Son kurban zorla suya batırılmadan önce elleri ve ayakları bağlanmış. | Open Subtitles | ايدي وارجل الضحية الاخيرة كانت مربوطة قبل ان يغرقه المجرم قسرا |
Öyle uyduruyorsun ki, Blackie. Kayaya bağlanmış kaya kadar hızlı batarsın. | Open Subtitles | أنت تهذي كثيراً يا بلاكي ستغرق كحجر مربوط في حجر اثقل |
Karanlık bir oda, birkaç insan ve sandalyeye bağlanmış birini gördüm. | Open Subtitles | ، رأيت غرفة مظلمة ، بعض الناس و شاب مقيد بالكرسي |
3 gün sonra muhasebeci, karısı ve çocuğunu vücutlarındaki tüm kıllar tıraşlanmış elleri ve ayakları iple bağlanmış ve çıplak bir şekilde evlerinde buldular. | Open Subtitles | وجدو المحاسب و زوجته و طفله عرايا و مقيدين في منزلهم كانت اأيديهم و أرجلهم مقيدة |
Sol taraftaki doğrusal mantık, ...direk olarak sağ taraftaki sezgisel mantığa bağlanmış. | Open Subtitles | المسار الخطي على اليسار كان مباشرةً متصل سلكياً بحدس الفص الأيمن الدماغي |
Bir adam mührünü başkasına basıyorsa ruhları kan yeminiyle bağlanmış demektir. | Open Subtitles | ليضمن الرجل بصمة رجلاً آخر، عليه ربط الروح بقَسمِ من دم |
Bu keresteler birbirine çakra ile bağlanmış ve çok güçlü, değil mi? | Open Subtitles | هذا الخشب مرتبط بكمية كبيرة من الشاكرا القوية,أليس كذلك؟ |
Çağımızın yerelliği güçlü bir şekilde bağlanmış. | TED | خاصية المحلية في زمننا مرتبطة ببعضها بقوة. |
Bu dev kinkanatlı böceklerin kanatlarına kablo bağlanmış. | TED | خنافس جالوت هذه مربوطة بأسلاك في أجنحتها. |
Buhar borusu açılmış ve o tam borunun önüne bağlanmış. | Open Subtitles | أنبوب البخار مفتوح وهي مربوطة أمامة مباشرة |
Patlayıcı nota bağlanmış ince bir iplik var. | Open Subtitles | هناك خيوط رفيعة مربوطة بالأوراق المتفجرة |
Ayı ağaca bağlanmış çaresiz bir kurban ve Birleşik Devletler başkanı ona merhamet etmeyi seçiyor. | TED | الدب ضحية عاجز مربوط بشجرة ورئيس الولايات المتحدة قرران يريها بعد الرحمة. |
Masaya bağlanmış bir adam ve ellerinde kırbaçlar var. İkisi de yarı çıplak. | Open Subtitles | وهو مربوط بالطاولة وهم لديهم سوط وجميعهم شبه عاريين. |
Baş aşağı bağlanmış, kafanız kesilmiş halde bulunursunuz. | Open Subtitles | شخص ما سيجدك ذات يوم ربما مقيد هنا وراسك مقطوعة |
Bilgisayar bir inceleme programına bağlanmış durumda. | Open Subtitles | لدينا مشكلة، الكمبيوتر مقيد بنوع ما من أنظمة الفحص الشامل |
Sarılıp bağlanmış... koca bir balık yemi gibi suda salınıyor. | Open Subtitles | مقيدة وملفوفة وعائمة مثل طعم لبعض الأسماك الكبيرة |
Görüntü ve güzellik hakkında konuşan Cameron Russell Avrupa'dan bağlanmış. | TED | كاميرون راسل يتحدث عن الصورة والجمال متصل عبر أوروبا. |
Ağzı ve elleri bağlanmış halde vampirlerin sık sık gittiği mağaralardan birine bırakıIsa onu ben öldürmüş olmam, değil mi? | Open Subtitles | إذا هو ربط و أسكت و ترك فى كهف يتردد عليه مصاصى الدماء هذا لا يبدو كما لو أنى قتلته حقا ، حقا |
Bizler sadece genetik olarak kazara birbirine bağlanmış insanlarız. | Open Subtitles | نحن لسنا سوى بشر، البعض منا مرتبط عرضيًا عن طريق الجينات |
Aslında gördüğün her şey, eşzamanlı canlanıp birbirine bağlanmış bir nöron grubuyla kodlanmıştır. | TED | في الحقيقة، كل شيء رأيته يُرمَّز بمجموعة عصبية مرتبطة به، التي هي خلايا عصبية مرتبطة معاً بواسطة الإطلاق المتزامن. |
Silahı ucuna ağırlık bağlanmış olarak nehrin dibinde buldular. | Open Subtitles | لقد عثروا على المسدس في النهر مربوطاً بثقلاً و منشفة |
Tel Aviv'in merkezindeki bir internet kafeden wifi ile bağlanmış. | Open Subtitles | متصلة بشبكة لاسلكية في مقهى انترنت في منتصف تل أبيب |
- Diğerleri de bu şekilde bağlanmış mıydı? | Open Subtitles | هل الجثتان السابقتان كانت مربوطتان على نفس الطريقة |
Burada gördüğümüz metal bir plaka, ses sürücüsüne bağlanmış ve frekans üretici tarafından besleniyor. | TED | ما نستطيع رؤيته هنا هو لوحة معدنية، هذه المرة موصولة مع كرت الصوت، ويتم تغذيتها بواسطة مولد ترددات. |
Tamamen bağlanmış, tamamen uyuşturulmuş bir hastanın... şu hava menfezinden çıkıp ızgarayı yerine taktığını... ve havalandırma sisteminin içinde sürünerek kaçtığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | حسنا ، أتحاولين اخبارى انه كان مقيدا باحكام ومخدرا وقد هرب بطريقة ما وخلف ذلك وراءه ومن ثم دخل الى نظام التهوية |
Hemen yarın ayrılacağım demiyorum; ama kabul et ki, sonsuza kadar buraya bağlanmış değiliz. | Open Subtitles | لحظه, أنا لا أقول أني سأرحل غدآ من هنا ولكن , لنواجه ذلك نحن لسنا مربوطين بهذا المكان للأبد |