- çağdaş bir orduyu yenebilir... - Britanya ordusu değil, Başbakan. | Open Subtitles | يمكن أن يدمروا جيش حديث ليس جيشا بريطانيا يا رئيس الوزراء |
Başbakan Metaxas, saldırının sorumluluğunu üstlenmeyen Roma'daki Mussolini hükümetini şiddetle protesto etti. | Open Subtitles | لقد إحتجّ رئيس الوزراء ميتاكسّ لحكومة ميسوليني التي أنكرت مسؤوليتها عن الهجوم. |
Başbakan'ın kardeşi olmak yaşamına sert bir bakış açısı getiriyor. | Open Subtitles | المشكلة من كوني اخت رئيس الوزراء توضع حياتك بشكل منظوري |
Ama Başbakan'ın evliliğinin yürümesi için eşinin evde kalması gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن لتستمر حياة رئيسة الوزراء فيتحتم على الزوج البقاء بالبيت |
Ama olağanüstü ulusumuza Başbakan olmaktan büyük bir ödül de yoktur. | Open Subtitles | ولا جائزة اكبر من ان تكون رئيس وزراء لهذه الدولة العظيمة |
Başbakan'ın kardeşi olmak yaşamına sert bir bakış açısı getiriyor. | Open Subtitles | المشكلة من كوني اخت رئيس الوزراء توضع حياتك بشكل منظوري |
Başbakan'ın nerede olduğu hala bilinmiyor. Acil durum başladığından beri ortalıkta görülmedi. | Open Subtitles | الغموض يكتنف مكان وجود رئيس الوزراء والذي لم يظهر منذ بدء الأزمة |
Başbakan ve General Gong'un Biyi şehrinde bir okçuluk yarışması düzenlediğini duydum. | Open Subtitles | سَمعت ان رئيس الوزراء والجنرال جونغ ينون عمل بطولة رماية في بيي |
Başbakan bizi buraya dikkate değer bilgileri almak için gönderdi. | Open Subtitles | نحن نقدم الاوامر هنا رئيس الوزراء ادار ظهره هذه المعلومات |
Başbakan tarafından tamamen kontrol edildi ve Çinliler bunu onayladı. | Open Subtitles | لقد فحصنا كل شيء و رئيس الوزراء الصيني وافق عليها |
Aksi takdirde önümüzdeki 48 saat içinde Başbakan istifasını sunmak zorunda kalır. | Open Subtitles | ما عدا ذلك ، خلال الـ48 ساعة القادمة رئيس الوزراء سوف يستقيل |
Seni şu anda ne bakan ne de Başbakan öldürebilir. | Open Subtitles | لا رئيس الوزراء.. و الرئيس يمكنه قتل أي شخص. |
Röportajı böyle kolayca kabul edeceğiniz hiç aklıma gelmedi sayın Başbakan. | Open Subtitles | لم تكن لدي اية فكرة ان رئيس الوزراء سيقبل بلقاء صحفي |
Pek akıllı görünmüyorsunuz ama Başbakan'ın oğlunu kaçıracak kadar aptal görünümlüsünüz. | Open Subtitles | لا تبدين ذكية لكنك تبدين غبية كفاية لاختطاف ابن رئيس الوزراء |
Niyetlerimizi belirtmek için Başbakan Oshiro ile direkt olarak konuşacağım. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث مع رئيس الوزراء أوشيرو و أوضح نوايانا. |
Evet ama Başbakan'a söz verdim, yalnızca açıklık konusu konuşulacak. | Open Subtitles | اتفقت مع رئيسة الوزراء ان يقتصر حديثنا على مبدأ الشفافية |
Benazir Butto Başbakan olduğu zaman, bir kadın olmasına rağmen, burada kadın karşıtı Taliban'ı yarattı, ve toplumu mahvetti. | Open Subtitles | عندما كانت بناظير بوتو رئيسة الوزراء على الرغم من أنها أمرأة أوجدت مناهضة لنساء طالبان هنا ودمرت المجتمع |
Dua et Bayan Mükemmel, ülkene daha iyi hizmet edersin ve Başbakan olursun! | Open Subtitles | فلتصلى, ايتها المرأة المثالية،التى تخدمى البلاد تضرعى وستصبحى رئيسة الوزراء. |
Toplumsal çalışmamdan ötürü, Başbakan tarafından ödül almaya hak kazandım. | TED | مؤخرًا مُنحت جائزة اعترافًا بعملي الاجتماعي من قبل رئيس وزراء دولتى. |
- Görünüşe bakılırsa, terörist sistemimizin oldukça özel kavrama gücüne sahip. Başbakan, içeride bir köstebek olduğundan şüpheleniyor. | Open Subtitles | يبدو أن للإرهابيين فهم أكثر لنظامنا إن المستشار يشك أنه ربما يوجد مخبر |
Onun hakkında yapılacak bir açıklama Başbakan için ağır sonuçlar doğurabilir. | Open Subtitles | دعم علنى له قد يكون له عواقب سياسية خطيرة لرئيس الوزراء |
Gelecekteki Başbakan. Üst üste üç dönem seçildi. Britanya Altın Çağı'nın mimarı. | Open Subtitles | رئيسة وزراء في المستقبل ، تم انتخابها ثلاث مرات ، وهي مؤسسة العصر الذهبي لبريطانيا |
Başbakan, bütün uçakların tam teçhizatlı ve hazır olmasını istiyor. | Open Subtitles | سيدي الوزير , أريد طائرة كاملة التسليح والوقود |
Günaydın, Başbakan. Yolu hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | صباح الخير يا دولة الرئيس هل تعرف الطريق؟ |
Yani o köydeki herkesi Başbakan mı öldürdü diyorsun ? | Open Subtitles | أنت أرسلت نائب الرئيس ليقتل أشخاص أخرين في القرية. |
Başbakan, vali, milletvekilleri müsteşarlar hatta ana sponsorlar bile geliyor. | Open Subtitles | .. رئيس الوزراء و المحافظ و أعضاء مجلس النوَّاب .. و مسؤولين في الوزارة و أيضاً الرعاة الرئيسيين |
O günden beridir, Tanrı'nın bana verdiği her anı değerlendirip Başbakan olmak için çalıştım. | Open Subtitles | ومنذ ذلك اليوم, وأنا أشتغل جاهداً حتى أُصبح رئيساً للوزراء |
Başbakan er ya da geç müstakbel karımla tanışmalı. | Open Subtitles | لندن 1936 عاجلاً أم آجلاً يجب على رئيس وزرائي أن يقابل زوجتي المستقبلية |
Evet, ama parmağını sürmeden kemik kırabiliyorsa, Başbakan gerçekten büyük tehlikede demektir. | Open Subtitles | نعم، لكن لو بإمكانه كسر عظامك بدون لمسك فرئيس الوزراء بخطر حقيقي |
Başbakan Valis'i takdim edebilir miyim? | Open Subtitles | إسمحوا لي بتقديم رئيس مجلس الوزراء فاليس |