيما مساعدة بدون المخاطرة بحياتي |
Ya da karnını deşer, bağırsakların dışarı fırlar. | Open Subtitles | أو ربما على بطنك مخرجا أحشائك |
Kendine 20 dakika kaldığını söyle. bağırsakların yaklaştığını bilmesin. | Open Subtitles | السّرُ هو أن تقول لنفسك أنه بقي 20 دقيقة لا تدع أمعائك تعرف بأنك قريبٌ من المكان |
bağırsakların düğüm düğüm olmasın. | Open Subtitles | لذا يمكن أن ترخي أمعائك |
Uçakta senin de bağırsakların düğümlendi mi? | Open Subtitles | هل آلمتك أمعائك وأنتِ تطيرين؟ |
bağırsakların kırgı bayır gibi. | Open Subtitles | أمعائك تبدو كالطرق الوعرة |