Tek bir adam, yıllarca süren yalnızlığımı, tek başına telafi etmeyi başarmıştı. | Open Subtitles | سنوات من الوحدة وفي دقيقة واحدة استطاع ان يأخذها كلها بعيدا |
Doktor Arya DNA'mı kullanarak bir çocuk yaratmayı başarmıştı. | Open Subtitles | الدكتور آريا استطاع خلق طفل باستخدامالحمضالنوويالخاصبي. |
Zaten kampa gizlice C vitamini sokmuştu, ve şimdi de karaborsadan "marmite" erzaklarını almayı başarmıştı. | TED | كان قد هرّب فيتامين " سي " إلى داخل المعسكر وقد استطاع ان يحصل على كميات من " المارميت " من السوق السوداء |
Üvey kardeşim başarmıştı. | Open Subtitles | هذا مافعله أخي الغير شقيق |
'Pek çok ameliyat ve tedavinin ardından hayata tutunmayı başarmıştı. | Open Subtitles | و بعد إجراء العديد من العمليات الجراحية و خوض العلاجات الطبية تمكَّن من الحفاظ على حياته |
Anlaşılan o ki, tüm arkadaşlarım benden daha yaratıcıydı, çünkü Darnell bile bazı şeyleri yazarak çözmeyi başarmıştı. | Open Subtitles | يبدو أنّ كل أصدقائي كانوا أكثر مني ابداعاً لأنّ حتى (دارنيل) استطاع حلّ مشكلات شخصية بواسطة الكتابة |
Ona yakınlaşmayı başarmıştı. | Open Subtitles | استطاع أن يقترب منه كثيرا. |
Hannah, kaç madenci çıkmayı başarmıştı? | Open Subtitles | يا (هانا)، كم عامل استطاع الخروج؟ |
Elvis başarmıştı, Mick Jagger başarmıştı. | Open Subtitles | هذا مافعله (إلفيس) ومافعله (مايكل جاقر) |
'Pek çok ameliyat ve tedavinin ardından hayata tutunmayı başarmıştı. | Open Subtitles | و بعد إجراء العديد من العمليات الجراحية و خوض العلاجات الطبية تمكَّن من الحفاظ على حياته |