ويكيبيديا

    "başa çıkmak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • للتعامل مع
        
    • على التعامل مع
        
    • التعامل معها
        
    • أنّ تحملي
        
    Yaptığımız şeyle başa çıkmak için bir yol bulmak zorundayız. Open Subtitles سيجب على جميعنا أن نجد طريقةً للتعامل مع ما فلعناه
    çevreyle farklı çekillerde başa çıkmak, çevredeki kaynakları farklı çekilde kullanmak. TED تعلّم طرقٍ جديدةٍ لاستكشاف الوسط، طرقٌٍ جديدةٌ للتعامل مع المحيط.
    Peki neden bizim sihirli ortaya çıkarmak ve onları bizimle başa çıkmak için zorlayamaz? Open Subtitles إذن لم لا نفضح سحرنا و نجبرهم على التعامل مع الأمر
    Manta sorunuyla başa çıkmak istiyorsak başlangıç noktasına gitmemiz gerektiğini farkettik. Open Subtitles أدركنا إذا كنا ستعمل على التعامل مع قضية مانتا، كان علينا أن نذهب إلى نقطة الصفر.
    Bu acı verici deneyimleri yüzeye ne kadar çok getirirsek... onlarla başa çıkmak o kadar kolay olur. Open Subtitles كلما جئنا بهذه الخبرات المؤلمة فى الصدارة كلما أصبح التعامل معها أسهل
    Her şey aynı anda yıkılmaya başladığında başa çıkmak çok zor. Open Subtitles عندما يأتي كل شيء يسقط في نفس الوقت من الصعب جدا التعامل معها.
    Bu olayla tek başına başa çıkmak zorunda değilsin. Open Subtitles -لا يتعيّن أنّ تحملي ذلك على كاهلكِ وحدكِ .
    Ve gerilim yükseldiği zaman, zaten o diyaloğu kurmuşlardı ve bu farklı sorunlarla başa çıkmak için bir kuvvetti. TED وعندما يزداد التوتر, يكونو قد بدأوا ذلك الحوار وذلك مصدر قوة للتعامل مع القضايا المختلفة
    Bu tür şeyleri aşmak için gerçekten çok uğraşıyoruz, o yüzden de sahne heyecanıyla başa çıkmak için yeni bir yönteme ihtiyacımız var. TED أقصد أننا نحاول بجد التخلص من عادات كهذه لذا يلزمنا طرق جديدة للتعامل مع مشكل التوترعلى الخشبة
    Bu sorunlar ile başa çıkmak için gereken kaynakların kıtlığı gittikçe büyüyor. Bugün, son derece gelişmiş bir dünyada tüm bu mali sorunlar ile karşı karşıyayız. TED تأمين المصادر للتعامل مع هذه المشكلات هو فقط للنمو بالتأكيد في العالم المتقدم اليوم مع كل المشاكل المالية التي تواجهنا
    Gerçek saldırgan geldiğinde vücudumuz, aşıyla başa çıkmak için hızlıca bir bağışıklık tepkisi oluşturarak, enfeksiyonu etkisiz hale getirir. TED وحين يتسلل الدخيل الحقيقي الجسم يزيد الأجسام المضادة بسرعه للتعامل مع ذلك اللقاح ويحد من العدوى.
    Fakat veterinerler tay reddetme sendromu ile başa çıkmak için bir müdahale yöntemi geliştirdiler: Kısrakta oksitosinin arttırılması. TED ولكن الأطباء البيرطيين قد لجأوا إلى تدخل للتعامل مع أعراض رفض هذا المُهر يتضمن زيادة الأوكسيتوسين لدى الفرس.
    Beyin ani hareketle başa çıkmak için çok hassas. TED الدماغ لا يزال هشًا للغاية للتعامل مع حركة مفاجئة.
    Böyle insanlarla başa çıkmak konusunda bayağı yetenekliyimdir. Open Subtitles أنا معتادة على التعامل مع أناس مثلهم
    Bu sorunlarla başa çıkmak için fazla genciz ama onlar, sorunları üzerimize fırlatmaktan vazgeçmiyorlar bir çözüm bulmak için bizi düşünmeye zorlamalarına dek. Open Subtitles نحن صغار جداً على التعامل" "مع مثل تلك المشكلات ولكن كنا نثق بأنفسنا" "حتى فكرنا أخيراً في حل
    İş hayatıyla başa çıkmak çok zormuş herhalde. Open Subtitles لابد ان بيئه العمل اصبح من الصعب التعامل معها
    Bununla başa çıkmak için bekleyemedin! Open Subtitles أنت كولدن وأبوس]؛ ر الانتظار بالنسبة لي التعامل معها مثل سألت!
    Bununla başa çıkmak zorundasın. Open Subtitles عليك أن تكوني قادرة على التعامل معها
    Bu olayla tek başına başa çıkmak zorunda değilsin. Open Subtitles -لا يتعيّن أنّ تحملي ذلك على كاهلكِ وحدكِ .

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد